İşte 'Köstebek' dosyasındaki o belge

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği ve eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ı "Köstebek" olarak suçlamasına neden olan belgeler bugün Sözcü Gazetesi'nde yayınlandı.

İşte Köstebek dosyasındaki o belge
14 Ekim 2011 Cuma 11:20 tarihinde eklendi, 1.247 kez okundu.

 

Saygı Öztürk'ün haberine göre, Kılıçdaroğlu'nun TBMM kürsüsünden gösterdiği "Deniz Feneri-Köstebek Olayı" yazılı klasöründe, konuşma 'tape'leri, kimin kimi ne zaman aradığına ilişkin telefon trafiği kayıtlarının da yer aldığı iddia edildi. 
 
İşte o klasörde olduğu öne sürülen belgeler:
 
"Yapılacak aramayla ilgili diğerlerine bilgi verdim"
"Deniz Feneri e.V soruşturmasının sanıklarından İsmail Karahan'ın ifadesinde "arama yapılacağının öğrenildiği" yer alıyor. İşte Karahan'ın ifadesindeki o bölüm:
"İstanbul'daki işyerlerimizde yapılan aramadan hemen birkaç gün önce Mustafa Çelik beni telefonla arayarak yüz yüze görüşmemiz gerektiğini söyledi. Bir araya geldiğimizde bana işyerinde arama yapılacağını duyduğunu, bu nedenle izine ayrılmamamı belki işyerinde bazı bilgilere ihtiyaç duyulabileceğini, bunları kendilerinin cevaplayamayabileceğini söyledi.

ÇELİŞKİLİ İFADE
 
Cumhuriyet Gazetesi'nin haberine göre, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın Koruma Müdürü Ali Karabağ’ın savcılıkta verdiği ifadede, “Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz’ı Bakan Bey’in ertesi günü Kırıkkale’ye gideceğini bildirmek için aradım” dediği iddia edildi. Buna karşın Atalay’ın bu konuşmadan bir gün sonra Kırıkkale’ye değil Başbakan Tayyip Erdoğan ile Irak’a gittiği anlaşıldı.
 
Beni arama yapılacağını öğrendikten sonra bazı personelimizin işten ayrılmamasını istedim. Bundan amacım arama sırasında bilgilere ihtiyaç olabileceği içindi. Mustafa Çelik bana arama yapılacağını söyledikten sonra Zekeriya Bey'e de aynı bilgiyi vermiş. Zira ertesi gün üçümüz bir araya gelerek konuştuk, bu konuşmaya göre arama yapılacağından Zekeriya Bey'in de bilgisi olduğu anlaşılıyordu. Bu konuşmamızın temeli arama sırasında ne yapacağımıza yönelik idi.
 
Bundan kastettiğim delil ya da kayıt gizleme ya da yok etme değildi. En azından aramanın medyanın gündeminde yer alacağını bu konuları konuştuk."
 
Saat 22:19: İçişleri Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü adına kayıtlı ve yakın koruma tarafında kullanılan cep telefonundan 14 Ekim 2010'da yani arama yapılmadan iki gün önce saat 22:19'da Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz aranıyor. Konuşma 134 saniye sürüyor.
 
Saat 22:22: Belediye Başkanı Veli Korkmaz, başka bir telefonla Kanal 7 Genel Müdürü Mustafa Çelik'i arıyor.
Telefon konuşmasının hemen ardından Çelik, aynı soruşturmanın şüphelilerinden İsmail Karahan'ı arıyor.,
 
CHP lideri Kılıçdaroğlu iddialarını sürdürdü
 
Beşir Atalay'ı, İçişleri Bakanlığı dönemindeki uygulaması nedeniyle "Köstebek"likle suçlayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
 
"Beşir Atalay, 'belediye aranıyor' diyor. Doğru, belediye başkanı özel kalem müdürü tarafından aranabilir. Ama arayan özel kalem müdürü değil, bakanın koruma müdürüdür. Koruma müdür belediye başkanını niye arıyor? Üstelik o günlerde bakanın Kırıkkale'ye gitmesi, gelmesi diye bir şey de yok.
 
"Bu olayda köstebeğin bürokratik yüzü var"
Saat 22:20'de, koruma müdürünün Kırıkkale Belediye Başkanı'nı araması ve hemen ardından başlayan telefon trafiği anlamlıdır. Deniz Feneri olayında 'köstebeğin' bürokratik yüzü de var. Bakana arama yapılacağı kararı nasıl gitti? Mahkeme kararı verildiği öğrenildiğinde mi, yoksa mahkeme kararı mı bizzat bakana verilmiştir? Mahkeme kararı Emniyet'e gidince mi bakan aranıp bildirilmiştir? Bakan, 'bana önceden haber verilmemiştir' diyemez. Çünkü, Karahan'ın ifadesi önceden haberdar olduklarını ortaya koyuyor." Yaptığım açıklamalar için Sayın beşir Atalay, 'hukuka aykırıdır' diyor. Benim bu konudaki soru önergeme yasaya göre 15 gün içinde cevap verilmesi gerekiyordu. Tam 3 yıldır soru önergeme cevap vermediniz. hukuka bu kadar bağlı olduğunu belirtenler, hukukun gereğini yapmaz mı?"