İzzet Çapa da Habertürk'ten kovulmuş

İzzet Çapa, Bülent Ersoy röportajını "gazetecilik cinayeti" olarak niteleyen Mevlüt Tezel'e çarpıcı başlıkla yanıt verdi.

İzzet Çapa da Habertürkten kovulmuş
06 Ocak 2012 Cuma 17:35 tarihinde eklendi, 2.944 kez okundu.

 

İzzet Çapa, Deniz Gezmiş’le ilgili açıklamaları tartışma yaratan Bülent Ersoy röportajını "gazetecilik cinayeti" olarak niteleyen Mevlüt Tezel’e aynı gün bu çarpıcı başlıkla yanıt verdi... 
 
Günaydın yazarı Mevlüt Tezel, günlerdir tartışma konusu olan röportajı bugün "Ersoy röportajı gazetecilik cinayetidir" başlıklı yazısıyla eleştirmiş ve şöyle yazmıştı:
 
"... Gündemden düşen ve tekrar popüler olmak için uzun zamandan beri etrafına çamur sıçratan Ersoy’a ne söylesek boş.
Daha önce de defalarca yaptı bunu!
Ben asıl Ersoy’un her söylediğini aynen yazan İzzet Çapa’ya ve o röportajı yayınlayan Habertürk’e kızıyorum.
O röportaj yayınlanırken unutulan gazetecilik kurallarını hatırlatmayanlara daha da çok kızıyorum!
Herkes bir şey söyler, atıp tutar. Gazetecilik söyleneni aynen yayınlamak değil, elde edilen bilgiyi kontrol edip yazmaktır.
Hadi mekancı İzzet Çapa gazeteciliğin bu en temel kuralını bilmiyor; ya siz editörler, yazı işleri müdürleri?
Siz nasıl atlarsınız bunu?
Bal gibi biliyorsunuz ne yapılması gerektiğini.
Eğer bilmenize rağmen "Boşver yayınlayalım, ortalık karışsın" mantığıyla hareket ettiyseniz yazık, çok yazık! ... " 
 
Çapa’nın Tezel’e yanıtı geçikmedi. Çapa Gecce.com sitesinde "Habertürk’ten kovuldum!" başlığı altında şöyle yazdı:
 
"Başlığı görünce hemen tıkladınız ve daldınız yazının içine değil mi? Ben de aynen öyle yapmıştım bu sabah bir gazete köşesinde cinayet işlediğimin yazıldığını görünce. 
 
Hiçbir şey öğrenemeyeceğim kadar cahil birine rastlamadığım için, gün geçmiyor ki yeni bir şeyler öğrenmeyeyim. Ne var ki  yazı ’ciddi’ idi, benim başlık çakma... ’Kimileri’ boşuna sevinmesin "İzzet sonunda şutlandı diye.
 
Efendim konu şu; gazetesinin büyüklüğü altında kalem oynatan bir ’üstat’, benim Bülent Ersoy’ya yaptığım röportajın bir ’gazetecilik cinayeti’ olduğunu yazmış. Herkesin her şeyi yazma hakkı var tabii... Sonra da, fıldır fıldır dönen gözlerle "Şimdi cevap verecek yine gündeme oturacağım" diye düşünmeye de... Bu nedenle her gün fevkaladenin fevkinde eserler ortaya koyan Türk basınının bu mümtaz siması adını burada vermediğim için üzülecek biliyorum. Ama üzülmesin, cünkü okumayanlar için yazısını yayınlıyorum işte. Bir de not kendisine; "Bugün kime çakayım da daha çok tıklanayım" diye verdiği can siparane mücadele, kendi gazetesinin koridorlarında kulaktan kulağa fısıldanıyormuş. Bu kadar da kıyağım olsun arkadaşa.