JİTEM Saddam'a asker satmış

Saddam’ın 1988’de Halepçe’de kimyasal silahla yaptığı katliamdan sonra Türkiye’ye kaçan KDP komutanı Gewdan, Türk vatandaşı olup askerliğini yaparken Saddam’a teslim edilmiş

JİTEM Saddama asker satmış
08 Ekim 2012 Pazartesi 09:01 tarihinde eklendi.

JİTEM’e bağlı yargılama ve davalar sürerken, Diyarbakır Başsavcılığı, askerlik görevini yapan kişiyi kaçırarak Irak’a 100 bin dolar karşılığında satan ve bu kişinin idam edilmesine neden olan JİTEM’ciler hakkındaki dosyayı zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle kapattı. Dosya, AİHM’ye taşındı.

 
Irak’ta 1988’te, Saddam Hüseyin’in Halepçe’teki Kürtler’i hedef alan kimyasal saldırısından kaçan, KDP komutanlarından Muho Gewdan, Türkiye’ye sığındı. 1989’da Türkiye’den vatandaşlık hakkı alarak, ismini Mehmet Kılıç olarak değiştiren Gewdan, kendisine yeni bir yaşam kurdu.
 
Türkiye’de evlenen Gewdan, yeni kimliğine ve vatandaşlığına kavuştuktan sonra askerlik görevini yapmak için başvuruda bulundu. Antalya Topçular 3. Piyade Eğitim Tugayı’nda askerliğini yapan Gewdan, bu süreçte Irak rejimi tarafından da aranıyordu. Bu süreçte Gewdan’ın, askeri birliğinden kaybolduğu ortaya çıktı. Olayla ilgili açılan soruşturma, JİTEM tetikçisi olan İbrahim Babat takma ismini kullanan, Irak uyruklu Hacı Hasan’ın verdiği ifadeyle boyutlandı. Hasan, Başbakanlık Teftiş Kurulu‘na da dilekçeyle gönderdiği, savcılığın konuyla ilgili zamanaşımı kararına da yansıyan ifadesinde, JİTEM’in kurucusu Arif Doğan’ın, Diyarbakır JİTEM Grup Komutanı olduğu dönemde, JİTEM’den ayrıldıktan sonra Ankara’da öldürülen Binbaşı Cem Ersever’in emriyle Gewdan’ın aranmaya başladığı anlatıldı.
 
Kapıdan almışlar
Gewdan’ın askerde olduğunun anlaşılmasının ardından Astsubaş Ş.B. ve Tokatlı Erol olarak bilinen bir askerin, yanlarındaki bir başka kişiyle, Gewdan’ın askerliğini yaptığı kışlaya gittiği, buradaki yetkililere Gewdan’ın bir yüzbaşıyı şehit ettiği iddiasıyla sorgulanacağı bilgisinin verildiği belirtildi. Dönemin alay komutanının, çarşı izninde gösterilmesi talimatı doğrultusunda Gewdan’ın çarşı izninde gösterilerek JİTEM’e teslim edildiğinin anlatıldığı ifadede, JİTEM’cilerin de Gewdan’ı Silopi’de Cem Ersever’e teslim ettiği kaydedildi. İfadede, Ersever’in de 100 bin dolar karşılığında Gewdan’ı, Saddam güçlerine sattığı öne sürüldü.
 
Bu itiraflara rağmen savcılık sadece Babat hakkında soruşturma başlattı. Doğan ve Gewdan’ı kaçıranlar hakkında ise işlem yapılmadı. Konuyla ilgili askeri yetkililerin soruşturulması talebi konusunda ise Genelkurmay’dan izin çıkmadı.
 
AİHM’ye başvuru
 
Safiye Kılıç, geçen yıl AİHM’ye verdiği dilekçesinde şunları anlattı:
 
“Eşim Halepçe katliamından sonra 8 çocuğuyla Türkiye’ye sığındı. Mesud Barzani’ye çok yakındı. Bunu bilen Baas rejimine bağlı Irak askerleri KDP sırlarını öğrenebilmek için eşimin peşine düştü. Eşim, vatani görevini yaparken aniden ortadan kayboldu. Birliğine telefon açtığımızda çarşı iznine çıkıp bir daha geri dönmediği bilgisi verildi. Dönemin Hakkâri Milletvekili Cumhur Keskin, SHP milletvekilleri Ahmet Türk ve Arif Sağ’dan yardım istedik. Aynı yıl Bülent Ecevit, Beytüşşebap’a geldi. Ecevit not aldı ve araştırıp bize bilgi verileceğini söyledi. Tüm başvurularımız sonuçsuz kaldı. Daha sonra jandarma istihbatı adına çalışan bazı itirafçılar yakalanınca eşimin Silopi JİTEM ekibi tarafından Antalya’daki birliğinden alınarak Habur Sınır Kapısına getirilip 100 bin dolar karşılığında Saddam’ın askerlerine satıldığını ve Bağdat’ta özel bir hapishanede tutulduğunu onu gören tanıklardan öğrendik. Daha sonra idam edildiğini duyduk. Eşim 100 bin dolar karşılığında JİTEM komutanları tarafından Irak yetkililerine teslim edilmiştir. TSK bünyesinde askerliğini yapan bir kişinin komutanların bilgisi dâhilinde para karşılığında başka bir ülkeye satılmasıyla ilgili gerek savcılıklara, gerekse Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığına eşimle ilgili ifade veren JİTEM elemanı İbrahim Babat hakkında dava açılmış ancak Astsubay Şaban Bayram ile Albay Doğan hakkında işlem yapılmamıştır.”
 
Zamanaşımı
Başsavcılık, “çıkar amaçlı suç örgütü kurmak” suçundan devam eden soruşturmayı, geçen günlerde 20 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu için kapattı.
 
Avukat Tahir Elçi ise karara itiraz edeceklerini belirterek, “Kamu görevlilerinin sorumlu olduğu gözaltında kayıp ve faili meçhul cinayetler gibi ağır ihlaller Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca insanlığa karşı suç oluşturup zamanaşımına uğramaması gerekiyor” dedi.

Milliyet