Kaçak balık avına geçit yok

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, geçen yıl yaptığı denetimlerde, kaçak ve kural dışı avlanılan 120 ton su ürününe ve avda kullanılan malzemelere el koydu

Kaçak balık avına geçit yok
19 Şubat 2011 Cumartesi 10:13 tarihinde eklendi, 1.042 kez okundu.

 

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, geçen yıl yaptığı denetimlerde, kaçak ve kural dışı avlanılan 120 ton su ürününe ve avda kullanılan malzemelere el koydu. Geçen yıl balıkçılıkla ilgili 52 bin 860 denetim yapan bakanlık, toplam 1,3 milyon lira idari para cezası verdi. 
    
Türkiye, avlanılacak asgari balık boyu konusunda AB kurallarına uyuyor. Ancak, istakoz, istavrit, levrek, lagos, hani ve orfozda, avlanmasına izin verilen asgari balık boyu, AB'den daha düşük. Bunun, coğrafi ve beslenme şartlarından kaynaklandığı belirtiliyor. 
    
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, av sezonunun başlamasıyla birlikte, başta hamsi avcılığına getirilen düzenlemeler olmak üzere, su ürünleri avcılığına getirilen düzenlemelerin takip ve kontrolü amacıyla, karaya çıkış noktaları, yol güzergahları, balık halleri ve perakende satış yerlerinde, bakanlık elemanlarınca eş zamanlı denetimler gerçekleştiriliyor. 
    
Geçen yıl, Türkiye genelinde, 52 bin 860 denetim yapılırken, denetimler sonucunda, 3 bin 718 cezai işlem uygulandı, 78 kişi hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Kaçak ve kuraldışı avlanan 120 ton su ürününe, 6 adet trol ağına, 7 adet algarna ağına, 5 bin 51 adet tırıvırı, 70 bin metre ağ, 190 adet olta takımı, 190 adet sepet, 80 adet paraketeye el konuldu. Yapılan ihlaller için toplam 1 milyon 348,6 bin lira idari para cezası uygulandı. 
    
Bakanlık, 2009'da, balıkçılık sektöründe 53 bin 60 denetim yapmış, 2790 adet idari ceza uygularken, 101 kişiye suç duyurusunda bulunmuştu. 
     
BALIKÇI GEMİSİ SAYISI AB ÜLKELERİNDEN DAHA FAZLA- 
     
Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'deki aktif balıkçılık gemisi sayısı, 20 AB ülkesinin her birindeki balıkçılık gemisinden daha fazla. 
    
AB'nin 2006 istatistiklerine göre, 20 AB ülkesinde toplam 86 bin 704 aktif balıkçılık gemisi bulunuyordu. Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü (KKGM) ve Sahil Güvenlik Komutanlığı (SGK) verilerine göre ise 2006'da 18 bin 396 olan Türkiye'deki aktif balıkçılık gemisi sayısı, 2009'da 17 bin 424'e geriledi. 
    
Türkiye'nin 2006 yılı itibariyle sahip olduğu 18 bin 396 adetlik aktif balıkçı teknesi sayısı, aynı yıl itibariyle 20 AB ülkesinin her birinde bulunan aktif balıkçı gemisi sayısından daha fazla. Söz konusu yıl itibariyle, Yunanistan'da 17 bin 878, İtalya'da 14 bin 93, İspanya'da 13 bin 357, Portekiz'de 8 bin 715 aktif balıkçılık gemisi bulunuyordu. Gemi sayısındaki fazlalığa karşın, birçok ülkenin avlanma kapasitesi Türkiye'nin üzerinde. 
     
-İHLAL ORANI DA YÜKSEK- 
     
Verilere göre, gemi sayısındaki fazlalığa rağmen, Türkiye'nin denetim miktarı da oldukça yüksek. Denetim sayısının fazlalığına bağlı olarak, tespit edilen avlanma kurallarını ihlal sayısı ve ihlallerin toplam gemi sayısına oranı da artıyor. 
    
AB'de, 2006 yılında 86 bin 704 aktif balıkçılık gemisi bulunurken, yapılan denetimlerde toplam 10 bin 362 kural ihlali tespit edildi. Belirlenen kural ihlali sayısının toplam gemi varlığına oranı ise ortalama yüzde 12 oldu. 
    
Türkiye'de, 2006'da, 18 bin 396 aktif balıkçı gemisi bulunurken, aynı yıl KKGM ve SGK tarafından yapılan denetimlerde 2 bin 113 kural ihlali tespit edildi. Bakanlık aynı yıl, 36 bin 736 denetim yaptı, 113 olay hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunurken, 786 adet idari para cezası uyguladı. Avlanma kurallarını ihlal ettiği belirlenen gemilerin toplam gemi varlığına oranı yüzde 11,5 oldu. 
    
2009'da ise gemi sayısı 17 bin 424'e gerilerken, bakanlık 53 bin 60 denetim yaptı, 101 olay hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu, 2790 adet idari ceza uyguladı. KKGM ve SGK'nın yaptığı denetimler sonucunda ise toplam 5 bin 61 ihlal belirlendi. İhlal sayısının toplam tekne sayısına oranı yüzde 29'a yükseldi. Yani, 100 balıkçı teknesinden 29'unun avlanma ile ilgili kuralları ihlal ettiği tespit edildi. 
    
AB'de, 2006 itibariyle balıkçılık kurallarını ihlal eden teknelerin toplam tekne sayısına oranının, İtalya ve Belçika'da yüzde 27'nin üzerinde, Fransa'da yüzde 17,7, İspanya ve Portekiz'de yüzde 15'in üzerinde, Polonya'da yüzde 14,6 düzeyindeydi. 
     
-AVLANILABİLECEK BALIKLARIN ASGARİ BOYU- 
     
Bakanlıktan verilen bilgiye göre, su ürünleri avcılığı ile ilgili düzenlemeler yapılırken; özellikle balık boyları ile ilgili limitler konusunda, AB ve dünya standartları dikkate alınıyor. 
    
Bu düzenlemeler yapılırken, ilgili kamu kuruluşlarının, bilimsel kuruluşların, balıkçı örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerine başvuruluyor, alınan bu görüşler, su ürünleri sektörünü temsil edecek şekilde oluşturulan Su Ürünleri İstişare Kurulu'nun değerlendirmesine sunularak alınan mutabakat doğrultusunda hazırlanan tebliğ yayımlanıyor. Tebliğde, avlanabilir asgari balık boyları ile ilgili düzenlemeler de yer alıyor. Sirkülere ilişkin değişiklik talepleri ise Haziran'da yapılacak Su Ürünleri İstişare Kurulu'nda değerlendiriliyor. 
    
Bakanlığın bu yılki su ürünleri avcılığına ilişkin sirkülerinde de, avlanma izni verilen balıkların asgari boyları, genelde AB kriterleri dikkate alınarak belirlendi. Ancak, istakoz, istavrit, levrek, lagos, hani ve orfozda, avlanmasına izin verilen asgari balık boyu, "coğrafi ve beslenme şartları" nedeniyle AB'dan daha düşük tutuldu. 
    
AB'de 30 cm'den küçük istakoz, 15 cm'den küçük istavrit avına izin verilmezken; Türkiye'deki balıkçılar, 25 cm uzunluğunda istakozu, 13 cm uzunluğunda istavriti avlayabiliyor. AB'de 25 cm'den küçük levrek, 45 cm'den küçük lagos, hani, orfoz balıklarının avlanmasına izin verilmiyor. Türkiye ise levrek için boy sınırını 18 cm (AB limitinin 7 cm altında), lagos, hani ve orfoz balıkları için 30 cm (AB limitinin 15 cm altında) olarak belirledi. 
    
Diğer taraftan, kidonya, uskumru, barbunya, bakalyaro ve karagöz balıklarındaki asgari boy limitinin AB limitinin üzerinde belirlendiği dikkat çekiyor. 
    
Balıkların üreme olgunluğuna gelmesinin, coğrafi ve beslenme şartlarına göre değişebildiğini belirten yetkililer, beslenme şartlarına bağlı olarak, balıkların, bazı bölgelerde daha kısa sürede üreme olgunluğuna erişebildiğini anlattı. Asgari avlanma boyu belirlenirken, kesinlikle balıkların bir kez yavru verme süresine ve dönemine dikkat edildiğini vurgulayan yetkililer, ilgili üniversitelerdeki bilimadamlarından da görüş alınarak, en az bir kez üreme vermiş döneme gelen balıkların boylarının tespit edildiğini söyledi. 
    
Yetkililerin verdiği bilgiye göre, orkinos balıkları ABD denizlerinde 9 yılda asgari avlanma boyutuna gelirken, Akdeniz'de bu süre 4 yıla kadar düşüyor. Beslenme şartlarına bağlı olarak, bazı denizlerde 20 kg'da üreme olgunluğuna erişen bazı balıklar, bazı denizlerde 6 kg'da üremeye başlayabiliyor. 
    
Ayrıca, avlanma boy limiti belirlenirken, balık polülasyonu da dikkate alınıyor. Popülasyon düzeyine bakılarak, avlanılacak balık boyu düşürülebiliyor. 
    
Türkiye'de, başta Greenpeace olmak üzere bazı örgütler, organizasyonlar tarafından, balık stoklarının tükenmesine yol açan yavru balık avına ve satışına karşı, "Seninki kaç santim?" ve "Küçük balık yoksa büyük balık da yok" kampanyaları sürdürülüyor.