Kadir Sağdıç'tan TSK'ya sitem

''Balyoz Planı'' davasının tutuklu sanığı Genelkurmay Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç TSK'ya sitem etti

Kadir Sağdıçtan TSKya sitem
24 Haziran 2011 Cuma 16:31 tarihinde eklendi, 2.078 kez okundu.

 

 "Balyoz Planı" davasının tutuklu sanığı Genelkurmay Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç, "Biz kaçmıyoruz hukuktan. Bireysel olarak yargılanıyoruz. Bizim kurumumuz arkamızda bile durmuyor" dedi. 
     
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, avukatların taleplerinin ardından sanıkların savunmalarının alınmasına geçildi. 
     
"Bu iddianame ve ekleri usulden ve esastan hukuk dışıdır" diyen Sağdıç, aleyhine hukukun kabul ettiği tek bir delil olmadığını savundu. 
   
Sağdıç, suçlamaya dayanak teşkil eden 11, 16 ve 17 numaralı CD'lerin delil değil, belge bile olmayan dijital kayıtlar olduğunu ileri sürerek, bilirkişi raporlarıyla bu CD'lerin komplo ürünü, düzmece dijital veriler olduğunu ortaya çıktığını anlattı. 
     
Kadir Sağdıç, "Hiçbir kanıt olmaksızın tutuklu olmam hukuksuzluktur ve mağduriyettir. Suçlamaları kabul etmiyorum" diyerek, savunmasını slaytlar eşliğinde sürdürdü. 
     
Gölcük Donanma Komutanlığında yapılan aramada ele geçirilen belgelere değinen Sağdıç, bir belgede sözde kendisinin bir albayına talimat verdiğini söyledi. 
     
"Neresinden bakarsanız hepsi saçmalık dolu. Ben istihbarat subayı mıyım, araziden anlayayım? Pes diyorum" diyen Sağdıç, sahte olduğunu iddia ettiği belgelerin diğer davalarla ilişki kurmak için yapılan bir komplo olduğunu öne sürdü. 
     
Gölcük Donanma Komutanlığından ele geçirilen belgelere ilişkin emniyetin tespit tutanağında 9 yanlış yapıldığını ileri süren Sağdıç, "Sözde çete var. Bu çeteye kimlerin bulaşmış olabileceğini yine yargı bulacak" dedi. 
     
Bir belgede, arazi tarama, istihbarat, halkta irtica karşıtı algı oluşturmak gibi konularda çalışmalar yapacağı, personel bulacağı gibi konular olduğuna dikkati çeken Sağdıç, "Genelkurmay'ın istihbarat birimi, emniyet yok mu? Ben istihbarat eğitimi almadım. Neden bu konularda bir amiral görevlendirilsin? Bunların hepsinin iftira olduğu açık. Bu dijital veriler 22 Temmuz 2009'dan sonra üretilebilir" diye konuştu. 
     
Masumiyet karinesi dikkate alınmadan hakkında yayımlar yapıldığını ifade eden Sağdıç, "Bir kısım hainler de sözde çeteyle işbirlik yapıyor. Ciddi bir komplocu grup var. Gölcük ve Eskişehir de bunların yaptığı son icraat. Suç duyurusunda bulundum. Bir adım ilerlemiyor. Silahlı Kuvvetler personeline yapılmış hukuksuzluk had safhaya çıkartılmış durumda" şeklinde konuştu. 
     
-"SEMİNERE KATILMADIM"- 
       
Hrant Dink cinayetine ilişkin kamuda görevli 26 kişinin isminin listede olduğunu, bir milletvekilinin bu kişilerin yargılanması için meclise önerge verdiğini belirten Sağdıç, "Burada valiler korundu. Valilerin göndermediği emniyet müdürleri korundu. Bu anda da koruma zırhının içinde meclise giriyorlar" dedi. 
   
ÖSYM'deki şifre iddialarından dolayı YÖK'ün, ÖSYM Başkanının savcıya ifade vermeye gitmesine izin vermediğini belirten Sağdıç, "Biz kaçmıyoruz hukuktan. Bizi tutukluyorlar. Bireysel olarak yargılanıyoruz. Bizim kurumumuz arkamızda bile durmuyor. Biz masumuz sayın başkan. Ne yazık. Çok incindik, çok yaralandık" diye konuştu. 
     
Sağdıç, dava konusu seminere katılmadığını, hiçbir emir ve direktif almadığını, toplantılar yapmadığını belirterek, şöyle devam etti: 
   
"Hukukun kabul ettiği hiçbir delil ve kanıt olmaksızın TC hükümetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüsten yargılanmam çok büyük bir adaletsizlik ve iftiradır. Bütün bunları hukukun yok edildiği bir dönemde adaletin yeniden tecellisi için tarihe not düşmek üzere söylüyorum. Çok kahramanı olan bu milletin hainleri de olmuştur. Bu vatan ve gelecek nesiller için savaşan kahramanlarımızın yanında, bazılarının işgalcilerle işbirliği ve hainlikler yaptıkları, memleketin işgal görmeyen yerlerinden bazılarının asker kaçakları oldukları ve hatta yine bazı hainlerin iç cepheyi çökertmeye yönelik isyanlar çıkarttıkları sanılmasın ki unutuldu. Bugün de o hainlerin yine iş başında, içimizde, açık ya da örtülü hıyanetlerine devam ettiklerini görüyoruz. Birileri vatan için, barış içinde özgürce ve uygarca yaşamak için kanun ve emirlerin onlara yüklediği görevleri eksiksiz yapmak uğruna canları pahasına her şeylerini feda ederken, hainler ve nankörler hak etmedikleri bir refahın sefasını sürsünler. Ancak yüce Türk Milleti yine de müsterih olsun, hukuk işlemese de bize komplo kurarak bunları reva görenler ilahi adaletin pençesinden kaçamayacak. Bundan kaçış yok, er ya da geç bu ilahi hesap görülecektir."