Kalp krizinin sebebi kolesterol

Yüksek kolesterol, ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alan kalp krizi ve inme riskini artırıyor. Kolesterolün düşürülmesi ile kalp krizi ve inme riski yüzde 25-45 oranında azalıyor

Kalp krizinin sebebi kolesterol
20 Aralık 2011 Salı 13:07 tarihinde eklendi.

 

Koru Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Meltem Refiker Ege, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kolesterolün kanda dolaşan bir yağ maddesi ve vücudu oluşturan hücrelerin önemli bir yapı taşı olduğunu söyledi. Vücuttaki kolesterolün yüzde 75’ini karaciğer tarafından oluşturulurken, yüzde 25’inin tüketilen yiyeceklerden alındığını belirten Ege, hücrelerin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için kolesterole ihtiyaç duyduğunu ifade etti.
 
Ege, "Ancak vücutta bulunan fazla kolesterol damarların duvarında birikerek halk arasında damar tıkanıklığı olarak bilinen aterosklerotik plak dediğimiz yapılara neden olur" dedi. Yüksek kolesterolün, belirti vermekten ziyade damar tıkanıklığının neden olduğu koroner arter hastalığı, periferik arter hastalığı ve inme gibi ciddi hastalıklara yol açtığına dikkati çeken Ege, kalp ve damar hastalıkları açısından önemli bir risk faktörü olduğunu, hekimin önerdiği doğrultuda kesinlikle tedavi edilmesi gerektiğini vurguladı. Kardiovasküler hastalıkların Türkiye’de ölüm nedenleri içinde ilk sıralarda gelen hastalıklar arasında yer aldığını belirten Ege, "Kalp krizlerinin yüzde 50’si kolesterol yüksekliğinden kaynaklanmaktadır. Yapılan birçok çalışma, kolesterolün düşürülmesi ile kalp krizi ve inme riskinin yüzde 25-45 oranında azalttığını ortaya koyuyor" diye konuştu.
 
"Tanı konulan tüm hastalarda ilaç başlanmalıdır"
 Yüksek kolesterol tanısı almış tüm hastaların tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizen Ege, "Bu yüzden endikasyon konulan tüm hastalarda kolesterolü düşürmek amacı ile ilaç başlanmalıdır" dedi. Ege, kolesterolü düşürmek için birkaç çeşit ilaç kullanıldığını anlatarak, şöyle devam etti: "Bunlar içerisinde kullanılan kimi ilaçlar, halk arasında kötü kolesterol olarak bilinen ve damar sertliğine neden olan LDL-kolesterolü düşürmektedir. Bu ilaçlar kullanıldıkları dozlara bağlı olarak LDL- kolesterolde yüzde 25-50 oranında azalmalara yol açar. Sadece diyet ve egzersiz ile LDL- kolesterol düzeyinde sağlanacak düşüş yüzde 10-15 civarındadır.
 
Kalp damar hastalığı, diyabeti veya kalp damar hastalıklarına neden olacak çok sayıda risk faktörü olan, yani kalp krizi geçirme riski yüksek olan hastalarda kolesterol düzeyleri diyet ve diğer önlemlerle istenilen düzeylere düşürülemiyorsa doktor önerisiyle kolesterol ilaçları başlanılmalı ve yaşam boyu bu ilaçlar kullanılmalıdır. Son günlerde yan etkileri olduğu ve gerekli olmadığı gerekçesiyle gündemde yer alan kolesterol düşürücü ilaçlar, çok uzun süredir kullanıldığı için yan etkileri en çok bilinen ve hekim kontrolünde kullanıldığında son derece güvenli olan ilaçlardır.
 
En çok karşılaşılan ve doz bağımlı yan etkileri yaygın kas ağrıları ve karaciğer enzim yüksekliğidir. Bu yan etkiler ilaç kesildiği takdirde düzelir. En çok korkulan, ancak 10 milyonda bir görülen yan etkisi böbrek yetmezliğinin eşlik ettiği yaygın kas harabiyeti dediğimiz rabdomyolizdir. Kolesterol düşürücü ilaç olan statinlerin ciddi yan etkileri çok çok az oranda görülmekte, ama tedavi edilmeyen kolesterol yüksekliğinin etkileri daha ciddi hastalıklara, hatta hayatı tehdit edecek rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Dolayısıyla tedavi kılavuzlarının önerdiği şekilde değişik hasta gruplarında belirlenen hedef düzeylere ulaşabilmek için diyetin yetersiz kaldığı koşullarda muhakkak kolesterol düşürücü ilaçlar kullanılmalıdır.
Sonuç olarak LDL-kolesterol değerinin istenilen hedef değerlere düşürülmesi damar tıkanıklığı riskini, bilinen damar tıkanıklığı olan kişilerde ise kalp krizi, inme ve ölüm riskini azaltmaktadır."