Kaybedenler Kulübü vizyonda

Tolga Örnek'in yönettiği ve Nejat İşler, Yiğit Özşener, Ahu Türkpençe ile İdil Fırat'ın oynadığı “Kaybedenler Kulübü” filmi, komedi ve dram sahneleriyle sinemaseverlerin ilgisini çekecek.

Kaybedenler Kulübü vizyonda
25 Mart 2011 Cuma 11:31 tarihinde eklendi, 2.525 kez okundu.

 

Filmde, alternatif kitaplar basan bir yayınevinin sahibi Kaan (Nejat İşler) ile Kadıköy'de bar işleten, çok sıkı bir plak ve efemera (gündelik yaşama ait ıvır zıvır olarak nitelendirilebilecek kısa ömürlü küçük ve geçici belgeler) koleksiyoneri Mete (Yiğit Özşener), 1990'lı yılların ikinci yarısında, bir radyo programı yapmaya başlar. Program zaman içinde hem onların hem de dinleyenlerin hayatını değiştirecek. Programın şöhreti hızla yayılırken Kaan ve Mete hayatlarına aynen devam eder. Her gün başka kadınlarla yalnızlığını gidermeye çalışan Kaan, aradığı aşkı Zeynep'te (Ahu Türkpençe) bulur ve bu aşkı tutkuyla yaşamaya çalışır. Herkesin “kendi kaybını” bulduğu “Kaybedenler Kulübü” programı, toplumun farklı kesiminden insanları bir araya getirir.
 
HAYATIM YALAN
 
Dennis Dugan'ın yönettiği ve Adam Sandler, Jennifer Aniston, Nicole Kidman ile Nick Swardson'un oynadığı “Hayatım Yalan (Just Go With It)” filmi, romantik komedi sahneleriyle izleyicilerin karşısına çıkacak.
Filmde, kendisinden çok daha genç bir öğretmenle aşk yaşayan bir plastik cerrah, dikkatsizce söylediği bir yalanın üzerini kapatmak için sadık asistanından, yakında boşanacağı karısı rolü oynamasını ister. Bu durum geri teperek, daha fazla yalana neden olduğunda, asistanın çocukları işe karışır ve herkes hayatlarını değiştirecek bir hafta sonu tatili için Hawai'nin yolunu tutar.
 
İNTİKAM YOLU
 
Patrick Lussier'in yönettiği ve Nicolas Cage, Amber Heard, William Fichtner ile Billy Burke'un oynadığı “İntikam Yolu (Drive Angry)” filmi, gerilim ve aksiyon sahneleriyle sinemaseverlerle buluşacak.
Filmin konusu şöyle:
 
“Firari bir suçlu olan Milton, tek kızını küçükken terk etmiştir. Şimdi bebek yaştaki torununu, kana susamış tarikattan kurtarmak için ortalığı birbirine katacaktır. Onları bulmak için sadece üç günü kalmışken, sahte mesih King ve şeytana tapan müritlerinin izini bulmak için arabası ve amansız bir sağ kroşesi olan güzel garson Piper'dan yardım ister. King ve havari ordusuyla mücadeleye girer.”
 
KAN KOKUSU
 
Jorge Michel Grau'nun yönettiği ve Francisco Barreiro, Alan Chávez, Paulina Gaitán ile Carmen Beato'nun oynadığı “Kan Kokusu (We Are What We Are)” filmi, orta yaşlı bir adamın sokakta ölmesiyle başlıyor. Filmde, otopsi yapılan adamın midesinden bir insan parmağı çıkar. Polis olayı incelerken, kanlı ayinler düzenleyerek, insan etiyle beslenen aile, yemek bulmakta zorlanır. Görev, en büyük oğul Alfredo'ya düşer, ama o bu göreve hazır değildir. Anne ise panik içindedir, çünkü kanlı “ayin” yaklaşır.
 
BEN DÖRT NUMARA
 
D.J. Caruso'nun yönettiği ve Alex Pettyfer, Timothy Olyphant, Teresa Palmer ile Dianna Agron'un oynadığı “Ben Dört Numara (I am Number Four)” filmi, aksiyon ve bilim kurgu sahneleriyle izleyicilerin karşısına çıkacak.
 
Öldürülmek için peşine düşülen John Smith'in hikayesi anlatılan filmde, kimliğini değiştirerek, koruyucusuyla şehir şehir dolaşan John, her seferinde, geçmişiyle bağı olmayan yeni biri oluyor. Artık evi olarak nitelendirdiği küçük Ohio şehrinde, John'un karşısına, hayatını değiştirecek beklenmedik olaylar, ilk aşkı, yeni ve güçlü yetenekler çıkıyor.
 
VAY ANAM VAY
 
John Whitesellin yönettiği ve Martin Lawrence, Brandon Jackson, Jessica Lucas ile Michelle Ang'ın oynadığı “Vay Anam Vay: Babasının Oğlu (Big Mommas: Like Father, Like Son)” filminde, FBI ajanı Malcom Turner ve 17 yaşındaki oğlu Trent, bir cinayete şahitlik ettikten sonra kılık değiştirerek, kızların performans gösterdiği bir sanat okuluna gider. Katil onları bulmadan önce, onlar katili bulmak zorundadır.
 
DÖRT ASLAN
 
Christopher Morris'in yönettiği ve Peter Carlton, Angus Aynsley, Alex Marshall ile Mark Herbert'in oynadığı “Dört Aslan (Four Lions)” filminde, terör üzerine hicivli bir inceleme yapılarak, insan davranışlarının temellerini araştıran güçlü bir dram sahneleniyor.
Filmde, dört adamın, farklı yabancılar olarak görülmesine izin verilmiyor. Onları görmemezlikten gelmenin veya içinden geldikleri kültürü toptan yabancılaştırma eğiliminin ardındakileri açık ediyor. Gerilimle espri arasında ince bir dengede durarak, bugünün gerçekliğine cesur ve yepyeni bir bakış açısı getiriyor.