Kemal Derviş'ten AB'ye kriz reçetesi

Brooking Enstitüsü Küresel Ekonomi ve Kalkınma Programı Başkan Yardımcısı Kemal Derviş ve AB'nin eski dış politika şefi Javier Solana, Avrupa'ya, krizden çıkmak için daha fazla birleşmesi tavsiyesinde bulundu.

Kemal Dervişten ABye kriz reçetesi
31 Mayıs 2012 Perşembe 12:46 tarihinde eklendi, 1.227 kez okundu.

 

Avrupalı düşünce kuruluşlarının işbirliğinde hazırlanan Europe's World dergisine ortak makale gönderen Derviş ve Solana, ''Avrupa projesi geçmişte birçok zorluğun üstesinden geldi, fakat gelecek 2-3 yılda çok büyük zorluklarla karşılaşılacak. Sadece Avro Bölgesi değil AB de tehlike altında'' uyarısında bulundu. 
     
2-3 ülkenin Avro Bölgesi'nden çıkmak zorunda kalması halinde yaşanacak depremin tüm AB'yi sallayacağı kaydedilen makalede, bazı ülkelerin bir süreliğine avrodan ayrılmasını savunanların bunun ne anlama geldiğini tam olarak kavrayamadıkları, bu tür ayrılıkların muhtemelen geri dönüşünün olmayacağı vurgulandı. 
     
Derviş ve Solana'nın ortak makalesinde, Avro Bölgesi'nde mali politikalar ve finans sektörünün düzenlenmesi ve denetlenmesi başta olmak üzere entegrasyon, uyum ve işbirliğinin artırılmasının zorunlu olduğu belirtildi. 
   
 Makalede, entegrasyonun aynı zamanda ulus devletlerin temel egemenlik alanlarını paylaşmaya razı olması anlamına geldiği ifade edilerek ''Bu, öylesine bir deneyim olmayacak ve bu nedenle Avrupa yol ayrımında. Ya egemenliklerini daha fazla paylaşıp ilerleyecekler ya da dağılacaklar. Burada başarının anahtarı, bu paylaşımın egemenliğin hesap verebilir kurumlara transferinden geçiyor. Bu operasyonun meşruiyeti demokratik bir süreçle sağlanmalıdır. Meşruiyet için vatandaşlar, kendilerini yöneten kurumların halkın çıkarlarını korudukları ve karar alma süreçlerinde kendilerinin görüşlerinin de dikkate alındığı düşüncesini taşımalılar. Bu, güce değil kurallara dayalı bir birlik anlamına geliyor'' denildi. 
     
Ortak makalede, mevcut durumda ise Avrupa kamuoyunun AB'de kararları birkaç ya da tek bir ülkenin aldığı kanaatini taşıdığı ve bu tür düşüncelerin işbirliğine engel oluşturduğu görüşü savunuldu. 
     
Derviş ve Solana'nın makalesinde ''Egemenliğin paylaşımında mutlaka ülkelerin göreceli ağırlığı tanınmalıdır ve bu ağırlıklara dayalı olarak bir anlaşmaya varmak zor bir süreç olacaktır. Hükümetlerarası karar alma süreçleri son dönemde Avrupa'da hep baskın çıkmıştır ve şüphesiz önemli rol oynamaya devam edecektir. Fakat hükümetlerarası karar süreçleri, egemenliğin daha fazla paylaşılmasına bağlı olarak inşa edilecek Avrupa kurumlarının destekleyecekleri Avrupa siyasi alanının ortaya çıkmasıyla tamamlanmadıkça, ne Avro Bölgesi ne de AB'nin mevcut krizin üstesinden gelmesi ihtimal dışıdır'' denildi.