''Kılıçdaroğlu popülizmin esiri''

Mehmet Özhaseki, "CHP'nin içine düştüğü taciz iddiaları ve halef-selef entrikalarıyla bağlantılı bir gündem saptırma çabası olarak yorumladığını" belirtti.

Kılıçdaroğlu popülizmin esiri
15 Mart 2011 Salı 18:49 tarihinde eklendi.

 

 Özhaseki, Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Erdoğan'a bir mektupla birlikte gönderdiği ve 'Kayseri Büyükşehir Belediyesindeki rüşvetin belgesi' olarak nitelediği H.A.H'ye ait defterle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. 
    
Açıklamasında, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, birkaç aydır Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile ilgili iddialarda bulunduğunu anımsatan Özhaseki, şunları kaydetti: 
    
"Bütçe görüşmelerinde başlattığı bu gerçek dışı açıklamalarına o günlerde cevap vermiştim. Ayrıca Sayın Kılıçdaroğlu'nun yalanlarına verdiğimiz cevaplar, Büyükşehir Belediyesi internet sitesinden, ilgili belgeleri de vermek suretiyle 'Birinci, İkinci ve Üçüncü Gün Yalanları' başlığı altında yayınlanmıştı. Basına da bu konuda devam eden bilgi akışımız kesintisiz sürmüştü. Yaptığımız açıklamalar ve yayınladığımız belgelerden sonra, belki bir özür beklemiyorduk, ama en azından bu işin kapanacağını zannediyorduk. Tam tersi oldu. CHP 3 yıl önce yargılanmış ve kapanmış bir konuyu yeni bir olay gibi gündeme taşıdı. Üstelik yayınladığımız tüm belgeleri görmezden gelerek mal bulmuş mağribi gibi konunun üzerine atladı. Ve biz bu defa CHP'nin yeni iddialarına cevap vermek durumunda kaldık. Belgeleri yayınladık, yalanları çürüttük. 9 kat denilen benzin istasyonunun önünde basın toplantıları tertip ederek işin doğrusunu yerinde ispatladık." 
    
Özhaseki açıklamasında, "CHP, yasadışı bir örgütün özel görevlisi olarak sahte senet düzenlediklerini ve senedi tahsil edemeyince belediyeyi kurşunladıklarını söyleyen bir şahsın, kinle yazdıklarını muteber bir belge kabul ederek Belediye hakkında suçlamalarda bulunmaktadır" görüşüne yer verdi. Özhaseki, açıklamasına şöyle devam etti: 
    
"CHP'nin tutunduğu ip çürüktür. Nitekim bu asılsız iddialara pek çok tekzip kararıyla cevap verdik. CHP'nin kendi sitesi için bile mahkemelerden tekzip kararları çıkardık. Ama o tekzibi yayınlama faziletini de göstermediler. Yine aynı şekilde CHP'nin asılsız iddialarının peşine takılarak karalama kampanyasına soyunan pek çok yayın organının haberleriyle ilgili olarak da mahkemelerden tekzip kararları çıkardık. Ancak onlar da tekzipleri yayınlamadılar. Maksat nedir? Attıkları çamurun izi kalsın. Ben bir hizmet insanı olarak bunların iddialarının boş olduğunu ispat için daha ne yapabilirim. 
    
CHP Genel Başkanı, yolsuzluğa bulaştığı için hakkında suç duyurusunda bulunarak yargı önüne çıkarttığımız ve mahkum ettirdiğimiz, aynı zamanda Ergenekon sanığı bir şahsı, hala kendisine referans alarak, boş iddialarına dayanak arıyor." 
    
Özhaseki, CHP Milletvekili Atilla Kart'ın mahkemeye sunduğu belgeleri de 'bir torba dolusu çarpıtma iddialar' olarak niteleyerek, "Bir memurun mirastan kalan 29 metrekare arsası ile Milli Emlak'tan aldığı bin 475 metrekarelik arsaya biçtikleri değer 1,5 trilyon. Öte yandan, bir başka memurun tam 15 yıl önce aldığı arsaya karşılık elde ettiği daire de haksız kazanç diye gösteriliyor. Bir başka meclis üyesinin mirastan kalan arsasına karşılık elde ettiği 3 adet daire de yine haksız gelir artışı şekline sokulmak isteniyor. Ve bütün bu yalan haberler kendilerine yakın yandaş medyada kocaman başlıklarla verilirken vicdanlar sızlamıyor, vebal duygusu hissedilmiyor" dedi. 
    
Özhaseki, açıklamasını şöyle sürdürdü: 
    
"Ben şunu görüyorum ki, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kamplaşma kültürünü bir siyaset yapma biçimi olarak benimsemiştir. Bizim ortaya koyduğumuz bu kadar bilgi ve belgeye karşı izlediği tutum, erdemli bir siyaset çizgisinin Kılıçdaroğlu'nun defterinde yazmadığının ispatıdır. Kılıçdaroğlu popülizmin esiri olmuştur. 
    
Açıkça söylüyorum ki ne 17 yıldır sürdürdüğüm Belediye Başkanlığım dönemimde ne de daha önceki ticari hayatımda utanacağım en ufak bir olay yoktur. Ülkeme ve şehrime hizmet etmeyi bir şeref olarak, bu milletin bir emaneti olarak kabul etmişimdir. Bunca süre içerisinde nasıl bir kimlik ve kişiliğe sahip olduğumu en iyi takdir edecek olan da yine aziz milletimizdir. 
    
Ben Kılıçdaroğlu'nun, Başbakan'a mektup göndererek, sıkıştıkça başvurduğu asılsız iddialara sarılma hadisesini, şahsen CHP'nin içine düştüğü taciz iddiaları ve halef-selef entrikalarıyla bağlantılı bir gündem saptırma çabası olarak yorumluyorum. Odatv hadisesinde ortaya çıkan rezaletten çıkış yolu olarak, temcit pilavı haline getirdikleri iddiaları, bir kez daha ısıtarak sofraya getirmeye yeltenmişlerdir. Kılıçdaroğlu'na tavsiyem Kayseri ile uğraşmayı bir tarafa bırakmasıdır. Kayseri'de yaşanan güzelliklerden onların ekmeğine yağ çıkmaz. Kılıçdaroğlu şunu bilmeli ki Türk siyasetine yaşattıkları kepazelikten, bu boş iddiaları yeniden gündeme getirerek sıyrılamazlar. Çünkü boş çuval ayakta durmaz."