Yazarlar

Kadir Çelik
Konuşmak mı susmak mı ?

 

Duruşu olan adamları severim.
 
Kıvırtmayan, rüzgarın yönüne gore eğilmeyen.
 
Güç karşısında pısıran, güçperestlerden kimseye hayır gelmez.
 
Ama, insan egosu, yalaka sever.
 
Siyasiler ise bayılır böyle omurgasızlara.
 
Başbakan Erdoğan, bu anlamda kül yutmuyor.
 
Kimin ne olduğunu iyi biliyor.
 
Tüm yalakalıklara rağmen, bazı gazetecileri yakınına sokmadığına şahidim.
 
Geçmişinin kan tahlili raporu, ruhunun fotoğrafı elinde bazı isimlere kimi zaman kredi açıyor, ama kısa sürede onların son kullanma tarihi bitiyor.
 
Ben, Başbakan Erdoğan’I televizyona ilk çıkaran kişiyim.
 
O seçimlerde rakibi olan Zülfü Livaneli’ye gore ise, Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasının en önemli nedeniyim.
 
Çok program yaptım Başbakan Erdoğan’la, kavga bile ettik.
 
Refah partililere ekranlar kapalıyken, o insanlara televizyonlarda oksijen penceresi açtık.
 
İyi ettik, her fikir, kendini anlatacak bir mecra bulmalı.
 
Çok da eleştirildik, o kesim beni yıllarca İmam Hatip’li bildi.
 
Sandılar ki, böyle hakkaniyetli bir tavrı, her türlü eleştiriye rağmen, ancak bir İmam Hatip’li gösterebilir.
 
Aradan uzun yıllar geçti, köprünün altından akan sular, büyük denizlerle buluştu.
 
Başbakan Erdoğan da değişti.
 
Artık daha kolay öfkeleniyor.
 
Kızıyor, eleştiriler karşısında, öfkesi daha kabarık.
 
TT Arena’nın açılışındaki sessiz protestosu harikaydı.
 
Keşke o tavrını hiç bozmasa, ayıbı yapanları sessiz çığlığıyla yerin dokuz altına gömseydi.
 
Birileri, Başbakan Erdoğan’ın kolay öfkelenen halini provoke ediyor.
 
Konuşsun ve hata yapsın bekleniyor.
 
Ve Başbakan Erdoğan, bu oyuna geliyor.
Paylaş :