Kutsal topraklarda hac coşkusu

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Kurban Bayramı'nın bazı İslam ülkelerinde farklı tarihlerde kutlanacak olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, ''Bugüne kadar 'takvimde birlik' gerçekleştirememiş olmak, bayramlara dahi birlikte girememek biz Müslümanlar için son derece büyük bir eksiklik'' dedi.

Kutsal topraklarda hac coşkusu
22 Ekim 2012 Pazartesi 15:43 tarihinde eklendi, 1.204 kez okundu.

 

Mekke'deki Diyanet Hac Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyen Prof. Dr. Görmez, hac organizasyonu hakkında bilgiler vererek bu yıl Avrupa'dan gelenlerle birlikte 84 bin Türk vatandaşının hac ibadetini gerçekleştirmek üzere kutsal topraklarda olduğunu bildirdi. 
     
Geçmişte bazı dönemlerde yaşandığı gibi bu yıl Türkiye'nin Suudi Arabistan'dan bir gün önce Kurban Bayramı'nı kutlayacağını hatırlatan Görmez, ''Biz Arafat'ta iken Türkiye'de kardeşlerimiz bayram yapmış olacaklar. Bu hakikaten son derece üzücü. Bütün İslam dünyası için çok üzücü olan bir durum. Bugüne kadar 'takvimde birlik' gerçekleştirememiş olmak, bayramlara dahi birlikte girememek, bayram sevinçlerini dahi birlikte paylaşamamak biz Müslümanlar için son derece büyük bir eksiklik'' dedi. 
     
Suudi Arabistan'ın Zilhicce ayının başlangıcı ile Kurban Bayramı tarihini ilan etmesinin ardından Din İşleri Yüksek Kurulu ve Kandilli Rasathanesi yönetimi iki önemli toplantı gerçekleştirdiğini belirten Görmez, ortaya çıkan sonucun yeniden değerlendirildiğini söyledi. 
     
Görmez, ''Bu toplantılarımızda bizim yanlış yaptığımıza dair en küçük bir işaret ve ima görseydim bayramları ilan etme yetkisi kanunen Kandilli Rasathanesi'ne verildiği halde Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Yüksek Kurulumuzla birlikte bunu halkımızla paylaşmaktan hiç çekinmezdik'' diye konuştu. 
     
Dini günlerin belirlenmesinde ilmi olarak asırlık bilgi ve birikimlerin büyük bir hassasiyetle kullanıldığını kaydeden Görmez, sözlerine şöyle devam etti: 
     
''Dünyadaki bütün uzay ve astronomi bilgileri ile ayın ve güneşin hareket hesaplarının matematiksel olarak tespit edildikten sonra insanların dağlarda tepelerde ellerini alınlarına koyarak hilal arayarak, takvim birliği sağlamamız mümkün değil. Eğer bir takvim birliğinden söz ediyorsak bu yolla mümkün değil.'' 
     
Kur'an-ı Kerim'deki ''Güneş ve ay belli bir hesap içerisinde hareket ederler'' ayetini hatırlatan Prof. Dr. Görmez, ''Eğer biz Müslümanlar bu hesabı 14 asırdır tespit edememişsek, bu bizim için en büyük ayıp olur. Bu hesabı artık insanlık tespit etmiştir. Hepimiz bunu tespit edebiliyoruz'' dedi. 
     
''Takvim birliğinde ısrarcıyız''- 
     
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 1979 ylında İslam dünyasını bu konuda İstanbul'da topladığını ve ''Dünyanın herhangi bir noktasında hilal görüldüğü zaman eğer bizim coğrafyamızda imsak girmemişse o takdirde biz ertesi gün o ayın hicri ay başlangıcına birlikte girmiş oluruz'' kararı alındığını anımsatan Görmez, ''Üzülerek belirteyim ki bu karardan vazgeçilmiştir. Bu karara uyulmamıştır. Biz Türkiye olarak bu kararda gelecekte de takvim birliğinin sağlanması için ısrarcıyız'' dedi. 
     
Bu konunun İslam ülkeleri arasında ihtilafa neden olduğunu ve hatta aynı evde yaşayan kardeşler arasında bile ''Türkiye'ye göre mi yoksa Suudi Arabistan'a göre mi hareket edelim'' şeklinde bir fitne unsuru olarak girdiğini aktaran Görmez, ''Biz 1979'da alınan kararı uygulamak istiyoruz ve diyoruz ki: Bir takvim birliği olmalı'' diyerek İslam dünyasına çağrıda bulundu. 
   
''Türkiye'de bayramın kutlandığı gün Diyanet İşleri Başkanının Arafat'a çıkacak olmasının'' tartışıldığını kaydeden Prof. Dr. Mehmet Görmez, fıkıha göre ''farklı bölgelerdeki hilalin doğuşunun kendi coğrafyasında görülmesini'' esas alan kural olduğunu ifade ederek, buna göre ortaya çıkan her iki yaklaşımın da doğru olduğunu vurguladı. 
   
 ''Ama biz daha büyük doğruda ısrarcıyız'' diyen Prof. Dr. Görmez, bütün İslam dünyasının aynı gün bayram yapması ve aynı sevinci paylaşması gerektiğine dikkati çekti.
     
Avrupa ülkelerinde yaşayan farklı milletlere mensup Müslümanlar arasında da ihtilaf yaşandığını hatırlatan Görmez, ortaya çıkan bu farklılıklar nedeniyle özellikle bayram tatili konusunda 50 yıldır mücadele veren işçilerin hak arama mücadelesinin de zarar gördüğünü söyledi. 
     
Prof. Dr. Görmez, yaşanan ihtilafın çözümü noktasında ve takvim birlikteliğinin sağlanması noktasında İslam ülkeleriyle bir araya gelme kararı aldıklarını belirterek, 1979'da gerçekleştirilen toplantının bir benzerini düzenlemek için hac mevsiminin ardından çalışma başlatacaklarını bildirdi. 
     
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, takvim birlikteliği konusunda 2015 yılında da hem Ramazan hem de Kurban bayramlarında benzer ihtilafla karşı karşıya kalınacağına işaret ederek, ''Bir daha böylesi bir ihtilafı yaşatmamak için elimizden gelen her türlü gayreti sarf edeceğiz'' dedi. 
     
 -Irak'ta mahsur kalan hacı adayları- 

Irak üzerinden kutsal topraklara gelmek için yola çıkan çok sayıda hacı adayının vize sorunu nedeniyle mahsur kaldığını hatırlatan Prof. Dr. Mehmet Görmez, şunları kaydetti: 
   
 ''Üzülerek belirteyim bazı firmalar, hacı adaylarımızı istismar ediyorlar. Dünyada en kötü istismar Allah'ın evine yolculuk yapan adamı istismar etmektir. Kalbi Kabetullah aşkıyla dolu olan insanları aldatarak, yanıltarak, başka ülkelerden dolaştırarak, boş vaatlerde bulunarak, onların o büyük emelleri ile oynamak büyük bir vebaldır.'' 
     
Daha önce de ''çeşitli ülkeler üzerinden hacı adaylarının 'kasap' veya 'işçi' adı altında bir takım hileli yollarla kutsal topraklara getirilmeye çalışıldığını'' ifade eden Görmez, ''Bu yolla hacı taşımak doğru değildir'' diyerek, söz konusu olaya ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hiçbir bilgisi olmadığını vurguladı. 
     
7 yıl bekleyenlere kurasız hac- 
     
Suudi Arabistan'ın hacı adaylarına yönelik ülkelere koyduğu kotalara da değinen Prof. Dr. Görmez, Türkiye'de 1 milyon 163 bin kişinin kutsal topraklara gelmek için sıra beklediğini söyledi. 
     
2014'te üst üste 7 yıl müracaat etmiş hacı adaylarının kuraya tabi tutulmayacağını bildiren Görmez, bu kapsamda kurasız olarak kutsal topraklara gelmeye hak kazanacak kişi sayısının Türkiye'ye tanınan kotanın tamamını dolduracağını belirtti. 
     
Görmez, bu uygulamanın sadece 1 yıl gerçekleşeceğini, aksi takdirde bir sonraki yıl 7 yıl üst üste bekleyen hacı adayı sayısının Türkiye'ye verilen kotanın iki katına çıkacağını hatırlattı. 
     
-Kabe'deki Osmanlı revaklarının durumu- 

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Osmanlı Dönemi'nde Kabe'de inşa edilen revakların, metaf (tavaf) alanının genişletilmesi kapsamında kaldırılacağına dair iddiaların hatırlatılması üzerine, ''Bize dolaylı olarak ulaşan bilgiler kaldırılmayacağı ve zemininin tesviye edilerek metaf alanının genişletileceğine dairdir. Onun dışında henüz bir bilgi yok bizde'' dedi.