Lösemide psikolojik destek önemli

Halk arasında 'kan kanseri' olarak bilinen löseminin tedavi sürecinde psikolojik desteğin önemli olduğu belirtildi

Lösemide psikolojik destek önemli
01 Kasım 2014 Cumartesi 11:38 tarihinde eklendi.

Halk arasında 'kan kanseri' olarak bilinen löseminin tedavi sürecinde psikolojik desteğin önemli olduğu belirtildi. Uzman Psikolog İhsan Öztekin, löseminin tedavi sürecinde psikolojik destekle birlikte, hastayı hastalıkla ilgili her konuda bilinçlendirmenin ve ona verilecek moralin tedaviyi desteklediğini söyledi.

Üsküdar Üniversitesi Nöropsikiyatri Hastanesi’nden Uzman Psikolog İhsan Öztekin, 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında lösemiyle mücadele, psikolojik destek ve moral konularında ebeveynlere tavsiyelerde bulundu. Öztekin’in ilk tavsiyesi, lösemi tanısı konulduktan sonra çocuğun bundan haberdar edilmesi oldu. Tanının konulmasıyla aile ortamında normalin üzerinde bir kaygı ve huzursuzluğun olmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Öztekin, “Lösemi olan çocuk bir şeylerin yolunda gitmediğini sezinleyecektir. Sözel olarak ifade edilmeyen normal dışı durumlar çocuklar tarafından mutlaka hissedilir. Bu endişe halini de çocuğuna ya normalin üzerinde ilgi alaka göstererek ya da normal dışı duygu durum ve davranışlarla normalden fazla gerginlik, sinirlilik, çaresizlik halleri, dalgınlık gibi hallerle yansıtacaktır. Dolayısıyla çocuğun anlayabileceği ifadelerle bunu açıklamak, gizlemekten daha iyidir.” dedi.

‘BİLGİ ARTTIKÇA KAYGI AZALACAK’

Öztekin, açıklaması devamında, “Çocuk hangi yaşta olursa olsun mutlaka ona uygun kelimelerle durumu açıklayabiliriz. Elbette ki lösemi olduğunu öğrenmek bir çocuk için travmatik bir olgudur. Ancak çocuğun hastalığı hakkında bilgilendirilmesi, löseminin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu bilmesi, psikolojik direncinin artması, aile desteği gibi faktörler tedavi sürecine olumlu katkı sağlamaktadır. Çocuğun hastalığıyla ilgili bilgisi arttıkça kaygısı ve çaresizlik duygusu azalacaktır.“ ifadelerini kullandı.

‘OLUMLU ÖRNEKLERLE ANLATIN’

Çocuğun hastalığıyla ilgili bilgilendirmede ebeveynlerin bir uzman tarafından yönlendirilmesinin faydalı olacağına dikkat çeken Öztekin, “Şaşkın, kaygılı ve kendisi henüz hastalığı tanımayan, kabullenememiş bir ebeveyn çocuğa negatif duygular yükleyebilir. Anne babanın hastalığı tanıması, tedavisi olan bir hastalık olduğunu bilmesi ve çocuğuyla konuşurken sakin, soğukkanlı ve nötr olabilmesi oldukça önemlidir. Olabildiğince sıcak bir dil kullanılmalı ve kötü tablolardan uzak durulmalıdır. Hastalığın yüzde 90 tedavisinin olduğu çocuğun anlayacağı bir dille ifade edilmeli olumlu örnekler paylaşılmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

‘SOSYALLEŞMESİ DESTEKLENMELİ’

Öztekin, hastanın sosyalleşme konusunda ise şu tavsiyelerde bulundu: “Çocuğun tedavisi süresi onun okulundan, sosyal ortamlardan uzaklaşmasına neden olsa da sosyalleşmesi için doktorunun yönlendirmesiyle yapılabilecek her türlü aktivite yaşamına entegre edilmelidir. Yaşıtlarıyla görüşmesi için uygun ortamlar yaratılmalı, hastane ortamında sporun yaşamına dâhil edilmesi önerilmektedir. Uğraş tedavisinin genel tedaviye katkısı göz ardı edilmemeli, müzik, ahşap boyama gibi uğraşlar öğretilmeli ve çocuğu bu uğraşlara kanalize edilmelidir. Tedavisi başarıyla tamamlanmış arkadaşlarıyla tanıştırılması, onlarla gireceği diyaloglar ve paylaşımlar hem psikolojik açıdan sürece katkı sağlayacak hem de sosyalleşme sürecine destek olacaktır. Çocuğa kısa vadeli ve uzun vadeli hayaller kurdurmak onun umutlarını destekleyeceği ve tedavi motivasyonunu olumlu etkileyeceği için son derece önemlidir. Bu hayallerin gerçekçi hayaller olmasına dikkat etmek gerekmektedir.“

‘HASTANE DIŞI GEZİLER OLMALI’

Hastane dışı gezilerin hasta çocuğun motivasyonu artırdığını ifade eden Öztekin, uzun süreli yatışlarda çocuğun belli aralıklarla sık sık evine izinli olarak gönderilmesinin çocuğun tedavi motivasyonu ve psikolojisi için oldukça önemli olduğunu kaydetti. Ev dışı gezi programlarının da mümkün olduğu ölçüde düzenlenmesi gerektiğini öneren Öztekin, çocuğa maske takma zaruriyetinin de bilinçli bir şekilde anlatılması gerektiği aktardı.

LÖSEMİ NEDİR?’

Halk arasında ‘kan kanseri’ diye bilinen hastalık çoğunlukla kemik iliğinden kaynaklanır. Bir tek hücrenin kanserleşmesi, daha sonra bu hücrenin bölünerek çoğalıp, önce kemik iliği, daha sonra tüm organları istila etmesi durumu söz konusudur.


CİHAN