"Medyaya baskı var"

Hiçbir gazetecinin huzur içinde ‘süper yayıncılık yapıyorum, kimse karışmıyor’ diyemeyeceğini anlatan Altaylı, "İstifa et diyorlar. Peki ben istifa ettim, sen, diğeri istifa etsin de bütün medyanın sahibi havuzcular mı olsun? En azından belli bir direniş gösteren, belli habercilik yapmaya çalışan tarafsız bir grup olarak ben olmayayım mı orada?" diye konuştu.

 

CNN Türk'te yayınlanan 5n1K'nın bu haftaki konuğu, Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı oldu. Altaylı, Gazeteci Cüneyt Özdemir'in sorularını cevapladı.

 

Özdemir'in "Ses kayıtları seni şaşırttı mı?" şeklindeki sorusuna Altaylı, "Şaşırdığımı söylemem mümkün değil. Şaşırdığım, daha doğrusu garibime giden şu oldu: Sadece bizle ilgili olan kayıtların şu anda servis ediliyor olması ilgimi çekiyor.

Çünkü, sen de ben de biliyoruz ki, medyadan kim varsa herkes biliyor ki, medyanın tamamının benzer tavırlarla sıklıkla karşı karşıya kaldığı Türkiye için bir muamma değil. Yani bu olay karşısında sergilenen, sözde şaşkınlık, garip hissettiriyor. Türkiye'de yıllardan beri medyaya baskı konusu gündemde.

Herkes Meclis kürsüsünden sokak kahvesine kadar her yerde herkes medyaya baskıdan bahsediyor. Peki medyaya baskı neydi, nasıl olacaktı? İlk defa bu olay, etiyle kemiğiyle biz gazetecilerin neler çektiğinin ortaya çıkmasıdır. Yani ben bunu daha önce söyledim, ilk defa değil bu. 2007 yılında, benim çalıştığım gazeteye, bu gurubun sahip olduğu televizyon ve gazetelere, benim başında olduğum gazeteye el konuldu.

Kimse ağızını açıp tek kelime etmedi. Bundan daha büyük medyaya baskı olabilir miydi? Mahkemeyi, davaları kazandık, hukuk 'bunu sahibine iade edin' dedi. 'El koyma haksız ve hukuksuzdur' dedi. Türkiye’de kimseden ses seda çıkmadı.

Ben o günlerde 'bana baskı yapıldı kardeşim, benim manşet değiştirmem istendi bir danışman tarafından' diye bas bas bağırdım. Kimse yazmadı. Küçük bir dergide kayda geçti. Bu baskı hep dozu artarak oldu. Yarın öbür gün, bütün medya yöneticilerinin yapmış olduğu hükümet kanadından, iktidar kanadından insanlarla yapmış olduğu görüşmeler bir şekilde ortaya dökülürse, kimsenin durumunun benimkinden farklı olmadığı, herkesin gazetesini bir şekilde evirmek için mücadele ettiği ortaya çıkacaktır. Ben şunu söylüyorum hep: Evet bu baskı var. Bu baskıyı ben gazeteme ne kadar yansıttım. Benim açımdan önemli olan bu." ifadelerini kullandı.

 

"GÜÇLÜ İKTİDARLAR MEDYAYA BASKI YAPIYOR"

 

Cüneyt Özdemir'in "Sanki bu kanalın sahibi Ciner Grubu değil de hükümete aitmiş gibi bir izlenim ediniyorum." şeklindeki konuşması üzerine Altaylı şöyle konuştu: "Hükümete aitmiş gibi izlenim edinmen çok doğru değil ama, hükümet tarafından etki altına alınmaya çalışılan bir medya grubu izlenimi edinmen son derece sıradan.

Belli ki buraya, sırf oraya değil, Türkiye'deki bütün medyaya, benzer şekillerde bazen bu kadar açık, bazen biraz daha az açık.. Ya bugün Türk medyasında, herhangi bir yöneticinin kalkıp da -ben şimdiye kadar, bir zılgıt yemedim. Bana şimdiye kadar bir müdahale olmadı- demesi mümkün değil. Ya oradan ya buradan muhakkak son yılların alışkanlığı ile yani şöyle söyleyeyim; bize her zaman müdahale vardı. Bu mesleği 32 yıldır yapıyorum.

Her zaman müdahale etme çabaları, girişimleri olmuştur. Bu iktidarların güçleri ile paralel olmuştur her zaman. İktidar güçlendikçe müdahale artmıştır. İktidar güçsüzleştikçe, koalisyonlar oldukça farklı şekillerde müdahaleler olmuştur. Fakat iktidarın gücü arttıkça bu gücü kaybetmeyeceği bir izlenim oluşunca iktidarda, bu baskı giderek daha fazla arttı. Evet bu baskı var, bu baskı herkes de var.”

 

"İSTİFA EDELİM DE BÜTÜN MEDYA HAVUZCULARA MI KALSIN?"

 

Hiçbir gazetecinin huzur içinde görev yaptığını söylemesinin mümkün olmadığını dile getiren Altaylı, şöyle devam etti: “Hangi gazeteci öbürüne ‘abi şahaneyim, süper yayıncılık yapıyorum her istediğimi yazıyorum kimse de bir şey yapmıyor’ diyen bir tane gazeteci var mı? Şimdi istifa et diyorlar. Peki ben istifa ettim, sen, diğeri istifa etsinde bütün medyanın sahibi havuzcular mı olsun?

Havuz medyaları mı olsun? En azından belli bir direniş gösteren belli habercilik yapmaya çalışan tarafsız bir grup olarak ben olmayayım mı orada. Niye herkes beni dövüyor. Bak internette bundan bir hafta önce yayınlanan ses kaydında bizim grup için dediler ki, bunlar cemaatçi, ‘Takvim’ diye bir gazete de 'bunlar cemaatçi' diye manşetler attı. Bir hafta sonra bunlar hükümetçi. Yarın neci olacağımızı ben de merak ediyorum."