Mehmet Akif Ersoy'u andılar

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Birileri ellerinde döner bıçaklarıyla molotoflarla sapanlarla demir bilyelerle kilit taşlarıyla dolaşabilir ama AK Parti'nin gençliği bilgisayarıyla dolaşacak. O tuşlarla dünyaya yeniden dirilişimizin destanını yazacak'' dedi.

Mehmet Akif Ersoyu andılar
27 Aralık 2012 Perşembe 23:03 tarihinde eklendi, 1.428 kez okundu.

 

Başbakan Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un ölümünün 76. yıl dönümü dolayısıyla AK Parti Gençlik Kolları tarafından parti genel merkezinde düzenlenen anma programına katıldı. 
 
Kur'an-ı Kerim okunmasının ardından gençlere seslenen Başbakan Erdoğan, Akif'in Çanakkale Destanı şiirinin son bölümündeki ''Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, sana aguşunu açmış duruyor peygamber'' mısrasını okudu. 
 
Bu şiirin içinde çok ilginç tespitler olduğunu, Akif'in Bedir zaferiyle Çanakkale zaferini kıyasladığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: 
 
''Bununla ilgili çok eleştirenler oldu merhum Akif'i, ama onlar Akif'in baktığı pencereden bakmadılar. Orada aslında tespit, o nazlanış, o yakalayış farklıydı. Akif, Mehmetçiğin destanını yazdığı kadar, şehitlerin ruhuna en güzel Fatiha tefsirlerini yazdığı kadar istikbale, atiye yönelik de bizlere çok anlamlı bir miras bıraktı. 
 
Mehmet Akif her zaman okumayı, araştırmayı, ilmi teşvik etti. Maziden devralınan mirasın öz güven içinde atiye taşınmasını, yani geleceğe taşınmasını tavsiye etti. Akif'in Asım'dan ve Asım'ın neslinden beklediği buydu. Göğsünde imanla her bir gencin istikbali şekillendirecek bir ruh ve aksiyona sahip olmasını istedi. Ben, siz genç kardeşlerimden bunu istiyorum. Birileri ellerinde döner bıçaklarıyla dolaşabilir, birileri ellerinde molotoflarla dolaşabilir, birileri ellerinde sapanlarla demir bilyelerle dolaşabilir, birileri ellerinde birçok çeşitli, akla hayale gelmez, kilit taşlarıyla şunla bunla dolaşabilir, ama AK Parti'nin gençliği bilgisayarıyla dolaşacak, o tuşlarla dünyaya evet yeniden dirilişimizin destanını yazacak.'' 
     
''Allah'a hamdolsun Akif'in çabaları da duaları da yerini buldu''
     
Başbakan Erdoğan, AK Parti gençliğinin fikirde, ilimde, düşüncede, yüksek teknolojinin tesisinde var olacağını ve ''Oku. Seni yaradan Rabbinin adıyla oku'' emrine muhatap bir gençlik olarak okuyacağını ifade ederek, ''Allah'a hamdolsun Akif'in çabaları da duaları da yerini buldu. Tıpkı Mehmet Akif'in cenazesinde toplanan gençler gibi, bugün de yüreğinde iman coşkusunu, yüreğinde mensubu olduğu medeniyetin öz güvenini taşıyan bir gençlik var'' diye konuştu. 
 
Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu: 
 
''Bugün tarihini bilen, medeniyetini bilen, içinde yaşadığı coğrafyayı çok yakından tanıyan, dünyayı yakından takip eden bir AK Parti gençliği var. Bugün, elinde taşla sopayla molotofkokteyliyle değil, göğsünde iman ile elinde bilgisayar, Kur'an ile zihninde ilim ile hakkı söyleyen, Hakk'a çağıran bir gençlik var. Hiç tereddütsüz söylüyorum o gençlik, AK gençliktir. Merhum Mehmet Akif'in Asım'da görmek istediklerini kimliğinde ve karakterinde yansıtan gençlik bu gençliktir. 
 
Bir gün, bir yaşlı evladını merhum Akif'e gönderiyor, 'oğlum git, Akif amcan sana bir nasihatte bulunsun'. O da merhuma gidiyor. 'Hayırdır evladım, niçin geldin' diyor. 'Babam gönderdi, git Akif amcan sana nasihatte bulunsun' dedi. Sadece bir dörtlük söylüyor, fazla bir şey yok ama o dörtlüğün içinde çok şeyler var. 'İhtiyar amcanı dinler misin oğlum Nevruz / Ne çok söyle, ne büyük söyle / Yiğit işte gerek. Lafı bol, karnı geniş soyları taklit etme / Özü sağlam, sözü sağlam adam ol, ırkına çek''. İşte mesele bu. Asım'ın neslinde o tanımı gördüm, onun için sizin elinizde her zaman Safahat olacak ve yastık altı kitabınız olarak onu okumalısınız. Sizin her zaman söyleyecek sözünüz olacak, serdedecek fikirleriniz olacak, söyleyecek sözü, serdedecek fikri kalmayıp şiddete başvuranlardan siz hiçbir zaman olamayacaksınız. Siz, şehitlerin ruhunu muazzep edecek yaklaşımlarda içinde hiçbir zaman bulunmayacaksınız. Hiçbiriniz bunlarla asla bu noktada yarışmayacaksınız. Her biriniz birer Asım olacak, her biriniz İstiklal Marşı'nın, Çanakkale destanını yürüyen müşahhas bir temsili, temsilcisi olacaksınız.'' 
 
Gençlere her zaman inandığını, güvendiğini, birlikte yol yürümekten her zaman zevk ve ayrı bir haz aldığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Allah'ın izniyle son nefesimize kadar da sizlerle yol yürümeye devam edecek, bundan sonra da bu dinamik, yürekli yürüyüşümüzü farklı bir tonda devam ettireceğiz ve bundan büyük bir iftihar duyuyorum, duBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Akif'te öyle bir milliyetçilik anlayışı vardı ki Türkiye'nin İstiklal Marşı'nı yazacak kadar, dikkat edin Arnavut, Türk milletinin İstiklal Marşı'nı yazıyor, bu milletin, bu toprakların, bu medeniyetin evladıydı'' dedi. 
 
Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkez Gençlik Kollarınca düzenlenen Mehmet Akif Ersoy'u anma programında Mehmet Akif'i çok iyi anlamak, onu ve eserlerini tam anlamıyla idrak etmek gerektiğini söyledi. 
 
Recep Tayyip Erdoğan, Akif'in hem fikirlerini hem de aksiyon ruhunu özümsemek, fikir ve aksiyonu hayatın her zerresine, her anına yansıtmak durumunda olunduğunu ifade etti. 
 
Recep Tayyip Erdoğan, Mevleviler'in sema sırasında bir ellerini semaya, diğerini yere çevirdiklerini dile getirerek, onların Hakk'tan aldıklarını halka verdiklerini böyle bir temsille gösterdiklerini söyledi. 
 
''İşte Mehmet Akif, bizim için, bu millet için tam da böyle bir şahsiyetti'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu. 
 
''Akif, Selçuklu'dan aldı, Akif Osmanlı'dan aldı, Akif Saraybosna'dan Açe'ye, Kırım'dan Yemen'e kadar geniş İslam coğrafyasından, Osmanlı coğrafyasından, Necit çöllerinden, Hicaz'dan, Hilvan'dan, Burdur'dan, Kahire'den derlediği medeniyet tasavvurunu kendi imbiğinden, kendi süzgecinden geçirdi ve bu millete teslim etti. Onun için sizlere tavsiyem şudur: Her evde bir Safahat ama o Safahat sizin yastık altı kitabınız olsun. Onu okurken uyuyun. O size başka bir huzur verecektir. Onun muhteşem tasavvurunda, 1071'de Malazgirt'te tohumu atılan ulu çınar vardı. Onun için son kongrede ne dedim: 'evet, bizim bir de bininci yıl tasavvurumuz var. Biz geçmişe bakarak ilham alıyoruz ama şimdi geleceği planlıyoruz'. Onun için buradaki genç kardeşlerimin doğacak çocukları inşallah 2071'in mimarları olacaktır, ona göre o nesli hazırlayacaklar. Biz göremeyeceğiz ama inşallah o doğacak nesil o günleri görecek.'' 
     
''Sadece Akif yazabilir''
     
Akif'in ufka baktığında şanlı bir maziyi, kahramanlıkla özdeş bir tarihi gördüğü kadar, çil çil kubbeleri, kalem işi minareleri, köprüleri, kervansarayları, hanları, çeşmeleri, sebilleri gördüğünü anlatan Erdoğan, onun, bu eserlerin ihtiva ettiği tefekkürü genç nesillere nakletmeye çalıştığını söyledi. 
 
Recep Tayyip Erdoğan, bu kadar büyük, bu kadar zengin bir medeniyetin ancak şiir yoluyla anlatabileceğini, o şiiri de sadece ve sadece Akif'in yazabileceğini kaydetti. 
 
Süleyman Nazif'in Mehmet Akif hakkında, ''Şark ve Garbın benim bildiğim lisanlarında ve bu vadide gerek tahlil, gerek tercüme suretiyle bu kadar güzel ve pürüzsüz, kusursuz bir şiir okumadığımızı fahrülezzetle itiraf ederim. Bunu yazmak için yalnız Mehmet Akif kadar şair olmak kifayet etmez, Mehmet Akif kadar dindar olmak da lazımdır'' dediğini aktaran Erdoğan, Süleyman Nazif'in Akif'i, ''İman aşkı, kalbinden kalemine, kaleminden kağıda dökülmüştür'' diyerek tarif ettiğini anımsattı. 
     
''Bu medeniyetin evladıydı''
     
Mehmet Akif'in babası Mehmet Tahir Efendi'nin Kosova sınırları içindeki İpek kasabasında doğmuş alim bir zat olduğunu anlatan Erdoğan, şunları belirtti: 
 
''Nereden nereye. Biz de nerelerden geliyoruz. Onun için sorumluluğumuzun, mesuliyetimizin ne kadar büyük olduğunu iyi bilelim. Mehmet Akif'in merhume annesi Emine Şerife Hanım aslen Buharalı. Tokatlı bir aileye mensup. Yani Mehmet Akif köken itibariyle bir Arnavut'tu. Ama Akif'te öyle bir milliyetçilik anlayışı vardı ki Türkiye'nin İstiklal Marşı'nı yazacak kadar, dikkat edin Arnavut Türk milletinin İstiklal Marşı'nı yazıyor. Bu milletin, bu toprakların, bu medeniyetin evladıydı. 
 
Akif, kavmiyetçiliği, ırkçılığı aynen şu mısralarla telin etti: (Arabın Türke, Lazın Çerkeze ya da Kürde, Acemin Çinli'ye rüçhanı mı varmış nerede. Müslümanlık da anasır mı olurmuş ne gezer. Fikri kavmiyeti telin ediyor Peygamber. En büyük düşmanıdır ruhu nebi, tefrikanın. Adı batsın onu İslama sokan kaltabanın). Evet, Akif için milliyetçilik aynı medeniyetin mensubu olmak ve aynı istikamete bakıyor olmaktan ibaretti. Mehmet Akif, kavmiyetçilikten, ırkçılıktan, tefrikadan o kadar uzaktaydı ki Şam'ın, Bağdat'ın, Filistin'in, Pakistan'ın, Balkanların, Hicaz'ın halklarıyla yüreği hep birlikte atıyordu.'' 
     
''Böl-parçala-yönet''
     
Mehmet Akif nereden seslenirse seslensin, O'nun aynı coğrafyanın, aynı halkların hissiyatına tercüman olduğunu belirten Erdoğan, ''İşte bizim en başta Akif'in bu milliyetçilik tasavvurunu anlamamız ve her yerde anlatmamız gerekiyor'' dedi. 
 
Recep Tayyip Erdoğan, şairin bir şiirinden ''Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan. Kaldırın ayrılık esvabını artık aradan. Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez'' mısralarını okuyarak, İstiklal Marşı gibi, onun bir vasiyeti olarak bunu ezberlemek ve her fırsatta tekrar etmek gerektiğini söyledi. 
 
Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu: 
 
''Şimdi neye gayret ediyorlar bu ülkede, bu güzel ülkemde. Fitneyi, nifakı içimize sokmak, içeriden ve dışarıdan bizi bölmek parçalamak için, böl-parçala-yönet anlayışıyla bunun gayreti içindeler. İşte bu mısralar Akif'in dilinde ve gönlünde farklı bir şekilde tezahür etse de aslında asırlar öncesinden, Ahmet Yesevi'nin asırlar öncesinden, Hz. Mevlana'nın, Yunus Emre'nin mısralarıdır. Bu mısralar ilhamını Kur'an-ı Kerim'den almış mısralardır. İşte bu mısralara sahip çıkıp. Bunları ulaşabildiğimiz her kardeşimize, her coğrafyaya anlatmak, bize Akif'ten tevarüs etmiş bir emanettir, bir mesuliyettir.'' 
 
Mehmet Akif'in İstiklal Mücadelesinin, Çanakkale Destanı'nın şairi olduğunu anlatan Erdoğan, bütün safahatıyla, kahramanlığı, mücadeleyi, şehitleri yazdığını vurguladı. 
 
Akif'in, Kastamonu'da verdiği vaazla cemaatin gözyaşlarına boğulduğunu dile getiren Erdoğan, İstiklal Savaşı'nın maneviyatının Akif sayesinde güçlendiğini kaydetti. 
 
Mehmet Akif'in Çanakkale Savaşı'nın zaferle sonuçlandığı haberini nasıl aldığını anlatan Başbakan Erdoğan, onun bu haber karşısında dalgın bir şekilde kaldıktan sonra ani bir hareketle ağlamaya başladığını dile getirdi. 
 
Recep Tayyip Erdoğan, Akif'in o gece uyumadığını ve Çanakkale destanını yazmak için sabaha kadar dua ettiğini ifade ederek, Mehmet Akif'in sonrasında eşi benzeri yazılamayacak ''muhteşem Çanakkale Destanı''nı yazdığını kaydetti. 
     
Sloganlarla karşılandı 
     
Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde, törenin düzenlendiği salona girişinde AK Partili gençlerin ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganlarıyla karşılandı. Programa ise Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile kızı Sümeyye Erdoğan, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Süleyman Soylu ve Salih Kapusuz katıldı. 
 
Programda konuşan AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Zafer Çubukçu ise ODTÜ'de gerçekleşen protestoları eleştirerek, ''Bizler hiçbir üniversiteyi kendimize kale olarak görmüyoruz. Ülkesine faydalı olmak gibi bir derdi olan genç, ilk yerli uyduyu uzaya gönderirken sağı solu bayram yerine çevirir, savaş yerine değil'' dedi. 
 
Çubukçu'nun Mehmet Akif Ersoy'un 'Zulmü Alkışlayamam' isimli şiirini okuması sırasında ise bir grup AK Partili genç ayağa kalkarak şiire eşlik etti. Çubukçu şiirinin sonunda, ''Sayın Genel Başkanım, Başbakanım sizin AK gençliğiniz sizin gösterdiğiniz yolda atalarına sahip çıka çıka, değerlerine sahip çıka çıka o üç beş çapulcuya pabuç bırakmayacak, edebini koruyarak...'' diye konuştu. 
 
AK Parti Gençlik Kolları MKYK Üyesi Mehmet Akif Kalaycı ise Mehmet Akif Ersoy'un 'Leyla Şiiri'ni okudu. ymaya da devam edeceğim. Yolumuz Akif'in yolu olsun'' dedi. 
 
Konuşmasının sonunda Mehmet Akif Ersoy'a bir kez daha rahmet dileyen Başbakan Erdoğan, geçen günlerde hayatını kaybeden Akif'in torunu Ferda Argon'u da rahmetle andığını kaydetti. 
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının ardından Mehmet Akif Ersoy ile ilgili tiyatro gösterisini izledi.