"Mesleki eğitime önem vermeliyiz"

Başbakan Yardımcısı Arınç, Alanya Keykubat Eğitimciler Derneği'nin 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bir otelde üyesi olan öğretmenlere verdiği yemeğe, eşi Münevver Arınç'la birlikte katıldı.

Mesleki eğitime önem vermeliyiz
18 Kasım 2011 Cuma 23:21 tarihinde eklendi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Eğitim sistemimizi öğrencimizin zeka ve kabiliyetlerine, yönelimlerine, meslek liselerinin ve teknik liselerin de Türkiye'nin kalkınmasında önemini dikkate alarak yeniden mutlaka mesleki ve teknik eğitime önem vermeliyiz, meslek liselerine önem vermeliyiz, mutlaka çocuklarımızı bir iş sahibi yapacak bir eğitime de dikkat etmeliyiz" dedi. 
    
Burada konuşan Arınç, Türkiye'de üniversiteler dahil 1 milyona yaklaşan bir öğretmen kitlesi bulunduğunu, Türkiye nüfusunun yüzde 50'sinin 30 yaşın altında, bunların da yarısından fazlasının da, ilk, orta ve üniversite öğretimi çağında olduğunu belirterek, buna karşılık Avrupa'nın her geçen gün yaşlandığını söyledi. 
    
Türkiye'de bu kadar öğrenci ve öğretmen varken eğitimin sorunlarının da olabileceğine değinen Arınç, AK Parti hükümeti döneminde Milli Eğitim'e bütçeden ayrılan payın birinci sırada yer aldığını, 9 yıl içinde 160 bin yeni derslik yapıldığını bildirdi. 
     
-Meslek liselerinin önemi- 
     

Türkiye'de eğitimde gelinen noktanın çok önemli olduğunu anlatan ve meslek liselerinin önemine de dikkati çeken Arınç, şöyle konuştu: 
    
"96-97 yılında çıkarılan kesintisiz 8 yıllık mecburi eğitimin içinde öğrencilerimizin pek çok sıkıntılarının olduğunu biliyoruz. Onları bir sınıfa hapsederek kabiliyetlerini dikkate almadan, sadece 'yetiştiriyorum' düşüncesinin Türkiye'de son 10-15 yıl içinde nelere malolduğunu hepimiz gördük. Ekonomisi kalkınan bir Türkiye var, ama ara eleman bulmakta, teknik eleman bulmakta, mesleğini kazanmış eleman bulmakta zorlanmaktayız. Çünkü bu okullar biraz da imam hatip liseleri bahanesiyle meslek liseleri olarak bir dönem gözden çıkarıldı, kaynağı kurutuldu ve çocuklarımız sadece belli bir sınıfta belli bir zamanı geçirmekle karşı karşıya kaldılar." 
     
-Türk okulları- 
     
Türk girişimcilerin ve eğitimcilerin desteğiyle dünyada Türk okullarının sayısının giderek arttığına da vurgu yapan Arınç, şöyle devam etti: 
    
"Alanya Keykubat Eğitimciler Derneği bünyesindeki arkadaşların bu kadar hizmetin yanında başka çalışmalar yaptığını da biliyoruz. Ve o eğitim hizmeti artık uluslararası bir nitelik aldı. Türk girişimcilerinin ve hayırseverlerinin gayret ve desteğiyle dünyanın pek çok ülkesinde Türk okulları açıyoruz. Bu okullarımızda da en önemli üniversiteleri bitirmiş gencecik öğretmenlerimiz o ülkenin çocuklarına ve o ülkede bulunan Türk çocuklarına eğitim hizmeti götürüyor. Bunlar ta Sibirya'daki bir okuldan Moğolistan'daki, Bolivya'daki, Kolombiya'daki bir okula kadar Türkler'in açtığı okullardır. Siz onların evlatlarını veya eğitim alan çocuklarını seneden seneye belki Türkçe Olimpiyatları'nda görüyorsunuz." 
    
Geleceğin temelini, sağlamlığını, güvencesini iyi öğretmenler ve iyi öğrencilerde bulduklarını da anlatan Arınç, bu nedenle hükümetin en cömert davrandığı hususun, öğretmenlere verdiği kadrolar olduğunu söyledi. 
     
-Öğretmenlerin özlük hakları- 
     
Öğretmenlerin özlük hakları konusuna da değinen Arınç, "Öğretmenlerimizin hayat şartlarını da elbette daha iyi bir noktaya getireceğiz. İmkanlarımız arttıkça öğretmenlerimizin maddi ve özlük haklarında mutlaka gelişmeler olacaktır" diye konuştu. 
    
Bugün üniversite çağına gelmiş gençlerin en büyük eksikliğinin Türkçe'yi iyi konuşamamaları olduğunu da ifade eden Arınç, şunları söyledi: 
    
"Bakınız onların konuşmalarına, internette veya cep telefonlarında birbirlerine attıkları mesajlara. 25 kelimeyi geçmez, 30 kelimeyi geçmez. Halbuki Türkçe, dünyanın en zengin dillerinden bir tanesidir. Kelime hazinesi asgari 50 bin civarındadır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi Türkçe'nin şırıl şırıl akan, kulağa bülbül sesi gibi gelen o güzelliği de her kelimenin hakkını verecek düzeyde yetiştirmemiz lazım."