Metin Diyadin'i o mu gönderdi?

Kasımpaşa'nın teknik direktörü Metin Diyadin'in gönderilmesiyle ilgili ortaya şok bir iddia atıldı..

Metin Diyadini o mu gönderdi?
28 Eylül 2012 Cuma 11:40 tarihinde eklendi, 2.860 kez okundu.

Metin Diyadin’i yayıncı kuruluş mu gönderdi?

 
Bu hafta başında Türk futbolunda bir ilk gerçekleşti... Henüz 5’inci hafta sonunda başarılı bir teknik direktör kapının önüne konuldu... Doğrusu bu ilk, her tarafı eğri büğrü olan futbolumuza da çok yakıştı! Genç ve başarıda istikrarlı çalıştırıcı Metin Diyadin’den bahsediyorum... Biliyorsunuz; Kasımpaşa ligin yeni takımı ve bu takımı Süper Lig’e taşıyan da Diyadin... Şu an lider Galatasaray’ın hemen ardından ikinci durumda... 
 
Şimdi siz bu kulüpte yönetici olsanız, bu kadar gözü dönmüşçesine şampiyonluk için saldıran büyük takımların var olduğu bir ligde, sizi buralara getiren hocanızı kapının önüne koyar mısınız?
Yoksa bu yüzden onu onore mi edersiniz?
Böyle bahane olmaz
 
Sivasspor maçı sonrası Anadolu Ajansı aracılığıyla, Metin Diyadin’in görevine son verilmesinin takımın aldığı sonuçlarla ilgisinin bulunmadığını, bunun yeni oluşan şirket yönetiminin prensipleriyle alakalı olduğunu kamuoyuna anlatmaya çalışan Kasımpaşa Kulübü Başkan Vekili Hasan Hilmi Öksüz, 24 Eylül tarihli Sabah Gazetesi’nde ise Metin Diyadin’in ardından herkesin hoşlanacağı ve güveneceği bir teknik adamla anlaşmak istediklerini söyledi... 
Vay canına! Metin Diyadin’den meğer hoşlanmıyorlarmış; Ona güvenmiyorlarmış... 
Tamam da sezon başı aklınız neredeydi?
Madem böyle düşünüyordunuz da; neden yeniden sözleşme yapma gereği duydunuz?
 
Garip bir ülkede yaşıyoruz. Düzgün adam olmak, başarı elde etmek yetmiyor bir yerlere gelebilmek için... 
Demek ki birilerine yağcılık da yapmak gerekiyormuş... 
 
Şansal Abi biliyormuş!
Bu arada dikkatlerden kaçan ilginç bir ayrıntı da var bu olayda... 
Lig TV’nin hafta sonundaki yayınında Şansal Büyüka, Metin Diyadin’in gönderilmesini duyururken, “Ben iki hafta önceden bu durumu biliyordum” dedi... 
Demek ki Kasımpaşalı yöneticilerle bu konuyu daha önceden konuşmuşlar... 
Öyleyse eğer Şansal Abi, neden “Yanlış yapıyorsunuz arkadaşlar. Diyadin başarılı. Üstelik takım da iyi oynuyor. Bekleyin biraz” demedin?
Yoksa Kasımpaşalı yöneticilere, “Hepiniz vizyon sahibi iş adamlarısınız. Kasımpaşa’da da büyük hedefleriniz var. Metin Diyadin sizi bu hedeflere götürecek teknik adam değil. Dünyaca tanınmış, güçlü, güvenilir bir teknik adam yayıncı kuruluş olarak bizim de işimize gelir” diye siz mi telkinde bulundunuz?
 
O gece yanınızdaki yorumculardan Hakan Şükür, Diyadin’e yapılanın ayıp olduğunu söylerken sizden “tık” çıkmadı... 
 
Engellileri düşünen yok
Biliyorsunuz her gece Radyospor’da canlı program yapıyorum... 
Önceki gece bir dinleyicim mesaj atmış... 
 
Diyor ki; “Şekip abi! Radyolardan maç nakli neden olmuyor? Radyo maç nakli konusunda hala bir kurumla anlaşamayan TFF, yoksa futbolseverleri yayıncı kuruluşa doğru mu itiyor? İyi ama görme engelli futbolsever vatandaşlarımızın tek eğlencesinin maçları radyodan dinlemek olduğunu bunlar bilmiyorlar mı?” 
Görüyor musunuz insanlar neler düşünüyor?
 
Sahi yayıncı kuruluş başta olmak üzere neden hiçbir kanalda görme engelli futbolseverlerimizin bu isyanları dile getirilmiyor?
 
Şansal Abi 2000-2001 sezonunda Fenerbahçe Samsun’da şampiyonluk kazandığında Başkan Aziz Yıldırım’la Show TV’de baş başa bir program yapmıştı... Aziz Yıldırım o gece gözyaşları içinde çok yorulduğunu, ailesini, sağlığını, işini ihmal ettiğini ve bu yüzden bıraktığını adeta şov yaparak anlatmıştı... Onu izlerken sadece Şansal Abi ve Fenerliler değil, tüm futbolseverler başkanın durumuna çok üzülmüşlerdi... 
Ancak başkan bırakmamıştı... 
 
Hatta 10 yıl aradan sonra, malum olaylar yüzünden 1 yıl hapis yatmış, bu süre içinde haftada bir revire, hastaneye taşınmış ama sağlığından dolayı başkanlığı bırakmayı düşünmemişti. Gazetenin birinde yönetici Cihan Kamer’in başkan olmak istediği haberi yapılınca da Alaattin Metin’le cezaevinden “Te heey! Ben daha ölmedim” diye haber yollamıştı... 
 
Ben olsaydım eğer... 
Şimdi; ben Şansal Büyüka olsam bir programımda bir kerecik de olsa, “Sahi başkan! 10 yıl sonra çok daha kötü şartlarda ve daha büyük sağlık problemleri yaşadığınız günlerde bırakmayı neden düşünmediniz? Yoksa 10 yıl önce hepimizi kandırdınız mı?” diye sormaz mıydım? Şansal Abi sormadı, kimbilir belki de soramadı... 
Tıpkı Metin Diyadin’in gönderileceğini iki hafta önceden biliyor olmasına rağmen sustuğu gibi o zaman da susmuştu... 
Çünkü işin içinde para, yani madde vardı ve madde içimizde her daim olması gereken asil duyguları, yani mânâyı yine esir almıştı... 
Yayıncı kuruluş parayı verdiği için düdüğü çalmak isteyebilir. Ancak hiç olmazsa düdüğün sesi kulaklarımızı tırmalamamalı... 
 
Şekip HAZAR / YENİÇAĞ