Mide ağrılarında aspirin ve ağrı kesici kullanılmamalı

Avusturya Sen Jorj Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Metin A. Telli, ani başlayan mide ve karın ağrılarında mide asidi ilaçları veya şuruplar kullanılabileceğini söyledi.

Mide ağrılarında aspirin ve ağrı kesici kullanılmamalı
18 Ağustos 2014 Pazartesi 11:54 tarihinde eklendi.

İSTANBUL (CİHAN)- Avusturya Sen Jorj Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Metin A. Telli, ani başlayan mide ve karın ağrılarında mide asidi ilaçları veya şuruplar kullanılabileceğini söyledi. Telli, “Mide ağrılarında kesinlikle ağrı kesici romatizma ilaçları ve aspirin alınmamalıdır. Acil bir durumda tabloyu gizleyebilecekleri gibi hastalığı şiddetlendirerek mide ve barsak delinme ve kanamalarına yol açabilir." dedi.

Uzman Dr. Metin A. Telli, erişkin nüfusun en az yüzde 25'inde görülen hazımsızlık problemi hakkında bilgiler verdi. Hazımsızlığın; ani başlayan, kronik sürekli olabilen veya tekrarlayan karın üst orta bölgesindeki ağrı veya sıkıntı hissi olarak tanımlanabileceğini kaydeden Telli, “Aşırı miktarda yemek yeme, çok hızlı yeme, aşırı-yağlı besinler, stresli ortamlarda yenen yemekler veya çok fazla alkol veya kahve kullanılması, aspirin, ağrı kesici anti-romatizmal ilaçlar, bazı antibiyotikler, Parkinson hastalığında kullanılan ilaçlar, antidepresanlar, doğum kontrol hapları, vitaminler özellikle kansızlık için kullanılan demir içeren ilaçlar, kortizon içeren ilaçlar sayılabilir.” ifadelerini kullandı.

Fonksiyonel hazımsızlığın en sık rastlanan kronik hazımsızlık sebebi olduğunu söyleyen Telli, “Muayene ve değerlendirme sırasında herhangi bir sebep bulunamaz, hastaların 2/3'si bu gruba girer. Psikososyal stres, mide ve barsak sinir sisteminde artan hassasiyet, mide boşalmasının gecikmesi veya besinlerle uyumsuzluk saptanmıştır.” diye konuştu.

Hazımsızlık çeken hastaların yüzde 5-15’inde mide veya oniki parmak barsağı ülseri, yüzde 20’sinde ise mide-yemek borusu reflü hastalığı olduğunu kaydeden Telli, şöyle devam etti: “Hazımsızlık çeken yüzde 1 hastada mide kanseri gözlenir ancak 55 yaşın altında çok nadirdir.”

Pankreas kanseri ve kronik iltihabının uzun süre sadece hazımsızlık bulguları ile seyredebileceğini aktaran Telli, “Diyabet, tiroid hastalıkları, kronik böbrek yetersizliği, kalp damar hastalıkları, karın içi tümörler, mide fıtıkları, gebelik gibi durumlarda hazımsızlık görülen diğer durumlardır. Çoğunlukla hazımsızlık ve mide ağrısından şikayet eden hastalarda gastrit veya ülser görülmektedir. Hazımsızlık ve mide ağrısı gastritte de ülserde de ortak şikayetlerdir, klinik olarak onikiparmak bağırsağı ve mide ülserini ayırt etme çok zor olsa da, açlıkta midede kazınması olan ve anitiasit çiğneme tabletleri veya yiyeceklerle şikayetleri geçen hastaların yüzde 50’sinde onikiparmak bağırsağı ülseri saptanır. Bu tip ülserde şikayet 2-4 saat sonra nükseder. Tüm ülser hastalarının yüzde 20’sinde kanama ilk bulgu olabilir. Bu dönemde hastalar çeşitli yiyecek ve içeceklerle rahatlamaya çalışırlar, süt ilk anda herhangi bir besin gibi rahatlama yapsa da sonrasında yağlı olması sebebiyle daha fazla asit salgılanmasına sebep olarak şikayetleri arttırır. Soda ve gazlı içecekler ilk anda rahatlama hissi yaratsalar da reflü hastalığına yol açarak ayrıca yemek borusunun da tahrişine ve hastalığa katılmasına sebebiyet verir.” şeklinde konuştu.

Ülser ve gastritin oluşmasında stresin önemli bir rolü olduğunu kaydeden Telli, “Ani gelişen stres, ağır hastalıkların yol açtığı fiziksel stres ağır bir gastrit ve ülser gelişme sebebidir. Ciddi mide kanamalarına sebebiyet verebilir. Ülserlerde şikayetler periyodiktir ve mevsimlerle bağlantı saptanmıştır, ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde görülür.” ifadelerini kullandı.

Ani başlayan mide ve karın ağrılarında antiasit tablet veya şuruplar kullanılabileceğini söyleyen Telli, şunları kaydetti: “Kesinlikle ağrı kesici romatizma ilaçları ve aspirin alınmamalıdır. Acil bir durumda tabloyu gizleyebilecekleri gibi hastalığı şiddetlendirerek mide ve barsak delinme ve kanamalarına yol açabilirler. Anti asitlere cevap vermeyen durumlarda en kısa sürede doktora başvurmak hayat kurtarıcı olabilir.”


CİHAN