Mona Lisa'nın çekmediği kalmadı

Türlü röprodüksiyona ilham veren sanat tarihinin en meşhur eseri Mona Lisa şöhretini ne bin tane sır taşıdığı iddia edilen gülüşüne, ne işin boyutuna ne de ressamı Leonardo Da Vinci'nin sanatsal duruşuna borçlu...

Mona Lisanın çekmediği kalmadı
16 Ağustos 2011 Salı 09:11 tarihinde eklendi, 3.289 kez okundu.

 

Dünyanın en ünlü resimlerinden Mona Lisa, ‘meşhuriyetinin’ 100. yılını kutluyor. Çünkü Leonardo Da Vinci’nin 21 Ağustos 1911’e dek pek de tanınmayan bu eseri, o tarihten sonra muazzam bir üne kavuştu. Hikaye şöyle: Paris’teki Louvre Müzesi o sabah da rutine açmıştı gözünü. Güvenlik görevlileri ayılmak için sert kahvelerini yudumluyor, müze çalışanları dünyanın dört bir yanından gelen turistlere bilet kesiyordu. Kimse Mona Lisa’nın her zamanki yerinde asılı olmadığını fark etmemişti. Edenler de, resmin görevli müze fotoğrafçısı tarafından alındığını ve stüdyoda resimlerinin çekildiğini düşündü. Sonradan verdikleri ifadede “Ne bileyim, temizliğe gitmiştir sandım” diyen bekçiler de oldu. Anladık ki, o vakit müze güvenliği denilen şey bugünkü kadar sıkı değildi. 
 
Salı sabahı, resim geri dönmedi. Fotoğrafçının stüdyosunda, temizlikte ya da tamirde de değildi. Hemen müze yetkililerine haber verildi. Resim çalınmıştı. 
 
Polis müzeye geldi, müze yöneticisinin odasında bir merkez ofis kuruldu. Müzenin her tarafı baştan sona arandı. Bu bir hafta sürdü. Dedektiflerden biri ikinci katta, Mona Lisa’nın boş kalan çerçevesini bulunca olaylar gelişti. Mona Lisa hakikaten çalınmıştı. 
 
Tam burada, bir film klişesi getirin aklınıza. Matbaada dönen silindirler ve silindirler arasında ertesi günün gazetesi. Manşet: Mona Lisa çalındı! Matbaa görevlileri muhtemelen ‘Mona Lisa da kim?’ diye düşünüyordu ama resim ertesi gün, milyonlarca kopyayla dünyanın her yanına yayılacak ve Amerika’nın en ücra kasabasındaki çiftçi de, İsveç’in en zengin işadamı da onu tanıyacaktı. Mona Lisa’nın ‘röprodüksyon’una bununla da doyulmadı. Fransız polisi tabloyu aramak için binlerce el ilanı bastırdı. Binlerce Mona Lisa röprodüksiyonu Paris sokaklarını donattı. 
 
‘ İtalya’ya geri dönmeli’ 
Haberler duyulduğunda, Fransız gazeteciler hırsız hakkında çeşitli iddialar attılar ortaya. Bir gazete Amerikalı bir koleksiyoncunun resmi çaldığını ve kopyasını yaparak geri koyacağını duyurdu. Bir başka gazete olayın müzenin güvenlik zafiyetini ortaya çıkarmak için kurgulandığını yazdı. 
 
Herkes hırsızın müze görevlilerinden ya da yakında yaşayanlardan biri olduğunu düşünüyordu. Polis ünlü ressam Pablo Picasso’yu da sorguladı. Picasso Pieret adlı arkadaşından iki heykel satın almıştı ve Pieret bu parçaları Mona Lisa çalınmadan çok önce Louvre Müzesi’nden çalmıştı. Picasso’nun arkadaşının Mona Lisa’yı da çalmış olabileceğini düşünüldü. Sorgulamadan sonra polis, Picasso’nun hırsız hakkında bir şey bilmediğine karar verdi. 
 
Resim çalındıktan 27 ay sonra geri alındı. Vincenzo Perugia adlı bir İtalyan, resmi İtalya Floransa’da Uffizi Galerisi’ ne 100 bin dolara satmaya çalışıyordu. Resmi çalma sebebi olarak yaptığı açıklamada “Asıl hırsızlık bir İtalyan eserinin Fransa’da tutulmasıdır’ dedi. Oysa Mona Lisa İtalya’da yapılmış ancak, Leonardo da Vinci, resmi Kral 1. Francis’e 4 bin altına satmak için Fransa’ya götürmüştü. 
 
Perugia, Mona Lisa’yı nasıl çaldığını da anlattı. Pazar gecesini Louvre’da, gözlerden uzak bir odada saklanarak geçirmişti. Pazar sabahı müze kapandığında, resmin bulunduğu odaya girmiş ve duvardan indirmişti. Merdivenlerde resmin çerçevesini keserek, resmi çıkarmıştı. Binayı terk etmeye çalışırken, kilitli bir kapıya denk gelmiş, kapı tokmağının vidalarını çıkarmış ve çantasının içine koymuştu. Resim çalınmadan 10 ay önce Louvre Müzesi ustaların resimlerinin cam içine konulmasına karar vermişti. Perugia iş için seçilen dört kişiden biriydi. Hırsızlıktan sonra polis Perugia’yı sorgulamış fakat sakin tavırları ve rahatlığı yüzünden kuşkulanmamıştı. 
 
400 yıl sonra gelen şöhret 
Da Vinci, Mona Lisa’ya (La Gioconda) ilk fırçayı 1503 yılında vurdu. Yedi yıl boyunca da üzerinde çalıştı. Yani neredeyse 400 yıl boyunca Mona Lisa ‘ünsüz’ bir eserdi. Ancak ‘tekniğin imkanlarıyla sanat yapıtının yeniden üretilebildiği çağda’ şöhreti yakaladı. Sanat tarihçileri, eleştirmenleri sadece Mona Lisa’nın değil, diğer pek çok sanat eserinin de ‘ününü’ ‘çoğaltılabilmesine’ bağlar. Bir sanat eseri çoğaltılıp dolaşıma sokuldukça daha çok kişi tarafından tanınır. Sanatla özel olarak ilgilenmeyen kişilere bile ulaşır. İnsanlar belki de artık Mona Lisa’ya bakmıyor, ona maruz kalıyor. Çünkü pek çok otel ya da kafe duvarında, tişört ve kupaların üzerinde bu resmin kopyasıyla karşılaşıyor ve ona bakmak zorunda kalıyor. İstatistiklere bakarsak, Louvre Müzesi’nin hediyelik eşya mağazasında en çok satılan ürünler, üzerinde Mona Lisa’nın olduğu çikolata kutuları ve Mona Lisa posterleri. Bu arada tüm zamanların en çok kopyalanan sanat eseri de Mona Lisa. 
 
Purolu, peçeli Mona Lisa 
Mona Lisa’nın türlü varyasyonu da yapıldı tabii. Sigara içen, peçe takan, legodan, kahve çekirdeğinden mamul…Gaziantep’te ‘Peruk’ adlı operasyonda yakalanan uyuşturucu kaçakçılarının evinden çıkan ‘esrar içen Mona Lisa’ posterine mesela, bir adet peruk ve birkaç yüz gram esrarla birlikte polis tarafından el konulmuştu. İstanbul’da nargileciler belki de bildikleri tek sanat eseri olan Mona Lisa’yı dükkanlarının duvarlarına astı. Emlakçılar, masaüstü arkaplanı yaptı. Herkes meşrebine göre photoshop’ladı. Türbanlı, bıyıklı, gözlüklü, aşırı makyajlı Mona Lisa’lar türedi. Dondurmacı bir top vişneli dondurma yalayanını, kahveci espressosunu yudumlayanını yaptırdı. Tost ekmeğinden devasa bir kopyası da üretildi, puzzle’ı da. Bir de tabii Mona Lisa‘laştırılanlar oldu. Kafayı kes, kendi kafanı koy, ve tarihin en ünlü sanat eserinin bir parçası ol. Sokak sanatı da Mona Lisa’dan çok etkilendi. Duvarlar çeşitli şekillerde poz vermiş Mona Lisa’larla doldu. Flu’su, pop-art’ı, mozaiki yapıldı. NY Times’dan sanat yazarı Mary Blume, eserin bu harcıâlem halini övüp, “Bir sanat eserinin halka bu denli mal olmuş olması ilginç. Sanatla özel olarak ilgilenmeyenler bile Mona Lisa’yı bilir. O yaşadığımız dünyanın en popüler sanat eseri. Bu onu, ‘burnu büyük’ sanat eserlerinden ayırıyor.” diyor. 
 
Bu varyasyonların çoğu anonim. Ve tıpkı orijinal eser gibi onlar da kendi içinde meşhur. Anonimlerin yanında ünlü sanatçıların yaptıkları Mona Lisa röprodüksiyonları da meşhur. Duchamp’ın bıyıklı Mona Lisa’sı, Andy Warhol’un pop-art yorumu unutulmaz. Duchamp’ın Mona Lisa portresinin hemen altında ‘l.h.o.o.q.’ yazar. ‘Elle a chaud au cul’. Yani ‘ateşli bir kıçı var.’ 
 
Kim bu kadın, ne bu gizem? 
Mona Lisa’nın ‘esrarengiz gülümsemesinin’ bir sırrı olduğu iddia edildi. Kanadalı bilim insanları tarafından bunun yeni doğum yapmış bir annenin gülümseyişi olduğu açıklandı. Eserin pek çok gizli kod içerdiği savı ortaya atıldı. ‘Da Vinci Şifresi’ kitabı çok sattı, birkaç yıl evvel plaj okumalarının gözdesi oldu. Yazar Dan Brown parayı götürdü. Hemen ardından filmi de çekildi. Eserden ilham alan bir diğer film de ‘Mona Lisa Smile’ oldu. 
 
Gizem bitmek bilmedi. Hakkında bir de şöyle bir haber çıktı: Sanat uzmanları Mona Lisa üzerinde gizli ve tuhaf şekiller ortaya çıkardı. Mona Lisa’nın sanıldığı gibi yalnız olmadığı kanısına varan uzmanlar, tabloda keşfedilen yüzün Yıldız Savaşları filmindeki Darth Vader’a benzediğini açıkladı. 
 
Uzmanlar, Mona Lisa toblosundaki yüzün Da Vinci’nin The Virgin and Child with Saint Anne (Bakire ve Çocuk, Aziz Anne) tablolarında da bulunduğunu söyledi. 
 
Aslında belki de tüm bu haberler, röprodüksisyonlar, kupalar, çantalar, tişörtler, posterler arasından süzülüp, Seine kıyısında yüzyıllardır sessiz sakin duran o ‘küçük kadın’a bakmak lazım. Ya da ‘artık rahatsız etmeyin’ diyen photoshop ürünü versiyonuna… 
 
Doğaya bilimsel, nesnel bakış 
Da Vinci’nin geometriden edindiği bilgiler sanatsal alanda ona büyük ilham verdi. Da Vinci, bugün jeoloji, ekoloji, botanik dallarına ayrılan doğa tarihi biliminden etkilenmişti. 
 
Mona Lisa’nın arkaplanındaki tabiatın kaba ve simgesel hatlarla resmedildiğini belirten sanat tarihçileri, bu tekniğin o zaman için yeni olduğunun ve doğa ile ilgili bilgi gerektirdiğinin altını çiziyor. Uzmanlar bunu, Da Vinci’nin doğaya bilimsel, nesnel bakış açısının bir kanıtı olarak görüyor. 
 
Harvard Üniversitesi Rönesans uzmanı Frank Fehrenbach, 19’uncu yüzyıldaki Romantik akımın tabloyu Rönesas sanatı ile özdeşleştirerek ünlenmesine katkı yaptığını belirtiyor: Mona Lisa’nın gizemli gülüşünün birçok sırrı sakladığı şeklinde yorumlanması da Romantik akımın bir ürünü. Romantik yazarların hayran olduğu Femme Fatale tiplemesi de Mona Lisa üzerinden tanımlandı.”

Radikal