Münevver'in babasından tehdit gibi sözler

Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut, "Garipoğlu ailesi de bir katliam yaşayacak" diye konuştu

Münevverin babasından tehdit gibi sözler
08 Nisan 2011 Cuma 17:14 tarihinde eklendi, 1.498 kez okundu.

 

Münevver Karabulut cinayetine ilişkin Cem Garipoğlu, babası Mehmet Nida Garipoğlu ve annesi Tülay Makbule Garipoğlu'nun da aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davayla ilgili TÜBİTAK raporunda, incelenmesi istenilen güvenlik kamerası görüntülerinin ayrıntılı dökümlerine yer verildi. 
    
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Cem Garipoğlu, tutuksuz sanıklar baba Nida Garipoğlu, anne Tülay Makbule Garipoğlu, amca Hayyam Garipoğlu ile diğer tutuksuz sanıklar Ahmet Batur, Mehmet Karakayalı ve Habib Kurt katıldı. Duruşmada, müdahiller Münevver Karabulut'un annesi Nagihan Karabulut ve babası Süreyya Karabulut ile tarafların avukatları da hazır bulundu. 
    
Mahkeme Heyeti Başkanı Mustafa Günaydın, TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezince hazırlanan raporun geldiğini tutanağa geçirdi. 
    
Başkan Günaydın, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Bilişim ve Teknoloji Suçları Şubesine yazılan müzekkereye verilen cevapta incelemenin devam ettiğinin bildirildiğini kaydetti. 
    
Söz alan müdahil avukatı Rezan Epözdemir, TÜBİTAK'tan gelen yazıyı incelemediklerini, belgeyi incelendikten sonra beyanda bulanacaklarını, ayrıca Adli Tıp Kurumundan uzun zamandır cevap gelmediğini dile getirerek, "CMK 102. maddesi de dikkate alınarak, raporun bir an önce gönderilmesini, aksi taktirde görevliler hakkında suç duyurusu yapılacağının müzekkereye yazılmasını talep ediyorum. Keşifle ilgili talebimiz devam ediyor" dedi. 
  
Cumhuriyet Savcısı Cahit Erdil, TÜBİTAK'tan gelen rapora bir diyeceğinin olmadığını, istenilen raporun hızlandırılması konusunda Adli Tıp Kurumunun tenkidine ve ayrıca tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. 
    
TÜBİTAK'tan gönderilen CD'lerin emanet memurluğuna gönderilmesine ve emanete alınmasına, taraf vekillerine raporu inceleyip beyanda bulunmaları için süre verilmesine hükmeden mahkeme heyeti, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Bilişim ve Teknoloji Suçları Şubesine yazılan müzekkereye "gerekli hassasiyetin gösterilerek, bir an önce dosyanın mahkemeye gönderilmesi" yönünde açıklama düşülmesine hükmetti. 
    
Olay mahallinde keşif yapılması ile elbiseler üzerinde inceleme yapılması konusunun Adli Tıp Kurumu raporu geldikten sonra değerlendirmesine karar veren mahkeme heyeti, Cem Garipoğlu'nun tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı. 
     
TÜBİTAK RAPORU- 
     
TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan 59 sayfalık raporda, 73 Nolu villanın ön kapısındaki kamera kayıtları ile testerenin alındığı alışveriş merkezindeki kamera kayıtlarının döküm ve çözümünün yapılması, bu çözümleme sırasında 73 Nolu villanın ön kapı kamera kayıtlarının olduğu CD'de bulunduğu bildirilen "valizin eve ne şekilde geri döndüğünün açıklanması için sanık Mehmet Nida Garipoğlu'nun eve son geliş saati olan 23.01'de eve giriş esnasında yanında bulunup bulunmadığının da" ayrıca tespit edilmesinin istendiği hatırlatıldı. 
    
Görüntüler üzerinde yapılan incelemelere ilişkin teknik açıklamalarda bulunulan raporda, "Bu uygulamalar sonunda iyileştirilmiş kareler tek tek incelenmiş, fakat karelerin birbirlerinden bağımsız olarak tek başlarına kullanılması sonucu incelemelerden bir iyileştirme elde edilememiştir" denildi. 
    
Görüntüden çıkarılan karelerin tek tek kullanılması yerine, ardışık karelerdeki görüntülerin birlikte kullanılmasını gerektiren süper çözünürlük yöntemi birden fazla kare üzerinde uygulandığı belirtilen raporda, şu görüşlere yer verildi: 
    
"Güvenlik kamerasının çözünürlüğünün düşük olması, bu tip sistemlerin kayıtları sıkıştırarak almaları, gece karanlığında yeterli aydınlatmanın bulunmaması nedeni ile görüntü kalitesinin istenilen ölçüde arttırılması mümkün olmamıştır. 
    
Bu nedenlerle dökümlerde ayrıca belirtilmesi istenilen 'valizin eve ne şekilde geri döndüğünün açıklanması için sanık Mehmet Nida Garipoğlu'nun eve son geliş saati olan 23.01'de girişi esnasında yanında bulunup bulunmadığı" hususunda bir kanaat hasıl olmamıştır." 
    
Süvari İş Merkezi'ne ait video görüntülerinde, diğer videolara göre çok fazla sayıda araç ve yaya sahneye girip çıktığından detaylı döküm verilemediği belirtilen raporda, incelemeler sırasında fizyolojisi Cem Garipoğlu'na benzeyen kişilerin bulunduğu 2 fotoğrafın dosyaya eklendiği kaydedildi. 
    
Bu fotoğraflarda bulunan kişilerin Cem Garipoğlu olduğu konusunda kesin bir kanaat bulunmadığı vurgulanan raporda, incelenmesi istenilen CD ve DVD'lerdeki görüntülerin ayrıntılı dökümlerine yer verildi. 
     
SÜREYYA KARABULUT'UN, KATLİAM YAPILACAĞI YÖNÜNDEKİ SÖZLERİ- 
     
Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut, soğukkanlı bir şekilde duruşmaları takip ettiğini belirterek, şunları söyledi: 
    
"Garipoğlu ailesinde de bir katliam yaşanacağını buradan size söylüyorum. Garipoğlu bu katliamı yaşamak zorundadır. Çünkü benim evladım gitti, kınalı kuzum gitti. Her gün her dakika ve her saniye kan kusturuyorlar. Ama bir gün onlar da bu katliamı görecekler. Benim çektiğim acıları fazlasıyla çekecekler. Burada bekliyoruz zamanımız var. Adliye koridorlarında yürümekten bıkmıyorum. Usanmıyorum." 
    
Mahkemeye ilişkin de eleştirilerde bulunan Karabulut, "Çok da fazla bir ceza alacağını zannetmiyorum. Çünkü hukuk benim yanımda değil, Garipoğlu ailesinin yanında. Bu bir gerçek. Cezaevinde zanlı yaşıyor. Olukla para akıtıyorlar. Cezaevi koşullarını hepimiz biliyoruz. Son derece rahat bir şekilde yatıyor" dedi. 
    
Anne Nagihan Karabulut da verilen cezaların caydırıcı olması, kim ne suç işlediyse hak ettiği cezayı bulması gerektiğini belirterek, takdiri önce ilahi adalete sonrada yüce mahkemenin takdirine bıraktığını kaydetti. 
    
Duruşma sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplayan müdahil avukatı Rezan Epözdemir de CMK 102. madde nedeniyle dosyanın hızlandırılmasını istediklerini, sanığın 1 yıl 4 aydır tutukluğunu belirterek, şunları söyledi: 
    
"3 yıl 7 ay gibi bir süre içerisinde karar kesinleşmezse yolu vicdandan geçen herkesi rahatsız edecek şekilde mahkeme sanığı tahliye edecek. Bunlar olmasın diye bir an önce Adli Tıp Kurumundan cevap gelsin, celse arasındaki keşif talebimiz yerine gelsin ve bir an önce karar çıksın. TÜBİTAK'tan rapor dün akşam geldi. İnceleyemedik. Rapor, 'maktule ile sanık kaçta eve geldi, baba sabah kaçta evden çıktı, elinde hangi çanta vardı. Sabah çıkarken ve akşam gelirken aynı çanta mı vardı elinde, sanık testereyi kaçta almaya gitti, kaçta eve getirdi' gibi villadaki kamera kayıtlarına ait bilgilerin dökümüydü." 
    
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri de Bakırköy Adliyesi önüne gelerek, davayı protesto etti.