Müslüm Baba'nın mezarı açılacak mı?

Müslüm Gürses'in ölümünün üzerinden günler geçti, ama ölüm tarihine dair iddialar bitmedi.

Müslüm Babanın mezarı açılacak mı?
22 Mart 2013 Cuma 09:13 tarihinde eklendi, 1.450 kez okundu.

Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu, bugünkü köşe yazısında şok bir iddiada bulundu.. 

 
İşte o yazı :
 
Müslüm Gürses'in ölümünün üzerinden günler geçti, ama ölüm tarihine dair iddialar bitmedi. Tartışmanın fitilini İbrahim Tatlıses'in, "Yoğun bakımda kaptığı mikroptan daha önce öldü ama hastane bunu gizledi" tweet'i ateşledi.
 
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Tatlıses'in iddialarını TBMM'ye taşıdı.
Oran'ın 5 Mart 2013 tarihinde Sağlık Bakanı'nın yanıtlaması istemiyle TBMM'ye verdiği yazılı soru önergesine Bakan Mehmet Müezzinoğlu'ndan kuşkuları yok edecek bir açıklama gelmeyince bu kez Gürses'in akrabaları harekete geçti.
 
Gürses'in amca kızı Hatice Akbaş'ın oğlu Mehmet Ölmez'den ilginç bir eposta aldım:
"Ali Bey, biz Müslüm Gürses'in yakın akrabalarıyız. Müslüm Gürses'in ölümünün ardından bazı şüpheler doğmuştu ve bunlar halen de devam etmektedir.
 
... Zincirlikuyu gasilhanesinde cenazeyi dolaptan alıp yıkama yerine getirdik. Kefeni açtık, gördüğümüz manzara içler acısıydı. Müslüm Gürses'i tanıyamadık. Naaş çürümeye başlamıştı ve şişmişti, ayak parmakları kolları çürümüştü. Hayrete düşerek bağırmaya başlayınca imam, çoktan beri hastanede yattığı için bunun normal olduğunu söyledi. ‘Peki koku ve bu çürümeye başlaması neyin nesi?' dedik, sustu. İbrahim Tatlıses acaba doğruları mı dile getirdi diye düşünmeye başladık haliyle."
 
Yazdıklarını okuduktan sonra verdiği telefondan Mehmet Ölmez'i arayıp, yüz yüze de görüştüm.
Yenibosna'daki buluşmada Gürses'in akrabası Kadir Akbaş da vardı Ölmez'in yanında.
Ölmez ve Akbaş, buluşmamızda şunları söylediler özetle:
 
"Aslında Müslüm Gürses toprağa verilmeden kuşkularımızı kamuoyuyla paylaşacaktık, ama cenazedeki kalabalık, gözümüzü korkuttu. Bunları o zaman söylesek, istenmeyen şeyler olabilirdi. O yüzden cenazeden sonra Muhterem Yenge'ye söyledik. ‘Bir günlük ölü gibi gelmedi bize' deyince, bu işle ilgileneceğini, bizim beklememiz gerektiğini söyledi, ama sonra 180 derece döndü. O yüzden iş bize düştü. İstiyoruz ki olay araştırılsın, kimse yok yere zan altında kalmasın."
 
O MORARMALAR NORMAL ÇÜNKÜ... 
Müslüm Gürses'in menajeri Nevzat Takmaz'ı arayıp, konuyu anlattım. Takmaz, şunları söyledi:
"Müslüm Gürses'i hastanenin de açıkladığı gibi pazar sabahı kaybettik. Sosyal medyada öldüğüne dair haberlerin çıktığı gün hastaneye gelen Muhterem Nur ve Orhan Gencebay da şahittir, Müslüm Gürses'in nefes aldığına, parmaklarını oynattığına. Parmaklardaki morarma normal. Çünkü uzunca bir süredir suni akciğere bağlıydı. Vücudun kan gitmeyen yerlerinde oluyormuş bu. Müslüm Bey, maalesef geçirdiği akciğer kanamasından sonra toparlayamadı."
 
GENCEBAY: ‘ÖLDÜ' DENDiĞi GÜN YAŞADIĞINA ŞAHiDiM
Orhan Gencebay'la da görüştüm. ‘Popstar'ın elemelerinde büyük tansiyonu 20'ye çıkınca soluğu hastanede aldığını anlatan Gencebay, şöyle konuştu:
"Benim doktorum da aynı hastanede. Ona göründükten sonra, Müslüm Gürses'in ameliyatını yapan Bingür Sönmez hocanın odasında oturduk bir saate yakın. Onun odasında hastanenin her yerinden kamera görüntüleri var. Müslüm Gürses'in durumunu merak ettiğim için onu da izlettiler bana ve Sevim Hanım'a (Emre). Nefes alıp veriyor, parmaklarını oynatıyordu."
 
‘KOCAMA OTOPSiYE ASLA iZiN VERMEM'
Muhterem Nur'u da aradım. Cenazedeki başsağlığı dileğimi bir kez daha yineledikten sonra Mehmet Ölmez'in anlattıklarını ilettim.
 
"Kocamın bugüne kadar yakın akrabası yoktu da, şimdi mi oldu? Neyin peşinde bu insanlar? Şayet savcılığa suç duyurusunda bulunurlarsa, ben de onlar hakkında suç duyurusunda bulunurum" diyen Nur, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Asla otopsi yaptırmam kocama. Yeterince acı çekti zaten. Mezarının açılıp, otopsi için cesedinin çıkarılmasına katiyyen izin vermem. Ölü elbette ki morarır, sapsarı durmaz. Kimseye, ‘Siz durun, ben gereğini yapacağım' demedim.
 
Mehmet Ölmez'in annesi Müslüm'ün üvey amcasının kızı. 10-12 yıl önce iki kere evimize geldiler. Birinde para istediler, diğerinde para alamadıkları için bizi tehdit ettiler. 2003'te suç duyurusunda bulunmuştuk haklarında. Onlar, kocamın hakkını arayacak insanlar mı? Vergi dairelerine de sondaj yapmışlar. Para peşinde hepsi."