Polis, bakanların çocuklarının kapısına, sabahın ilk ışıklarıyla dayanabiliyorsa.

O cocukları, polis otolarına bindirip merkeze götürüyorsa.

Devletin en büyük bankasının genel müdürünün koluna sabahın köründe girebiliyorsa.

Demek ki biz, gerçek Demokrasi'yi bulmuşuz da, haberimiz yokmuş !

Böyle çaplı operasyon, ancak ileri Demokrasiler'de olur.

Bizde Polis, bırakın bakan çocuklarını gözaltına almayı, arabalarını bile durduramazdı.

Bu açıdan bakınca, bu operasyon milatdır.

Hatta, Demokrasi bayramı olmalıdır.

Ama, bakanlara, cocuklarına, yuksek bürokratlara uzanan boylesi bir operasyondan başbakanın haberdar edilmemesi, "işin içinde iş mi var" sorusunu akıllara getiriyor.

Bu soru, Hükümet-Cemaat kavgasının üstüne gelince, daha da anlam buluyor.

Ama, operasyonun düğmesine 1 yıl önce basılması, olayı cemaat odaklı olmaktan kurtaracak bir ayrıntı gibi görünüyor.

Bu sabah, operasyonu yapan ve yürüten emniyet müdürlerinin gorevden alınması, hükümetin, operasyona çıkaracağı faturanın adresi midir?

Yoksa, habersiz iş yapmanın cezası mıdır?

Anlaşılan, önümüzdeki günler de uzun olacak.