"O koltukta oturmasın"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Köstebek konumunda olan kişinin o koltukta oturmaması lazım” dedi.

O koltukta oturmasın
15 Ekim 2011 Cumartesi 16:02 tarihinde eklendi.

 

Kılıçdaroğlu, Karaman ziyareti kapsamında ilk olarak CHP İl Başkanlığını ziyaret ederek, partililerle görüştü. Kılıçdaroğlu, daha sonra İl Başkanlığından yürüyerek, partililere hitap edeceği Yunus Emre Konferans Salonu'na geldi.
 
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, genel başkan seçildikten sonra halka daha fazla gitmek için bir hedefinin olduğunu söyledi.
 
Halkla daha fazla iç içe olmak, sorunlarını dinlemek ve o sorunlara karşı ürettikleri çözümleri anlatmak istediğini ve bunun temel görevi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “İktidar olmanın yolunun halkın kutsal oylarından geçtiğini de biliyoruz. Önyargılarımızı yıkacağız. Kalıpları değiştireceğiz. Yeni bir Türkiye'yi, çağdaş bir Türkiye'yi, uygar, çocuklarımıza güzel bir Türkiye'yi bırakmak zorundayız. Bunu yapabilirsek Türkiye çağdaşlaşmayı yakalayacaktır, uygar bir ülke olacaktır” ifadelerini kullandı.
 
Konferans salonuna gelirken vatandaşlarla sohbet ettiğini bildiren Kılıçdaroğlu, kendisine iki temel sorundan bahsedildiğini, bunlardan birinin dershane, diğerinin terör sorunu olduğunu anlattı.
 
Çocukların diploma alması için okula, bir şeyler öğrenilmesi için de dershaneye gönderildiğini ancak bunda bir yanlışlık olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, çocukların okullarda iyi eğitim alması gerektiğini bildirdi.
 
Dershane ücretlerinin ailelerin belini büktüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bana bu sorunun çözümünü sordular. Çok basit dedim. Bunun çözümü, CHP'nin iktidar olmasıdır. İktidar olursak göreceksiniz bu sorunlar çözülecek” diye konuştu.
 
“Terörün bitmesinin yolu, iktidar olanın çözüm üretmesi”
 
Vatandaşların kendisiyle konuştuğu ikinci sorunun de terör olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu sorunun herkesin yüreğini yaktığını söyledi.
 
Terörün bitmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
 
“Bu ülkeye barışın, huzurun gelmesi lazım. Terörün bitmesinin yolu, iktidar olanın çözüm üretmesidir. Sadece Karamanlı vatandaşa değil, şehit binbaşının babasına, Balıkesir'deki şehit annesine de söz verdim. Diyarbakırlı şehit babasına da söz verdim. Dedim ki, hükümet terörü bitirmek için bir çözüm getirirse biz çözüme destek vereceğiz ama önümüzde bir sorun var. 'Nedir' dediler, hükümetin çözümünü bilmiyoruz. Vatandaş bize diyor ki 'Destek olun' Destek olacağız, çünkü şunu söyledik, öteden beri de söylüyoruz, terör tek başına bir siyasi partinin çözebileceği bir olay olmaktan çıkmıştır. Terör bir iktidarın sorunu olmaktan da çıkmış, terör Türkiye'nin sorunu. Bütün siyasi partilerin terörü sonlandırmak için ortak çaba harcaması lazım. Bizim çözümlerimiz var. Bizim çözümlerimize hükümet kulaklarını tıkıyor. Kendi çözümlerini ise biz bilmiyoruz. O nedenle terör devam ediyor. İktidar oldular, sıfır terör vardı. Şimdi her gün şehit haberleri geliyor. Demek ki süreç iyi yönetilmiyor.”
 
Emeklilerin sorunlarına da değinen Kılıçdaroğlu, onların sorunlarını seçimler sırasında en fazla dile getirenlerin kendileri olduğunu söyledi.
 
“Emeklilerin İntibak Yasası'nın çıkması gerektiğini, milli gelirden pay almaları gerektiğini” söylediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, iktidar olamadıklarını ancak bu düşüncelerinin takipçisi olduklarını kaydetti.
İntibak Yasası ile ilgili kanun teklifi verdiklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bunun da takipçisi olacaklarını ifade etti.
 
“Zammın adını da değiştirdiler”
 
Seçimler sırasında “Zam zam zam eşittir Recep Tayyip Erdoğan” sloganını sık sık kullandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, son günlerde bu tablonun daha iyi görüldüğünü belirtti.
Daha zamların vatandaşın faturasına yansımadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
“Önümüzdeki süreçte göreceksiniz. Şimdi bir başbakan yardımcısı çıkmış diyor ki 'Bu zamlar 74 milyonu ilgilendirmiyor, zenginlerden alıyoruz biz bunu' Doğalgaz zammını sadece zenginler mi ödüyor? Elektrik zammını sadece zenginler mi ödüyor? Elektriği sadece zenginler mi kullanıyor? Allah aşkına. Allah bunlara akıl fikir versin. Bari televizyona çıkıp konuşuyorsan doğru şeyler söyle. Şimdi zammın adını da değiştirdiler. Ne diyorlar, güncelleme diyorlar. Sanki adamlar internet sitesini değiştiriyorlar. Olacak şey değil. Fiyatları güncelliyorlarmış, zam lafını ağızlarına almaktan korkuyorlar. Aslında benim bir başka korkum daha vardı. Birisi çıkıp şunu söyleyebilirdi, 'Vallahi biz zammı yapmadık, devlet yaptı bu zammı', onu da diyebilirlerdi. Geldiğimiz nokta şu, fatura yine halka çıktı. Faturayı yine esnaf, memur, işçi ödeyecek, sabit gelirlilerin tamamı ödeyecek. Faturanın bedeli size, iktidarın keyfi de iktidara. O nedenle şapkamızı alıp bir daha önümüze koyacağız. Oy verilen bir iktidar, iktidar olmasının hemen ardından bu kadar acı zamları yaptı.”
 
Türkiye'nin son 1.5-2 ay içinde yüzde 30 ile devalüasyon yaşadığını savunan Kılıçdaroğlu, önümüzdeki günlerde bunun faturasının vatandaşa daha çok yansıyacağını söyledi.
 
“Siyasette de bir güncelleme yapıyorlar”
 
Bir de “köstebek olayı”nın çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, “Siyasette de bir güncelleme yapıyorlar, Deniz Fenerinde bir güncelleme yapıyorlar” dedi.
 
Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
 
“Köstebek konumunda olan kişinin o koltukta oturmaması lazım. İnsanda ahlak kırıntısı varsa, bu kadar olaydan sonra o koltukta oturmaz. O koltukta oturduğunuz zaman siyaseti kirletirsiniz. Türk siyasetinin kirlenmeye değil, temizlenmeye ihtiyacı var. Ben açıklıyorum her şeyi, televizyon televizyon geziyor, 'Külliyen yalan' diyor. Ben buradan söylüyorum, külliyen doğru. Neresi yalan? Senin koruma müdürün telefon etti mi, etti. Yalan mı, hayır. Saniyesini bile veriyorum. Kaç saniye konuştuğunu bile veriyorum. Kırıkkale Belediye Başkanı, Deniz Fenerinin asıl failini arıyor, yalan mı? Hayır, o da doğru. Kaç saniye, hangi saatte konuştu, onu da veriyorum. Adam gidiyor, savcılıkta ifade veriyor, 'evet' diyor, 'Arama yapılacağını bize söylediler.' O da mı yalan, o da doğru. Neresi yalan?
 
Bu ülkede dürüst savcılar vardı, onları da görevden aldılar. Üç Deniz Feneri savcısını görevden aldılar. Bir değerli gazeteci arkadaşımızın yazdığı güzel bir yazı vardı, eğer diyor 'O Deniz Feneri savcıları görevden alınmasaydı, köstebek tutuklanacaktı' Bunları herkese söyleyin. Neden bu olayın üzerinde bu kadar duruyoruz? Yetim hakkı için duruyoruz. Milletten para topladılar 'Yoksula yardım edeceğiz' diye. Topladıkları parayla kendileri köşeyi döndüler. Bunların maskesini indirmek zorundayız. Gerçek insanlığın ne olduğunu, insana yardımın ne olduğunu, ahlakın ne olduğunu bunlara öğretmek zorundayız. Eğer bunların arkasından gidersek, sonumuzun felaket olduğunu da halka anlatmak zorundayız. Bütün gelişmeleri, bütün olayları biliyoruz, takip ediyoruz, hiç endişeniz olmasın, takip etmeye de devam edeceğiz.”
 
Karşılama sırasında İl Başkanının “Eskiden parti içinde küskünlükler olduğunu, şimdi herkesin barış içinde bulunduğunu” söylediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, bütün CHP'lilerden barış ve dayanışma içinde olmalarını istedi.
Gelen herkese kapılarının açık olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, hiç kimseyi ötekileştirmeyeceklerini, ülkede barış ve huzur içinde yaşamayı temel hedef edineceklerini kaydetti.
Hükümetin ekonomi politikalarını da eleştiren Kılıçdaroğlu, zamların cari açığı kapatmak için yapıldığını söyledi. Hükümetin ekonomiden anlamadığını savunan Kılıçdaroğlu, bunun son süreçte daha iyi anlaşıldığını belirtti.
Konferans salonuna gelirken yol boyunca tavuk döner yapan iş yerleri gördüğünü de anlatan Kılıçdaroğlu, bunun ise hayvancılığın bitirilmesinden kaynaklandığını öne sürdü.
 
“Mesai saatleri önerisi, mantıklı değil”
 
Kılıçdaroğlu, açıklamasının ardından, partililerin sorularını da yanıtladı. Kılıçdaroğlu, emeklilerin sorunlarıyla ilgili bir soru üzerine, bu sorunlara yönelik çalışmalarını sürdüreceklerini bildirdi.
Başka bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, partililerin, vatandaşların iyi gününde de kötü gününde de yanlarında olması, daha fazla çalışmaları gerektiğini belirtti.
“Kamu çalışanlarının siyaset yapması” ile ilgili soru üzerine de Kılıçdaroğlu, kamu çalışanlarının siyaset yapmasını desteklediklerini, hükümetin bu konuda getireceği bir çözüme destek vereceklerini bildirdi.
Kılıçdaroğlu, başka bir partilinin “Enerji Bakanının mesai saatleriyle ilgili önerisini” hatırlattığı sorusu üzerine de bu öneriye tepkiyi önce çalışanların vermesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Bir gazetede vardı, 'Sabah 06.00'da anne baba çalışırsa çocuklar ne olacak' diye. Bu kadar düşüncesizce ortaya atılan bir düşünce olmaz. Bir bakılması, düşünülmesi lazım. Böyle bir şeyi bizim toplum kaldırır mı kaldırmaz mı bakılması lazım. Dünyadaki uygulamaları nedir, ona bakılması lazım. Ondan sonra bir önerinin getirilmesi lazım. Öyle zannediyorum, ayak üstü yapılan bir açıklama. Tabi buna en büyük tepkiyi işçi sendikaları, memur sendikalarının vermesi lazım. Bu henüz parlamentoya gelmiş değil, parlamentoya gelmediği için de hemen oturalım, eleştirelim diye de bir düşünceye kapılmadık. Soru üzerine ben bunları söylüyorum. Mantıklı bir öneri değil, bunun parlamentoya bir kanun teklifi olarak geleceğini de düşünmüyorum.”
 
Kılıçdaroğlu, başka bir soru üzerine de atanamayan öğretmenler konusunu iyi bildiklerini, bu sorunun giderilmesi için konunun takipçisi olduklarını söyledi.