O polis kendini böyle savundu!

Ali İsmail Korkmaz davasında savcı, polis memuru Mevlüt Saldoğan için "kasten adam öldürme" suçlamasıyla müebbet hapis cezası talep etti.

O polis kendini böyle savundu!
26 Kasım 2014 Çarşamba 13:25 tarihinde eklendi.
ESKİŞEHİR’de geçen yıl Gezi Parkı olaylarında üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın dövülerek öldürülmesiyle ilgili olarak Kayseri 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün yapılan 5'inci duruşmada, savcı mütaalasında tutuksuz yargılanan 2 polis hakkında beraat kararı verilmesini istedi. Duruşmanın görüldüğü salona, Hatay'dan gelen anne Emel, baba Şahap, ağabey Gürkan Korkmaz ve yakınları üst aramaları yapılarak alındı.
 
Kayseri’deki sol gruplara mensup gençler ellerinde pankart ve flamalarla Cumhuriyet Meydanı'nda buluşarak, yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki Adliye Sarayı'na sloganlar atarak yürüdü. Sivil polisler, kaldırımdan yürüyen gençleri izleyip, müdahale etmedi. Kayseri grubu daha sonra Adliye Sarayı karşısında İstanbul, Ankara, Hatay başta olmak üzere diğer illerden gelen gruplarla buluştu.
 
Duruşma için gelen gruplar Kayseri girişinde Boğazköprü mevkiinde durduruldu. Aramadan geçirilen otobüs, minibüs, midibüs ve özel araçlardaki gençler, polis eskortları eşliğinde Adliye sarayının 3 kilometre ötesindeki Gaziosman Mahallesi'ndeki pazar yerine getirilerek, burada park ettirildi. Adliye çevresinde, Ankara, Adana ve çevre illerden gelenlerle birlikte toplam 2 bin 500 polis görev aldı. Adliye çevresine Toma, zırhlı polis araçları ve Büyükşehir Belediyesine ait itfaiye araçları da konuşlandırıldı.
 
"KAYSERİ ADLİYESİNDEYİZ, KATİLLERİN PEŞİNDEYİZ" 
 
Duruşma nedeniyle dün Kayseri’ye gelen ve CHP Kayseri il örgütünce misafir edilen baba Şahap, anne Emel, ağabey Gürkan Korkmaz, duruşma öncesi Adliye Sarayı'na geldi. Korkmaz ailesi, 3'üncü Ağır Ceza Mahkeme salonuna dönüştürülen konferans salonuna girişte eşyalarını, duruşma salonuna diğer alınanlar gibi x-ray cihazından geçirerek, üst aramaları yapılarak girdi.
 
Ali İsmail Korkmaz’ın ağabeyi Gürkan Korkmaz, sosyal medyadaki hesabından saat 08.55’da 'Ali İsmail Korkmaz için, adalet için, Kayseri Adliyesi'ndeyiz ve katillerin peşindeyiz' diye paylaşımda bulundu. Gürkan, duruşmadan paylaşımlarını şöyle sürdürdü:
 
'Salon pürdikkat mütalaayı dinliyor. Çok gerginim, mütalaayı dinlemek işkence gibi! Ali İsmail'in başından gecen bütün süreç anlatılıyor. Savcı tüm salonu saygıyla selamlayarak esas hakkında mütalaasını okumaya başladı. Esas hakkında mütalaa okunmasına geçilecek. Sonrasında müdahiller ve vekillerine, sanıklara ve sanık müdafiilerine söz verilecek. Bu esnada bir avukatımız bize şişe su gelmiyorsa, sizin şişeleriniz de dışarıya çıkartılsın dedi. Mahkeme salonuna su şişelerinin girişine dahi izin verilmiyor. Avukatlarımız bu yoğun güvenliğin sebebini sorguluyorlar.'
 
CHP'Lİ VEKİLLERDE DURUŞMAYI İZLEDİ
 
Adalet Sarayı’nda duruşma salonuna dönüştürülen konferans salonunda devam edildi. Duruşmayı; anne Emel, baba Şahap, ağabey Gürkan Korkmaz, aile yakınları, CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat, İzmir Milletvekili Musa Çam, Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, CHP Parti Meclisi üyesi Cemal Canpolat, Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan, sanık yakınları izledi. 
 
3'üncü Ağır Ceza Mahkemesindeki 250 kişilik duruşma salonunda yaklaşık 200 kişi olduğu, çocuklarının TEOG sınavı nedeniyle gelemeyenler olduğu da ifade edildi.
 
SAVCI TUTUKSUZ 2 POLİSİN BERAATİNİ İSTEDİ
 
Eskişehir’de 2 Haziran 2013 tarihinde Gezi Parkı eylemlerinde polisten kaçarken dövülen ve 38 gün komada kaldıktan sonra 10 Temmuz 2013 tarihinde hastanede yaşamını yitiren Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Ali İsmail Korkmaz davasının beşinci duruşması saat 09.30’da başladı. 
 
Savcı, okuduğu mütaalasında tutuksuz yargılanan sanıklardan polis memurları Şaban Gökpınar ve Hüseyin Engin’in beraatlerine karar verilmesini istedi.
 
Duruşmaya tutuklu yargılanan sanık polis memuru Mevlüt Saldoğan, fırıncı İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatansever, fırın işçisi Ebubekir Harlar ile tutuksuz yargılanan polis memurları Şaban Gökpınar, Hüseyin Engin, Yalçın Akbulut ve avukatları ile Korkmaz ailesi avukatları olarak katıldı.
 
KORKMAZ AİLESİ MAHKEMEYE OLAY YERİ MAKETİNİ GETİRDİ
 
Korkmaz ailesi avukatları duruşma öncesi salona, Ali İsmail Korkmaz’ın saldırıya uğradığı cadde, sokak ve binaları gösteren bir maket getirdi. Bir masa üzerine yerleştirilen maket, mahkeme heyetinin görebileceği şekilde salona konuldu. 
 
Savcı mütalaasında, Ali İsmail Korkmaz’ın Eskişehir’deki Gezi Parkı eylemlerine katıldığını ve eylemlerde yaralanarak, daha sonra yaşamını yitirdiğinin belirlendiğini söyledi. Tutuksuz yargılanan polis memurları Hüseyin Engin ve Şaban Gökpınar’ın beraatlerine karar verilmesini isteyen savcı, mütaalasında şu görüşlere yer verdi:
 
SAVCI MÜTALASINDA ASIL ZANLI MEVLÜT SALDOĞAN DEDİ
 
“Eskişehir ilinde düzenlenen eylemlerde Ali İsmail Korkmaz’ın katıldığı Yunus Emre Caddesi'ndeki eylemlerde müdahaleden kaçarak, Kurtuluş Mahallesi Sanayi sokaka girdiği; İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatansever, Ebubekir Harlar’ın, Korkmaz'ı beklediği, Ebubekir Harlar’ın tekme attığı, İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever’in çelme taktığı, ekmek fırını önünde yaraladığı, Mevlüt Saldoğan’ın, yerde yatan Ali İsmail Korkmaz’a vurduğu, Yalçın Akbulut’un da orada bulunduğu, Ali İsmail Korkmaz’ın küfür ettiği, sanıklardan Mevlüt Saldoğan’ın, Ali İsmail Korkmaz’ın göğüs ve baş kısmına tekme attığı belirlendi.
 
Ali İsmail Korkmaz’ın arkadaşlarıyla birlikte hastaneye tedavi amacıyla gittiği ve burada genel durumunun iyi olduğu, eşya taşırken düştüğünü söylediği, daha sonra beyin tomografisinin çekilmesi amacıyla Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne ambulansla sevk edildiği, yapılan muayenesinde çeşitli yerlerinde kırıklar olduğu, Ortopedi Polikliniği’nde tedavisinin devam edeceğinin söylendiği, ardından Ali İsmail Korkmaz’ın Odunpazarı Polis Merkezi Amirliği’nde verdiği ifadede eski Tren Garı’nda 5-6 kişinin kendisinin sopayla dövdüklerini söylediği, kendisine kimin neden vurduğunu bilmediği ve şikayetçi olduğunu söylediği, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yapılan kontrollerinde beyin kanaması geçirdiği, daha önce kalp ameliyatı geçirdiği ve buna bağlı olarak kullandığı ilaçların kan dolaşımını hızlandırdığı, kafa travmasına bağlı beyin kanaması, kalp rahatsızlığı nedeniyle kullandığı ilaçlarla aldığı kafa travmasıyla beyin kanaması ilişkili olabileceği, Ali İsmail Korkmaz’ın dövülmesiyle, ölümünün illiyet bağı bulunduğu, kullandığı ilaçların beyin kanamasını hızlandırdığı belirlendi.
 
Mevlüt Saldoğan’ın yaralamaya yönelik saldırı, ardından Ali İsmail Korkmaz’ın küfretmesi üzerine Mevlüt Saldoğan’ın başına 3 kez vurduğu ve yaralamaya yönelik saldırının kastının aştığı ve adam öldürmeye sebep olduğu anlaşılmakla, sanıklardan Mevlüt Saldoğan’ın Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 81/1 53/1 kasten adam öldürmek suçundan cezalandırmasına; İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatansever ve Ebubekir Harlar’ın TCK’nın 86/1, 87/4 ayrı ayrı eylemlerinin başta öldürmeye yönelik olmadığı ve nitelikli yaralamadan cezalandırılmaları; Yalçın Akbulut’un 86/3d maddesi 87/4 kasten yaralama suçundan, Şaban Gökpınar ve Hüseyin Engin’in ise kasten adam öldürmeye iştirak suçundan dava açılmış ise de Ali İsmail’in kaçtığı ve bu nedenle her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı deliller olması nedeniyle ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi mütalaa olunur."
 
BABA KORKMAZ; 'ADALETİN ADİLCE İŞLEMESİNİ İSTİYORUZ
 
Savcı mütalaasının ardından söz verilen baba Şahap Korkmaz, "Ali İsmail, yanan ateşten kaçmaya çalışırken, yaralayıcı bir şey bulunmazken, eve kaçmaya çalışırken, bu şekilde vahşice saldırmaları hangi hakka, insanlığa sığar? Her şey öldürmek için birer sebep olmuştur. Hepsi de onu öldürmek için müdahale etmiştir. Zarar vermeyen bir kişiyi sıkıştırıp, kaldırımın üstünde vurdular. Biz çocuğumuza bakamadık. Vücudu morluk içindeydi. Ali İsmail’in ağzından bozuk kelime çıkmışsa da çocuğumun canının yandığındandır. Onlara, katil dememek için sebep yok ve gerçek birer katildir. Adaletin adilce işlemesini istiyoruz" dedi.
 
Anne Emel Korkmaz ise, "18 ay önce oğlumu yitirdim, 5 seferdir bu katillerle yüzyüze geliyorum. Katillerden biri psikolojik sorun yaşıyorum dedi. Oğlumu katlettiği için psikolojik sorunlar yaşıyor. Ben dimdik ayaktayım ve çocuğumla gurur duyuyorum. Siz katil damgasıyla hayatta kalacaksınız. Ben çocuğumdan mahrum kaldım. Çocuğumu ayağa kalkacak umuduyla bekledim. Sadece dua ettim. Bu katiller idam da edilse Aliş’im bize geri gelmeyecek. En ağır şekilde yargılanmalarını istiyorum. Çocuğum cennette şu an ama onlar ömür boyu cehennem azabıyla yaşayacak” diye konuştu.
 
CMK'YA AYKIRI
 
Ağabey Gürkan Korkmaz ise polisler Şaban Gökpınar ve Hüseyin Engin’in beraat etmelerinin doğru olmayacağını savunarak şöyle dedi:
 
“Sokakta amir sıfatıyla yakalama emrini veren polislere beraat istenmesi CMK'ya aykırıdır. Savcı beyin gözünden kaçmış olabilir. Son 3 tekmeyi atan kişi için kasten adam öldürme dışında diğer sanıklar korunuyor.”
 
AĞABEY: TÜM ZANLILAR KASTEN ADAM ÖLDÜRMEKTEN YARGILANSIN
 
Ali İsmail'in ağabeyi avukat Gürkan Korkmaz, savcının 5'inci duruşmadaki mütalaasına katılmadığını, tüm sanıkların kasten adam öldürmek suçundan yargılanmalarını istedi. Gürkan Korkmaz, savnını beraat talibene tepkisini gösterirken şunları söyledi:
 
"Savcının mütaalasında katılmadığımız bir çok nokta var. Avukatlarımız bu konuda talepte bulunacaklar. Beraat istenen polisler sokakta amir olarak geçen, amir sıfatındaki polislerken onlar için beraat talebi ne CMK ve TCK'ya uygun değildir. Sanırım savcının gözünden kaçmış bu bölüm. Yakalama emri verdiği kısım gözünden kaçmış. Olaylar arasında kesinti olduğunu söyledi savcı, önce 7 kişi darp ediyor, son 3 tekmeyi darp eden adam için müebbet talep edilmesi. Kasten adam öldürmeden yargılanmaları gerektiğine inanıyorum."
 
"BERAATİ İSTENEN POLİSLER OLMASAYDI ALİ İSMAİL KAÇIP KURTULURDU"
 
Ali İsmail Korkmaz davasında savcının mütalaasının ardından aile avukatlarından Ayhan Erdoğan, salona getirilen olay yeri maketi üstünde Ali İsmail Korkmaz’ın nasıl ve nerelerde saldırıya uğrayıp, dövüldüğünü anlattı. Avukat Ayhan Erdoğan, sanıkların maket üstünde bulundukları konumları göstererek ŞUNLARI SÖYLEDİ:
 
"Polisin amacının suç işleyen varsa yakalamak değil, pusu kurmak olduğu telsiz kayıtlarında mevcuttur. Beraati istenen polisler olmasaydı, Ali İsmail Korkmaz o sokaktan kurtulup, kaçabilirdi. Beraat kararı verilmesi haksız olur. Bu olaylarda polis, güvenlik görevi yapmamaktadır. Mevlüt Saldoğan asli faildir. Nitelikli olarak kasten adam öldürme suçu işlemiştir. Yalçın Akbulut da olayda en önemli roldedir. Ali İsmail Korkmaz’ın yakalanma talimatını Yalçın Akbulut veriyor ve 4 sivil sanık darp edip yakalıyor. Yalçın Akbulut da asli fail olarak düşünülmelidir. Yalçın Akbulut ve Mevlüt Saldoğan müşterek faildir. Şaban Gökpınar ve Hüseyin Engin, müşterek fail olarak düşünülmediği takdirde fiilen olaya katıldıkları görülmelidir."
 
TUTUKLU POLİS MEVLÜT SALDOĞAN: BEN KİMSEYİ ÖLDÜRMEDİM
 
Ali İsmail Korkmaz’ı öldürmekle suçlanan sanık polis memuru Mevlüt Saldoğan, o gün üzerinde taşıdığı tabancanın namlusunda mermi bulunduğunu, istese çekip vurabileceğini anlattı. Ali İsmail Korkmaz’ı öldürmediğini iddia eden Mevlüt Saldoğan, “Gerek iddia makamının, gerek müdafi avukatların iddialarını kabul etmiyorum. En kilit noktada maket yanlıştır. O boşluk alanda binalar yerleştirilmiştir. Tutuklu olduğum sürede bina yapıldı mı bilmiyorum. Benim zor kullandığım şahsın Ali İsmail Korkmaz olup olmadığı belirlenmediği halde, öyle kabul edildi. Ben, Ali İsmail Korkmaz olmadığını söylüyorum. Orada geçici baygınlık bahsedildi. Topu topu 57 saniye müdahale edildi. O nasıl bir baygınlık? Ben yalan söylemiyorum. 42 yaşına yeni girdim, bugüne kadar kimseyi yaralama, öldürme kastıyla hareket etmedim. Bir sanık yemin etmek zorunda değildir ancak, ben namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum. Benim ne zaman raporlu ve yıllık izine çıktığım özlük dosyamda var. Görüntü kayıtlarını silmedim. Müdafi heyetinin talep ettiği gibi ben de talep ediyorum , kimler sildiyse belirlensin. İlk defa yargılanıyorum. Benim için en büyük acıdır bu. 8 aydır Eskişehir’de görevliydim. Çalışan personeli bile tanımıyordum. Olaya karışan esnaflarla, jandarmanın ekip otomobilinde tanıştım. Böyle bir pusu kurmadık. 72 saat boyunca görevden ayrılmamak üzere orada bulundum. Bir insanın ne kadar uykusuz kalabileceği, psikiyatriste sorulması lazım veya nasıl bir tepki verir bunun sorulması lazım. Benim oradaki görevlendirildiğim arkadaşlara da sorabilirsiniz. Tutuksuz yargılanan arkadaşlara da sorabilirsiniz. Benim ne ceza alacağım önemli değil. Gerekirse ilmeği takarım, canımı da alırım. Benim evladım yaşındaki bir insanın canını almakla suçlanıyorum. Vallahi, kimseyi öldürmedim, kimseyi öldürecek hareket etmedim. '
 
'DÖNEMİN BAŞBAKANI GEZİ OLAYINI DARBE GİRİŞİMİ OLARAK NİTELENDİRDİ'
 
Duruşmada olayın asli fali olmakla suçlanan polis memuru Mevlüt Saldoğan, dönemin Başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adını söylemeden, 'Dönemin başbakanı. Gezi Parkı eylemlerinin bir darbe girişimi olduğunu söylemişti. Gezi olayları bir darbe girişimiyse, ben darbe girişimini bastırmak amacıyla görevlendirildim. Adalet herkese lazım' diyerek, savunmasını şöyle sürdürdü:
 
'Kasten adam öldürmekle suçlanmak benim için çok büyük hakaret. Benim o gün silahımın namlusunda mermi vardı. Öldürmek isteseydim, çeker vururdum. Allah hepsini biliyor, tahliyemi talep ediyorum" dedi.
 
Fırıncı Ramazan Koyuncu ise "Önceki ifadelerim geçerlidir. 16 aydır cezaevindeyim. Ben ne Ali İsmail Korkmaz’ı, ne polisleri, ne de bizi durduran polisleri tanırım. Kimseye kastım, husumetim yoktur" dedi.
 
Sanıklardan İsmail Koyuncu da olay yerinde müdahale ettikleri kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığını savundu. Sadece olay yerinde gördüğü polis memurları ve kişileri kıyafetlerini değiştirseler bile tanıdığını söyleyen İsmail Koyuncu ancak, Ali İsmail Korkmaz’ı hastanede çekilen güvenlik kamera görüntülerinden tanıyamadığını anlatarak, önce tahliye, ardından beraatini istedi. 
 
Ebubekir Harlar da savunmasında, '16 aydır mağdurum tahliyemi talep ediyorum' ifadesinde bulundu.
 
Zanlılardan Muhammet Vatansever de "Suçlamaları kabul etmiyorum, kasten öldürme ve yaralama yapmadım. İşbirliği yaptığımız söyleniyor. Görüntülerde açıktır ki ben sadece orada bekliyorum. Bu şahıs da Ali İsmail Korkmaz değildir. Üzerinde kırmızı bir mont yoktur. Açık yeşil renkli kıyafet vardır. Güvenlik kamera görüntülerinde bizleri netleştirmişler, Ali İsmail’i değil" dedi.
 
Tutuksuz yargılanan polis memuru Yalçın Akbulut, "Savunma için süre istiyorum. Talimat verdi diyorlar. Ancak, talimat vermedim. Sivil şahısları yakalayın diye talimat verdiğim söyleniyor, böyle bir şey yok" dedi.
 
Beraatleri istenen polis memuru Şaban Gökpınar, “Savunma için süre istiyorum. Savcı görüşlerine katılıyorum. Ali İsmail'in avukat Ayhan Erdoğan’ın söylediklerine katılmıyorum. Açık Öğretim Fakültesi sınavı için idari izinliydim. Gece saatlerinde telefonla görevlendirildim. Ben, amir değilim, başpolis memuruyum. Sıfatım memurdur” diye konuştu. 
 
Beraatleri istenen polis memuru Şaban Hüseyin Engin de savcı mütalaasına katıldığını ancak Korkmaz ailesinin görüşlerine katılmadığını, savunma için süre isteğini belirtti. Sanık savunmalarının ardından duruşmaya 1 saat ara verildi.