O savcı için ağırlaştırılmış müebbet hapis istemi

"Zirve Yayınevi cinayeti" davası ile Ergenekon davasını birleştirmek amacıyla açılan soruşturma ile helikopter kazasında hayatını kaybeden Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin soruşturmaya bakan ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından meslekten ihraç edilen savcı Şeref Gürkan hakkında iddianame düzenlendi.

O savcı için ağırlaştırılmış müebbet hapis istemi
25 Mayıs 2017 Perşembe 14:57 tarihinde eklendi.
Zirve Yayınevi cinayeti" davası ile Ergenekon davasını birleştirmek amacıyla açılan soruşturma ile helikopter kazasında hayatını kaybeden Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin soruşturmaya bakan ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından meslekten ihraç edilen savcı Şeref Gürkan hakkında iddianame düzenlendi. FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda birçok hukuksuzluğa imza atarak birçok kişinin mağduriyetine neden olduğu öne sürülen eski savcı Gürkan'ın 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapsi istendi. 
 
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Önder Yaman koordinesinde ve Savcı Mahmut Savaşçı tarafından hazırlanan iddianame, 110 sayfadan oluşuyor. İddianamede, görev yeri en son Küçükçekmece Cumhuriyet Savcısı olan şüpheli Şeref Gürkan'ın, Malatya savcısı olarak görev yaptığı dönemde, 18 Temmuz 2007 tarihinde meydana gelen Zirve Yayınevi cinayeti davası ve Ergenekon davası ile ilişkilendirmek amacıyla soruşturma açtığı, açık ve gizli tanıklar üreterek yasa dışı vaatlerle temin ettiği tanıklardan aldığı ifadeleri ve soruşturma evraklarını, Zirve Yayınevi cinayeti dosyasına gönderdiği ve yargılamayı etkilemeye çalıştığı belirtildi.
 
YALANCI TANIKLARLA SUÇ İSNAT ETTİRMİŞ
 
İddianamede, eski savcı Gürkan'ın yalancı tanık yapılan ve "Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma" suçundan hakkında dava açılan Y.A'yı cezadan kurtarmak amacıyla cezaevindeki bir başka kişiden "Y.A'nın bahçesine ekilen hint kenevirlerinin dönemin Malatya İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Jandarma Binbaşı H.Y. tarafından ektirildiğini" beyan etmesini sağladığı, böylece H.Y. hakkında yalan beyanlarla bir çok suç isnat ettirdiği ifade edildi. Yine şüpheliler aleyhinde delil elde edebilmek maksadıyla Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 29 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Veysel Şahin adlı yalancı tanığı ayarladığı ve bu kişinin kendi kurguladığı şekilde ifade vermesini sağladığı, Şahin'in cezaevinden mektup yazarak Ergenekon'un doğu kanadı hakkında bilgi vereceğini beyan ettiği, 2008 yılında savcı Zekeriya Öz'e ifade veren Şahin'in Malatya İl Jandarma Komutanlığında görevli bir kısım askeri personelin illegal bir oluşum içerisinde olduğunu ve Zirve Yayınevi cinayeti ile irtibatlı olduğunu beyan etmesini sağladığı, bu beyanı karşısında Şahin'in tahliyesini sağladığı kaydedildi.
 
ARANAN SANIĞI 2 YIL BOYUNCA KORUMUŞ
 
İddianamede, Veysel Şahin'in kurgulanmış ifadeleri doğrultusunda İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan 32 sayfalık raporda Malatya İl Jandarma Komutanlığında görevli bazı askeri personelin Zirve Yayınevi cinayeti ve Ergenekon Terör Örgütü ile irtibatlı olduğunun belirtildiği, bu suretle şüphelilere kurulacak kumpas için gerekli alt yapının hazırlanmasını sağladığı da yer aldı. Ayrıca 2005'te üniversite öğrencisi Begüm Kartal'ın öldürülmesi olayına karıştığı gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verilen ve tüm aramalara rağmen kendisine ulaşılamaması sebebiyle hakkında yakalama emri düzenlenen "Kod Adıyaman" adlı gizli tanığın da "şüphelilerin İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'na suikast düzenleyeceği yönünde" yalancı tanıklık yapmasını sağladığı ve bu nedenle koruduğu anlatıldı. Kod Adıyaman'ın iki yıl boyunca yakalanmamasını sağladığı ifade edildi.
 
MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN ÖLÜMÜ SORUŞTURMASINDA HUKUKA AYKIRI İŞLEMLER
 
Şüphelinin Malatya Özel Yetkili Savcısı olarak görev yaptığı dönemde de Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve yanındakileri taşıyan helikopterin düşmesi olayında paralel yapının direktifleri doğrultusunda Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevinde olan N.D'nin şüpheli yapıldığı ve hukuka aykırı olarak dinlendiği yer aldı.
 
SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
 
Şeref Gürkan'ın ifadesinde suçlamayı kabul etmeyerek, silahlı terör örgütüne ait ev veya yurtlarda kalmadığını, toplantılarına katılmadığını, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantılı dernek ve kuruluşlara yardım yapmadığını, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantılı finans kuruluşlarına para transferi yapmadığını, 2014 HSYK seçimlerinde oy kullandıktan sonra seçim mahallinde çekim yaptığını belirttiğine de yer verildi.
 
BYLOCK KULLANICISI OLDUĞU TESPİT EDİLDİ
 
Şüphelinin Bylock kullanıcısı olduğu, üniversitede öğrenciyken FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne ait evlerde kaldığına ilişkin tespitler olduğu ve mesleği döneminde örgüt toplantılarına katılarak himmet verdiğine yönelik tespitler olduğu vurgulandı.
 
GÜLEN'İN TALİMATLARI DOĞRULTUSUNDA HAREKET ETTİ
 
Şüphelinin, Malatya özel yetkili Cumhuriyet savcısı iken kamuoyunda Zirve Yayınevi davası olarak bilinen ve sonradan Ergenekon soruşturmasına dahil edilen soruşturmada, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in talimatları doğrultusunda ve tam bir itaatle "yargının kararı" veya "takdiri" kılıfı altında söz konusu soruşturmanın tüm aşamalarında örgütsel amaç doğrultusunda hareket ettiği, çok sayıda hukuksuzluğa imza attığı, birçok kişinin mağduriyetine sebebiyet verdiği anlatıldı. 
 
AĞIR CEZA MAHKEMESİNCE İDDİANAME KABUL EDİLDİ
 
Şüphelinin konumu ve örgüt adına gerçekleştirdiği eylemler ile anılan örgütün adeta silah olarak kullandığı yargı yapılanmasının en mahrem sınıfı olan özel yetkili Cumhuriyet savcısı olarak yerleştirildiği belirtilen iddianamede, "Anayasayı İhlâl" ve "Cebir ve Şiddet Kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti'ni ve TBMM'ni Ortadan Kaldırmaya veya Görevlerini Yapmasını Kısmen veya Tamamen Engellemeye Teşebbüs" suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi ve "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan 15 yıla kadar hapsi talep edildi. Başsavcılığın onayladığı iddianame, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.