'O testereyle boğazımı kesecektim'

3 milyon Euro’luk ‘helallik pazarlığı’ ile eleştiri oklarını üzerine çeken Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, İstanbul Avcılar’daki Garipoğlu Holding önünde kırmızı testereyle yaptığı eylemin ardından kabuğuna çekildi

11 Eylül 2009 Cuma 10:46 tarihinde eklendi.

3 milyon Euro’luk ‘helallik pazarlığı’ ile eleştiri oklarını üzerine çeken Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, İstanbul Avcılar’daki Garipoğlu Holding önünde kırmızı testereyle yaptığı eylemin ardından kabuğuna çekildi. Herkes televizyonlarda canlı yayınlanan eylemi ve dengesiz tavırlarını konuşurken, o acısı, yalnızlığı, pişmanlıkları ve bozulan psikolojisiyle baş başa kaldı. Artık telefon dahi kullanmayan Süreyya Karabulut, avukatlarının konuşma yasağına rağmen sessizliğini Gazete Habertürk için bozdu. Süreyya Karabulut, testereli eylemle ilgili olarak “Kendimde değildim, delirmiştim. Elimdeki testereyle boğazımı kesecektim. Para olayı nedeniyle herkes bana cephe almıştı. Kendimi ifade edememiştim. Son anda vazgeçtim” diye konuştu.

‘OĞLUMLA KUCAKLAŞTIM’

Garipoğlu Ailesi’nden 3 milyon Euro istemiş olmasının kendisini çok yıprattığını itiraf eden Karabulut, “Oğlum ve eşim bile bana tavır aldı. Ailem beni linç edecekti. Oğlum ‘Baba bunu nasıl yaparsın?’ diye hesap sordu. Sokaktaki adam bana ‘Şerefsiz’ gözüyle baktı. Ne şerefsizliğim, ne namussuzluğum kaldı. Yalnız kaldım, bunalıma girdim. İntiharı düşünmeye
başladım. Sonra ailem yanlış anlaşıldığımı anladı. Oğlumla da kucaklaştık” dedi. Cem G’nin yakalandığını ancak bunun açıklanmadığını iddia eden Karabulut, arabuluculuk yapan ‘Ahmet’ adlı kişinin de emekli bir subay olduğunu söyledi. Karabulut, “Bana en büyük darbeyi kitap için para istediğimi söyleyen yapımcı C.Ö. vurdu. Bana iftira attı, beni idam sehpasına götürdü. Para isteme olayı yok, hepsi yalan” diyerek Ö.’ye şöyle seslendi: “Ey C. Ö... Haysiyetin, şerefin, namusun varsa karımla ve oğlumla konuş; Münevver kitabı projesini hayata geçir. O zaman ellerinden öpeceğim. Ama bunu yapmazsan,
benim karşımda Garipoğlu Ailesi’nden daha öte birisisin. Madem bu toplumda itibarlı bir gazeteciydin, neden parayı o gün değil de şimdi yazdın? Garipoğlu Ailesi’nden nemalandığını biliyorum. İleriki günlerde ipliğini pazara çıkartacağım.”

‘ÇOK ŞÜKÜR PARAM VAR’

Olayın tuzak olduğunu hissettiği için para olayını açıkladığını belirten Karabulut, “Hata yaptım. Para istememeliydim. Doğrudan MS Derneği’nin hesabını vermeliydim. 3 milyon Euro hesabıma yatsaydı, Taksim Meydanı’na çıkıp herkese elimdeki hesap cüzdanını gösterecektim. Yoksa parayı elden alırdım. Paranın hesaba yatmasını bunun için istedim. Herkesin tepki
gösterdiği gün ‘Her şey bitti’ dedim. Ama bana sırt çeviren insanlar, doğruyu söylediğimi gördü. Ben Cemil Baran’ı tanımam ama kendisini ‘Ahmet’ denen kişinin gönderdiğini söyleyince güvendim. Yürekleri varsa görüntüleri basına
versinler, kimseden korkum yok. Bu parayla oğlumu ABD’de okutacağımı iddia ettiler. Zaten oğlumun kolejine yılda 16 bin TL ödüyorum. Çok şükür param var. Ama çok yoruldum” diyerek özeleştiri yaptı.