"Papa'yla aynı düşünüyoruz"

Papa Francis’le bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmenin verimli geçtiğini belirterek, “Farklı düşündüğümüz konu hemen hemen hiç yok” dedi.

Papayla aynı düşünüyoruz
28 Kasım 2014 Cuma 16:18 tarihinde eklendi.
Katolik aleminin ruhani lideri Papa Francis ve beraberindeki heyeti taşıyan İtalya havayolları Alitalia'ya ait özel uçak saat 12.50'de Esenboğa Havalimanı'na indi. Karşılamada askeri kıta hazır bulundu.
 
Papa Francis, ilk ziyaretini Anıktabir'e gerçekleştirdi. Papa, Atatürk'ün mozelesine çelenk koydu. Papa, Atatürk'ün huzurunda dua etti.
 
Anıtkabir özel defterine yazan Papa, programında olmamasına rağmen Anıtkabir Müzesi'ni gezdi.
 
Papa Francis, müzedeki bazı eserler hakkında yetkililerden bilgiler aldı.
 
SARAY'DA İLK RESMİ TÖREN
Anıtkabir'deki tören sonrası Papa Francis, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na geldi. Papa Francis'i Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kapıda karşıladı.
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Papa Francis, Cumhurbaşkanlığ Sarayı'nda görüşme yaptı.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
 
“Çok verimli bir görüşmeyi gerçekleştirdik. Farklı düşündüğümüz konu hemen hemen hiç yok. Teröre, terörle mücadeleye bakışımız aynı. Şiddete yönelik bakışımız aynı, paranın egemenliğine yönelik bakışımız aynı.
 
Saygıdeğer misafirimizin Türkiye'ye yaptığı bu ziyareti hakikaten çok önemsiyorum. Bölgemizde ve dünyada barış ümitlerini çoğaltacak çok önemli, çok hayati adım olduğuna inanıyorum. Bugün Türkiye'den verilecek mesajlar sadece Türkiye'ye, sadece Vatikan'a değil inanıyorum ki tüm İslam coğrafyasına, tüm Hristiyan coğrafyasına ulaşacak ve oralarda da barış umudunu artıracak şekilde inşallah yankı bulacaktır. Bugün Ankara'da vücut bulan bu fotoğraf hiç şüphesiz dünya için bir umut fotoğrafıdır.
 
Batıda ırkçılık, ayrımcılık, farklı olana nefret ve İslamofobi ne yazık ki son derece hızlı ve ciddi bir şekilde tırmanma seyri gösteriyor. Müslüman ülkelerin yanında Batılı ülkelerde yaşayan Müslümanlara karşı önyargının ve tahammülsüzlüğün giderek arttığını görüyoruz. İnsanlar sadece mensup olduğu dinlerden dolayı peşinen ve son derece haksız biçimde gerici, hoşgörüsüz tutucu ya da şiddet yanlısı olarak yaftalanabiliyorlar. İslam terörle özdeş haline getiren girişimler var. İslam dünyasında da öfke ve şiddet yaygınlaşıyor.
 
DEAŞ terör örgütü dünya tarafından biliniyor, tedbirler alınıyor. Suriye'de 300 bin kişinin öldürülmesi, 7 milyonun kişinin ülkesini terk etmesi göz ardı ediliyor. Bu konuda ciddi manada konuşulmuyor. Suriye’de devlet terörü var.
 
Gazze'ye uygulanan, masum çocukların, masum kadınların ölümüne yol açan devlet terörü, ne yazık ki dünyanın dikkatini çekmiyor. Kudüs'te Müslümanların en kutsal mekanlarından biri olan, Mescid-i Aksa'yı hedef alan ihlal ve saldırıları mütemadiyen görmezden geliniyor. Orada farklı dini cemaatlerin kutsallarına ve özgürlüklerine yönelik de kısıtlamalar da yapılıyor uluslararası camia buna da duyarsız kalıyor.
 
Türkiye'de 30 yıldır 50 bine yakın insanın ölümüne neden olan PKK terörü dünyadan gereken tepkiyi almıyor. Bazı ülkelerdeki askeri darbeler, katliamlar, hak ihlalleri, kıyımlar dünyadan gereken cevabı almayarak adeta teşvik ediliyor. İşte bu çifte standartlı tutum, bu adaletsiz yaklaşım sadece İslam dünyasındaki kitlelerin ruhunda değil, adalete gönül veren tüm insanların ruhunda tamiri zor tahribatlar açıyor.
 
Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Fransuva Hazretlerine, bu ziyaretiniz hiç şüpheniz olmasın ki İslam dünyası üzerinde son derece olumlu bir iz bırakacaktır. Bu ziyaretiniz aynı zamanda Hristiyan dünyası üzerinde de nice ön yargıyı kıracaktır diye düşünüyorum. Bu tarihi ziyaretin, bu küresel barış ve medeniyetin ittifakı olarak gördüğüm bu ziyaretin yeni bir sürecin ilk adımı olması en büyük arzumuzdur.
 
Birlikte yaşama kültürünün küresel ölçekte desteklenmesi adına Türkiye'nin tavsiye ve uyarılarının mutlaka dikkate alınması gerektiğini burada vurgulamak isterim. Aynı şekilde batıda yükselen tehditler, doğuda oluşan hassasiyetler konusunda da Türkiye'nin uyarı ve tavsiyelerine dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'nin tavsiyeleri gündelik siyasi polemikler içerisinde görmezden gelinmesin. Biz yaklaşan tehlikeyi görüyor, hissediyor ve tüm insanlığı ayrım yapmaksızın tedbir almaya çağırıyoruz."

Papa'nın açıklamaları ise şu şekilde:

Doğal güzellikle ve tarihi açıdan zengin, antik medeniyetlerin izleriyle dolu iki kıta ve farklı kültürler arasında köprü vazifesi gören ülkenizi ziyaret etmekten ötürü çok mutluyum. Burası ilk  yedi kilise konseyine ev sahipliği yapmıştır. Ayrıca Efes’te Hz İsa’nın annesi Meryem Ana’nın yaşadığına inanılan yere dünyanın her yerinden Hristiyanlar hac görevini yerine getirmek için gelir. Bütün bunların yanı sıra Türkiye’nin canlılığı ve verimliği ülkenizin takdir edilme vesilelerinden biridir.
 
- Bizim diyaloğa ihtiyacımız var. Çünkü birçok ortak unsurumuz ve değerimiz var. Aynı zamanda bu diyalog hikmetli bir ruh ve sükûnete değer vermekte ve ondan ders çıkarmaktadır. Sağlam bir barış uğruna çabalamak gerekmektedir. Bunu gerçekleştirmek için Müslüman, Yahudi ve Hristiyan vatandaşlar yasalar çerçevesinde aynı haklara sahip olmalı ve aynı ödevleri yerine getirmelilerdir. Böylelikle her seferinde yanlış anlamalardan uzak kalacaklardır. Dostluk böylece yeşerecektir.
 
TÜRKİYE BÜYÜK CÖMERTLİK GÖSTERDİ

Ortadoğu ve Avrupa bu yeşermeyi bekliyor. Özellikle Ortadoğu kanlı savaşlara sahne olmaktadır. Bir savaş bir başka savaşı doğurmaktadır. Bu yüzden bu barış yetersizliği nedeniyle Ortadoğu daha ne kadar acı çekmeye devam edecektir? Bunlara izin vermemeliyiz.

Sayın Cumhurbaşkanı, böylesi yüce ve acil bir amaca ulaşmak için tüm dinlere katkıda bulunur. Bununla birlikte her türlü köktenci anlayış bertaraf edilir. Mantıkdışı korkulara karşı gelinmelidir. İnananların dayanışması, dini özgürlüğün taşıyıcı sütunu gibidir. Bu çaba onurlu bir yaşam ve doğal alanın korunması içindir. Özellikle Ortadoğu’da diyaloğu, hukuku ve barışı izleyerek bunu gerçekleştirebileceklerdir. Ancak şimdiye kadar hep savaşa tanık olduk. Özellikle Suriye ve Irak’ta terör eylemleri halen aralıksız devam etmektedir. Tutuklular ve azınlık gruplara yönelik en basit insanlık kuralları bile çiğneniyor. Sadece Hıristiyanlar ve Ezidiler değil, yüz binlerce insan hayatlarını kurtarabilmek ve inançlarını koruyabilmek için evlerini terk ediyorlar.
 
Türkiye büyük bir cömertlik göstererek çok sayıda göçmeni kabul etti. Gerekli olan insani yardımın yanında bu trajediyi ortaya çıkan sebeplere de kayıtsız kalınmamalıdır.