Poşu için 45 yıl hapis

Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Fakültesi öğrencisi Cihan Kırmızıgül'ün 'poşu' taktığı için tutuklu olarak yargılandığı davada yine tahliye çıkmadı. Savcı Kırmızıgül için 45 hapis cezası istedi.

Poşu için 45 yıl hapis
17 Kasım 2011 Perşembe 09:08 tarihinde eklendi.

 

 İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Kırmızıgül katıldı. Duruşmada, Kırmızıgül'un gözaltına alınmasına ilişkin tutanakta imzası bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevli 3 polis memuru ile Kağıthane Polis Merkezi amiri, sırasıyla tanık olarak dinlenildi.
 
Polis memuru Halil K, mahkeme başkanı Rüstem Eryılmaz'ın, sanığı tanıyıp tanımadığını sorması üzerine, olayın üzerinden çok zaman geçtiği için Kırmızıgül'ü tanımadığını, ancak tutanağın doğru olduğunu söyledi. Kırmızıgül'ün teşhisini, bunun gibi birçok işlem yaptıkları için hatırlamadığını aktaran Halil K, teşhis sırasında anormal bir durumun meydana gelmediğini kaydetti.
 
İstanbul Çocuk Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru Erkan G. de Kırmızıgül'e bakarak, uzun zaman geçtiği için, teşhis edilen sanığı şimdi hatırlayamadığını ve kendisinin de katıldığı teşhisin tutanağa geçirildiğini dile getirdi.
 
Tanık Erkan G, avukatların sorusu üzerine, teşhis işlemlerini savcının talimatlarıyla yaptıklarını belirtti.
 
Kağıthane Polis Merkezi Amiri Günay A. da olayın gerçekleştiği dönemde terör, güvenlik ve asayiş büro amirliğinde görevli olduğunu belirterek, “O tarihte bir market zincirine yönelik molotofkokteyli atılması eylemleri yapılıyordu. Bizim sivil ekipler de bu olaylar için market civarında önlem alıyordu. Olay günü molotofkokteyli atıldığının bildirilmesi üzerine, polislerce Gazhane Caddesi'nde iki kişinin takip edildiği bilgisi verildi. Olay yerine gittiğimde bir kişi yakalanmıştı. Daha sonra şahsı Çağlayan Polis Merkezine götürdük. Terörle mücadele ekipleri geldi, yakalama tutanağı tutarak, şahsı ekiplere teslim ettik” diye konuştu.
 
Avukatların sorusu üzerine, olay anında polisler dışında sanığı tutan başka bir kişinin olup olmadığını hatırlamadığını ifade eden Günay A, olay yerinde sanığın üzerinde kan görmediğini söyledi.
 
Kağıthane Polis Merkezinde görevli polis memuru Soner E. ise sanığı hatırladığını, molotofkokteyli atan grup içerisinde Kırmızıgül'ün de yer aldığını ve olayın gerçekleştiği andan sanığın yakalanma anına kadar göz temasının hiç kopmadığını söyledi.
 
Sanık Cihan Kırmızıgül ise tanık olarak dinlenilen iki polis memurunu çok iyi hatırladığını, polislerden ilkinin kendisini sorgulayan, ikincisinin ise Çağlayan Polis Merkezi'nde kafasına tekme atarak tutanağı kendisine zorla imzalatan memur olduğunu öne sürdü. Kırmızıgül, tanık anlatımlarını kabul etmediğini kaydetti.
 
Sanık avukatlarından Sait Tanrıverdi ise çelişki olması nedeniyle tanık beyanlarını kabul etmediklerini ve yakalama tutanağının, yakalama sırasında yer almayan polislerin imzasının bulunması nedeniyle sahte olduğunu öne sürdü. Avukat Tanrıverdi, bu konuyla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını da ifade etti.
 
SAVCININ ESAS HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ 
Duruşmada esasa ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, sanık Kırmızıgül'ün, PKK terör örgütü adına eylem yapmak amacıyla 20 Şubat 2010'da Kağıthane Etibank Caddesi'nde toplanan grup içerisinde yer aldığının ve toplananların yüzlerini “puşi”yle kapattıklarının anlaşıldığını belirtti.
 
Savcı Usta, Kürtçe slogan atan topluluk içinden caddedeki bir markete molotofkokteyli atıldığının ve daha sonra gösteri yapanların gruplar halinde kaçmaya başladıklarının tespit edildiğini söyledi.
 
Sanık Kırmızıgül'ün canlı takip sonucu yakalandığının, dosya kapsamındaki deliller ve olay yeri tutanağından anlaşıldığını kaydeden Usta, sanığın, “terör örgütü üyesi olmak” suçundan 7,5 ile 15, “mala zarar vermek” suçundan 3 ile 18 yıl ve “tehlikeli madde bulundurmak” suçundan da 4,5 ile 12 yıl olmak üzere toplam 15 ila 45 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılmasını talep etti.
 
Savcı Usta, Kırmızıgül'ün “kamu görevlisine direnmek” suçundan ise beraatını istedi.
 
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, kaçma şüphesinin devam etmesi, suçun CMK'nın 100/3. maddesinde sayılan suçlardan olması, kuvvetli suç şüphesini gösteren olgu kriterinin dosyada devam etmesi ve delilleri karartma şüphesinin bulunması gerekçeleriyle sanık Kırmızıgül'ün tutukluluk halinin devamına hükmetti.
 
Heyet, esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için sanık avukatlarına süre vererek, duruşmayı erteledi.
 
DURUŞMADAN SONRA YAPILAN AÇIKLAMA 
Duruşmanın ardından Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi girişinde, Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi adına yapılan açıklamada, “Bir önceki celsede savcı, Cihan'ın beraatını istemişti. Ancak bu celsede çağrılan tanıklar, olayla ilgili çok farklı beyanlarda bulundular. Cihan'ı gözaltına alırken lağım çukuruna iten, dipçikle vuran polisler, bugün Cihan'ın kaçarken ayağının kayıp çukura düştüğünü söylüyorlar. Olayla ilgili tutulan Adli Tıp raporunu da inkar ettiler. Biz içeride bir tiyatroya şahit olduk” denildi.
 
Sanık Kırmzıgül'ün kardeşi Serhat Kırmızıgül de yaklaşık 6 saattir adliyede beklediklerini kaydederek, hiçbir delil, beyan olmadan kardeşi hakkında iddia makamının cezalandırma istediğini öne sürdü.
 
Serhat Kırmızıgül, “Duruşmadan ziyade bu artık bir tiyatroya dönüştü, zaten 2 yıldır da böyle sürüyor” ifadesini kullandı.
 
Bir önceki duruşmada esas hakkındaki görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Mustafa Çavuşoğlu, yargılama aşamasında gizli tanığın çelişkili beyanları olduğunu ve bunun da şüphe yarattığını belirterek, “şüphe sanık lehine kullanılır” kuralının dikkate alınması gerektiğini ve isnat edilen suçlar yönünden sanığın mahkumiyetine yeterli şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğini aktarmıştı.
 
Savcı Çavuşoğlu, sanık Kırmızıgül'ün beraatına karar verilmesini talep etmişti. Çavuşoğlu'nun soruşturma savcısı olarak görevlendirilmesi üzerine, Hikmet Usta, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma savcısı olmuştu.