Radyasyon Kore'ye ulaştı!

Yonhap haber ajansına göre, Güney Kore'nin nükleer güvenlik enstitüsü (KINS), ülke genelinde 12 ayrı bölgede düşük oranda iyodin-131'e rastlandığını, başkentin 85 kilometre doğusundaki Çunçeon'da da sezyum-134 ve sezyum-137'nin bulunduğunu duyurdu. 

    
Tespit edilen iyodin miktarının, bir insanın maruz kalmasında sakınca bulunmayan düzeyin 30 binde biri olduğu, sezyumun da yine yıllık izin verilen oranın 80 binde biri düzeyinde bulunduğu, insan hayatı ve çevre için risk teşkil etmediği açıklandı. 

    
Japonya'da meydana gelen deprem ve tsunami, ülkenin Fukuşima nükleer enerji santralini de etkilemiş, radyoaktif maddelerin denize ve havaya sızmasına yol açmıştı. 

    
KINS Başkanı Yun Çol-ho, düzenlediği basın toplantısında, "Şunu kesin olarak söyleyebilirim. Tespit edilen oran o kadar düşük ki, insan hayatına hiçbir etkisi olmayacak. İnsan sağlığına risk teşkil edeceğini düşünmek, gereksiz yere endişelenmek olur" dedi. 

    
Güney Kore'nin, pazar günü de Fukushima'dan gelen zenon-133 adlı radyoaktif maddeyi keşfettiğini belirten KINS Başkanı, kişi ancak çok yüksek oranda bu radyoaktif maddelere maruz kalırsa ciddi sağlık problemleri riskinin ortaya çıkacağını ifade etti. 

    
Yun, bütün dünyada, Fukuşima'dan sızan radyoaktif maddelerin izlerine rastlanmasını "kaçınılmaz" olarak niteledi ve "Önemli olan, bu radyoaktif maddelerin hangi yoğunluk seviyesinde bulunduğu" dedi. 

    
En çok endişe edilen tehlikeli plütonyumun Güney Kore'ye ulaşması ihtimalinin ise "abartıldığını" belirten KINS Başkanı, plütonyumun havada çok uzun mesafe katedemeyecek kadar "ağır" bir radyoaktif madde olduğunu söyledi. 

    
Güney Kore'nin Eğitim, Bilim, Teknoloji Bakanlığı da Kore yarımadasında deniz suyu ve sualtı dünyasının, olası radyoaktif kirlenmeye karşı sürekli test edildiğini duyurdu. Daha önce haftalık olarak yapılan havadan örnek alma işlemini Seul'ün artık günlük olarak yaptığı da belirtildi. 

    
Güney Kore Devlet Başkanı Li Myung-bak, bakanlar kurulu toplantısında, radyasyon testlerinde çıkan sonuçların şeffaflık anlayışı çerçevesinde kamuoyuna açıklanması gerektiğini ifade etti.