Rakel Dink isyan etti

Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, eşinin öldürülmesi üzerine 100 kişinin de mahkum edilse kendisine bir getirisi olmayacağını belirtti

Rakel Dink isyan etti
15 Mart 2012 Perşembe 16:34 tarihinde eklendi, 3.354 kez okundu.

 

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni iken öldürülen Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, eşinin öldürülmesi üzerine 100 kişinin de mahkum edilse kendisine bir getirisi olmayacağını belirterek, ''Hepimiz özlemimizi alacak mıyız? Ama adalet yerine oturdu diye bir rahatlama gelecek. Türkiye değişiyor diye bir ön görüş başlayacak. Hissiyatımız değişmeye başlayacak. Hrant Dink davası benim, sizin davanız olmaktan çok, aynı zamanda yüzleşme davasıdır. Hrant Dink davası Türkiye'nin adaletle olan duruşunu sergileyecek bir davadır'' dedi.
 
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni iken öldürülen Hrant Dink'in ailesi ve avukatları, basın toplantısı düzenledi.
 
Ölümler, tehditler, Agos Gazetesi önündeki protesto edilmeler yaşandığı sırada, ''Başbakan, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, istihbarat ve emniyet birimlerinin nerede olduğunu'' soran Dink, ''Onlar neredeydi? Ben basit sıradan bir vatandaş, eş olarak, ev halkı olarak göz ardı etme hakkım olabilir. Ama onların bu görevlerde bulunarak göz ardı etmeye, görmemezlikten gelmeye, kör olmaya, sağır olmaya hakları yoktu'' dedi.
 
Rakel Dink, şunları kaydetti:
 
''Ama burada ne görüyoruz, üç maymun görevi yapmıştır. Çünkü görmek istemiyor, duymak istemiyor, söylemek de istemiyor... Ne söyleyecek? Ya 'direk yapın', 'öldürün' diyecek yada susarak gene aynı şeyi söylemiş olacak. Mahkeme sonucu da bunu gösteriyor.
 
Eşim öldürülmüş, 100 kişiyi de mahkum etseler bana ne getirisi olacak? Hepimiz özlemimizi alacak mıyız? Ama adalet yerine oturdu diye bir rahatlama gelecek. Türkiye değişiyor diye bir ön görüş başlayacak. Hissiyatımız değişmeye başlayacak. Hrant Dink davası benim, sizin davanız olmaktan çok, aynı zamanda yüzleşme davasıdır. Hrant Dink davası Türkiye'nin adaletle olan duruşunu sergileyecek bir davadır.''
 
Kendisinin Türkiye'de yapılan haksızlıklardan ''midesinin bulandığını'' savunan Dink, ''Sivas davası da öyle, herkes çıkmış orada toplanmış, kendi dertlerini dile getiriyor. Yaşlı başlı kadınlar, erkekler göz yaşlarını siliyorlar davadan sonra, ama nerede bunu anlayabilecek yürek? Nerede anlayabilecek hissiyat? Gaz bombaları ile cevap veriyorlar o gözyaşlarına, o acılara, adaletsizliklere... Bilmiyorum, bakalım ne zaman göreceğiz adalet ışıltılarını?'' diye konuştu.
 
Dink'in ''Meydanlara bağırarak hakaret etmeyi biliyorlarsa, bağırarak özür de dilemeyi bilsinler. Patrikhaneye giderek kapalı kapılar ardında özür dilemesinler'' ifadeleri üzerine, ''kapalı kapılar ardında özür dilenmesin'' diyerek neyi kastettiği soruldu.
 
Dink, ''Hocalı anmasında o kadar hakaret pankartları vardı, o bağırarak hakaret değil miydi? Sonra niye gezdiler patrikhaneleri? Azınlıkların gönlünü almak için diye düşündüm'' dedi.
 
Dink ailesinin avukatları
 
Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin de konuşmasında, Devlet Denetleme Kurulunun Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili raporunun, eksiklerine rağmen son derece önemli olduğunu belirtti.
 
Çetin, ''Bu eksiklerin bir kısmı, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun yetkilerinin kısıtlı olmasından kaynaklanmaktadır, bir kısmı ise bazı hususların üzerinden ne yazık ki atlanmıştır'' dedi.
 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), 4 kez insan haklarının ihlal edildiği sonucuna vararak, Türkiye'yi oy birliği ile mahkum ettiğini ifade eden Çetin, ''Bu karar, kamu görevlileriyle ilgili yürütülen soruşturmanın etkili soruşturmalar olmadığına karar verdi. O halde yeniden bu soruşturmaların açılması, sorumluların bulunması ve mutlaka cezalandırılması gerekir. Ayrıca kamu görevlilerinin Hrant Dink'in öldürüleceği bilgisini bilmelerine rağmen, neden hepsinin hareketsiz kaldığının ortaya çıkarılması gerekir'' diye konuştu.
 
Başbakan Erdoğan'ın, Hrant Dink cinayeti davası kararından sonra, ''Dink davası, Ankara'nın dehlizlerinde kaybolmaz. 6 dilde söylenen 'Sarı gelin' türküsünü Şişli'de sıkılan bir kurşun susturamaz'' dediğini hatırlatan Çetin, ''Şimdi sayın Başbakan'dan çağrımız şudur ki; 'sayın Başbakan lütfen bu sözünüzün gereğini yapın ve Ankara'nın dehlizlerini açın, bu cinayetin diğerleri gibi o karanlık dehlizlerde kaybolmasına izin vermeyin, aksi taktirde o dehlizlerin karanlığı sadece bu günümüzü değil, geleceğimizi de tehdit etmeye devam edecek. Bu dehlizleri ve bu dehlizlerin oluşturduğu karanlıkları aydınlatmak gelecek kuşaklara karşı hepimizin boynumuzun borcudur.' '' şeklinde konuştu.