Şamil Tayyar denince aklınıza ne geliyor?

‘’Ergenekon’’ konusunda yazdıkları değil mi?

Tuncay Güney için ‘’Ergenekon’un kara kutusu’’ diyenler, Şamil Tayyar’ı da Ergenekon’un bilirkişisi ilan ettiler.

Haksız değillerdi, Şamil Tayyar yazdığı kitapta, belgeleriyle iddia edilen Ergenekon örgütünün varlığını kanıtlamaya çalışıyordu.

Ergenekon’la yatıp, Ergenekon’la kalkan Şamil Tayyar, tabii ki tehditlerle, suçlamalarla karşı karşıya kaldı.

Hamama bilerek girmiş, herhalde terlemeyi de göze almıştı.

Gazeteci Güler Kömürcü’nün, Ergenekon sanıkları arasındaki sevgilisiyle (o kişiyle Kömürcü şimdi evli) özel görüşmelerini köşesinde açıklayan Şamil Tayyar, ben dahil pek çok kişinin tepkisini çekti.

Bu iki sevgili arasındaki konuşmayı yayımlamak bana göre de doğru değildi, ama Şamil Tayyar geri adım atmıyordu.

Ve yargılama sonunda Şamil Tayyar bu konuşmayı yayımlamaktan hapis cezası aldı, ertelenen ceza şimdi Tayyar’ın başında sallanan kılıç !

Çünkü, aynı suçtan tekrar ceza alırsa, Şamil Tayyar hapse girecek.

Bu ceza çeşitli biçimlerde yorumlandı, kimi ‘’cezasını buldu’’ deyip alkış tutarken kimileri de, bunun Tayyar’ı susturmak için yapıldığı düşüncesini yaydı.

Kendi gazetesi bile, Şamil Tayyar’ı yeteri kadar sahiplenmedi.

Şimdi Şamil Tayyar bezgin, gönüllü girdiği hamamın sıcaklığının artmasından şikayetçi !

Sahipsiz ve yalnız kalmanın feryadıyla ‘’inceldiği yerden kopsun’’ diyor !

Geçen yıl Objektif’in canlı yayınına geldiğinde kendisini uyarmıştım, ‘’Şimdi sana alkış tutanlar, yarınlar da başına bir hal geldiğinde etrafında olmayabilirler. Kimsenin gazına gelme’’ demiştim.

Şimdi Şamil Tayyar dediğime geldi, bu görünen köyün çeşmesinden su içmektir !

Yalnızlık, kötü bir duygudur, insanın derin hesaplara girmesine neden olur.