Sansüre karşı ortak bildiri

Altın Portakal Film Festivali’nde aralarında ‘Ulusal Uzun Metraj’ film yarışma kategorisinde yer alan 9 filmin yönetmeninin de yer aldığı 15 isim sansüre karşı ortak bildiri yayımladı. İlk olarak Yönetmen Murat Düzgünoğlu tarafından okunan metin festival boyunca imzacılar tarafından her film söyleşisi öncesi okunacak.

Sansüre karşı ortak bildiri
11 Ekim 2014 Cumartesi 20:36 tarihinde eklendi.
51’inci Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ‘Ulusal Uzun Metraj’ yarışma kategorisinde ilk galası gerçekleştiren ‘Neden Tarkovski Olamıyorum?’ filminin ekibi gösterimin ardından düzenlenen söyleşiye katıldı. Yönetmen Murat Düzgünoğlu, söyleşinin hemen başında festivalde yer alan 15 yapımcı ve yönetmenin imzasının bulunduğu sansüre karşı bir bildiri okudu. Düzgünoğlu, bildiride imzası bulunan her yönetmenin her söyleşi öncesi bu metni okuyacağını açıkladı. 
 
FESTİVAL YÖNETMEK SANATIN ÖNÜNE GEÇEMEZ 
 
"Sansür, otasansür, TCK, kamuoyu, f.. off, çekilmek, çekilmemek, ısrar, özür, sansür, sansür… 30 Eylül’den bu yana 51’inci Altın Portakal Film Festivali katılımcılarının ve jüri üyelerinin gündemi bu sözcüklerle meşgul. Ama artık buradayız. Filmlerimiz bugün itibariyle gösterilmeye başladı. Burada oluşumuz sansürü reddetmediğimiz anlamına gelmiyor. Burada olmamayı seçen arkadaşlarımız da kendi tavırlarını aldılar ve başka bir yol seçtiler, yanlarındayız" ifadeleriyle başlayan metinde festival organize etmenin, yönetmenin, sanat eserinin ve sanat içeriğinin önüne geçemeyeceği belirtildi.
 
SANSÜR İZLEYİCİYİ DE MAĞDUR EDER 
 
Sanat eseri olmadan festivallerin olamayacağının altının çizildiği açıklama şu ifadelerle devam etti: "Yarım yüzyılı aşkın zamandır sürmekte olan Altın Portakal Film Festivali’nin sinemacıların ve seyircilerin festivali olduğuna inanıyoruz. Festivalimiz Reyan Tuvi’nin ‘Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek’ isimli belgeseline sansür uygulamasıyla başladı. Daha sonra doğrudan sinemacılar arasında oluşan fikir ayrılıkları ile devam etti. Ama artık bulunduğumuz noktada bütün bu süreci Reyan Tuvi ve filmi üzerinden yeniden konuşmak yerine sansürü tüm boyutlarıyla tartışmak zorunluluk haline gelmiştir. Sansür sinemanın iki cephesini mağdur eder. Bu cephenin biri sinemacılardır. Diğeri de yaptığımız tartışmalarda zaman zaman unuttuğumuz seyirci. Sinemacılar filmlerini suç ceza esasına göre işleyen bir mecra tarafından kesilip biçilmeden gösterilmesini, seyirci de bu filmleri eksiksiz izlemeyi hak eder. Fakat neredeyse asırlardır iktidarlar sanat eserlerine müdahale, sanatçılar da bununla mücadele ederler." 
 
FARKLI SANSÜR SÜREÇLERİ 
 
Bir sanat eserinin ceza kanunlarına göre değerlendirilemeyeceğinin altının çizildiği açıklama, "Bir sanat eseri bir festivale katılırken devlet tarafından değil sinema profesyonelleri tarafından değerlendirilir. Oysa bugün sadece festivallerde farklı aşamalarda yapılan müdahaleler sanatçının ifade özgürlüğünü engellemektedir. Sinema Sınıflandırma Kanunu, bakanlıkla temas ve destek alma sürecinin kendisi, belgesellerin dahi eser işletme belgesi alma zorunluluğu sansürün tespit edilmesi daha güç olan yüzünü ortaya kıymaktadır” diye devam etti. 
 
FESTİVAL ÖDÜLLERİYLE SANSÜRE KARŞI FON OLUŞTURULACAK
 
Altın Portakal’da başlayan tartışmanın yukarıda özetlenen sürecin değerlendirilmesi için de bir fırsat olduğunu vurgulayarak açıklamaya devam eden Düzgünoğlu, “O yüzden konuyla ilgili her türlü farklı görüşü almak üzere sinemacıları, yöneticileri, seyircilerimizi festival boyunca yerini yakın zamanda bilgilendireceğimiz serbest kürsüye ve 17 – 18 Ekim tarihlerinde uzman konuklarımızla gerçekleştireceğimiz forumlara davet ediyoruz” diye konuştu. 
 
Bu toplantıların sonucunda oluşturulacak somut talepleri paylaşacaklarını belirten Düzgünoğlu, ayrıca esasları daha sonra forumlarda açıklanmak üzere, ödüllerden ayrılacak gelirlerle sansürlere ilgili sanatsal çalışmalara destek olmak ve bir sinema merkezi kurma çalışmalarını başlatmak için fon oluşturacaklarını açıkladı. 
 
İMZACILAR
 
İlk olarak ‘Neden Tarkovski Olamıyorum’ film yönetmeni Düzgünoğlu tarafından okunan metinde Ulusal Uzun Metraj yarışma kategorisinde yer alan ‘Neden Tarkovski Olamıyorum’la yönetmen Murat Düzgünoğlu ve yapımcı Osman Özcan, ‘Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku’ filmiyle Çiğdem Vitrinel, ‘İtirazım Var’ filminin yönetmeni Onur Ünlü, ‘Balık’ filmiyle yarışmada yer alan Derviş Zaim, ‘Kumun Tadı’ filminin yönetmeni Melisa Önel, ‘Çekmeköy Underground’la Aysin Türkmen, ‘Annemin Şarkısı’ filmiyle yönetmen Erol Mintaş ve yapımcı Aslı Erdem, ‘Sivas’ filminin yönetmeni Kaan Müjdeci, ‘İyi Biri’ Ayhan Sonyürek imzası bulunuyor. Bu isimlerle birlikte Sinema Eseri Yapımcıları Meslek Birliği (SE-YAP) Başkan Yardımcısı ve Antalya Film Forum Koordinatörü Yamaç Okur, Antalya Film Forum Danışma Kurulu Üyesi Marsel Kalvo, Antalya Film Forum’da yer alan Ak Ejder filminin yapımcısı Funda Alp ve yapımcı İsmail İçen’in de metinde imzaları yer alıyor. Yönetmen Düzgünoğlu, bununla birlikte Kobani’de yaşanan olaylar çerçevesinde bir metnin de sinemacılar tarafından hazırlandığını, yakın bir zamanda onun da açıklanacağını ifade etti.