Savcılığın 'zaman aşımı' kararına itiraz

1992 ve 1994 yıllarında, polis tarafından kaçırıldıkları iddia edilen Ayhan ve Ali Efeoğlu kardeşlerin ailesinin avukatı Mustafa Yağcı savcılığın zaman aşımı kararına itiraz etti.

Savcılığın zaman aşımı kararına itiraz
22 Aralık 2011 Perşembe 22:05 tarihinde eklendi.

İstanbul'da, 1992 ve 1994 yıllarında, polis tarafından kaçırıldıkları ve bir daha kendilerinden haber alınamadığı iddia edilen Ayhan ve Ali Efeoğlu kardeşlerin ailesinin avukatı Mustafa Yağcı, İstanbul Cumhuriyet Savcılığının, "15 yıldan fazla zaman geçmiş bulunması sebebiyle zaman aşımına uğradığı anlaşıldığından...kovuşturma yapılmasına yer olmadığına" ilişkin kararına itiraz etti. Efeoğlu kardeşlere ilişkin dosyalarda sözü edilen suçlarda zamanaşımının 20 yıl olması gerektiğini savunan Yağcı, soruşturmanın genişletilmesini de talep etti. 
    
Yağcı, "Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararlarına Vaki İtirazları İncelemeye Yetkili Ağır Ceza Mahkemesine iletilmek üzere" İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmesi için 2 dilekçeyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. 
    
Dilekçelerde, 1967 doğumlu Yıldız Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü 2. sınıf öğrencisi Ayhan Efeoğlu'nun 6 Haziran 1992 günü okulunun önünde sivil polislerce gözaltına alındığı/yakalandığı ve bir daha da kendisinden haber alınamadığı öne sürüldü. 
    
Davacı Efeoğlu ailesinin 1965 doğumlu İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü 4. sınıf öğrencisi oğulları Ali Efeoğlu'nun da 5 Ocak 1994'te Pendik'te sivil polislerce kaçırıldığı ve bir daha da kendisinden haber alınamadığı belirtildi. 
    
Dilekçelerden ilkinde, Ali Efeoğlu'nun halen sağ ya da ölü olduğu, öldürüldü ise ne suretle öldürüldüğünün bilinmediği belirtilerek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının gerekli soruşturmayı yapmaksızın, "faillerin eylemini hayali bir şekilde '765 sayılı eski TCK'nın, 243/2 maddesinin delaletiyle, aynı yasanın 452. maddesine mümas' şeklinde hatalı olarak nitelendirdiği" öne sürüldü. Savcılığın, "Yine aynı yasanın 102/2 bendi uyarınca 15 yıllık zamanaşımına tabi bulunduğu, bu süreyi aynı yasanın 104. maddesinde sayılan, kesen ya da durduran herhangi bir sebebin mevcut bulunmadığı, suçun bu suretle, üzerinden 15 yıldan fazla zaman geçmiş bulunması sebebiyle zaman aşımına uğradığı anlaşıldığından..." demek sureti ile verdiği "kovuşturma yapılmasına yer olmadığı" kararında hukuki isabet bulunmadığı da iddia edildi. Dilekçede, "Zira; 05/01/1994 Günü Pendik'te zorla kaybedilen Ali Efeoğlu halen sağ olarak bir yerde kapalı olarak tutuluyorsa, hürriyeti tahdit suçu temadi ettiğinden ve temadinin sona ermesi ile zamanaşımı süresi başlayacağından; 765 Sayılı TCK'nın 103. madde hükmüne göre zaman aşımını süresi henüz başlamamıştır" değerlendirmesi yapıldı. 
    
Ayhan Efeoğlu'na ilişkin itiraz başvurusunda ise, Ayhan Çarkın'ın "itiraflarına" işaret edildi. 
    
"Ayhan Çarkın'ın itirafları ile Ayhan Efeoğlu'nun İstanbul Emniyeti Terörle mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince yakalanarak kaybedildiği/öldürüldüğünü tüm dünya duyduğundan eksik soruşturma ve zamanaşımı müessesesinin suiistimali ile verilen kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararında hukuki isabet bulunmamaktadır" denilen dilekçede şu ifadelere yer verildi: 
    
"Ayhan'ı kaçıranlar, öldürmeyecek olsalardı gözaltı kaydı tutarlardı ya da işkence izlerini kurban ile yok etmezlerdi, işkenceyi gizlemek için öldürdüler ya da domuz bağı ya da... 
    
Kesin olan tek şey; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yeterli soruşturma yapmadan 'efrada suimuamele' hatalı nitelendirmesi ile 'kovuşturmaya yer olmadığı' kararında acele ettiğidir." 
     
-İstanbul'dan ayrıldı- 
     
Öte yandan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturması kapsamında tutuklu bulunduğu cezaevinden yer gösterme işlemi için çıkarılarak İstanbul'a getirilen Ayhan Çarkın, polis eşliğinde karayoluyla kentten ayrıldı. 
    
Sabah saatlerinde uçakla İstanbul'a getirilen ve Adli Tıp Kurumunda sağlık kontrolünden geçirildikten sonra bir süre Silivri İlçe Emniyet Müdürlüğünde tutulan Çarkın, yoğun güvenlik önlemleri altında bazı noktalarda yer gösterme işlemi yaptırılmasının ardından Vatan Caddesindeki İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. 
    
Çarkın, daha sonra güvenlik önlemleri altında Kadıköy'deki Fenerbahçe Orduevi'nin önüne götürüldü. Çevik Kuvvet ekiplerinin önlem aldığı orduevinin karşısındaki ışıklarda araç içerisinde kısa bir süre bilgi veren Çarkın, ardından polis ekipleri eşliğinde karayoluyla İstanbul'dan ayrıldı.