Selülitin cezası ağır oldu

RTÜK, 11 Temmuz’daki toplantısında, ilk olarak, Show TV’de hafta içi her sabah yayınlanan “Show Kulüp” adlı magazin programında, sanatçılar Hülya Avşar, Gülben Ergen ve Deniz Seki’nin selülitlerinin karşılaştırılmasını masaya yatırdı.

Program sunucusunun selülit tartışmasına değinerek, “Sevgili izleyiciler, bu yaz Bodrum’un ilk bombasını Gülben Ergen patlattı. Gördüğünüz şekilde görüntülendi” ifadelerinden sonra, Ergen’in denizden çıkarken çekilen görüntülerinin yayınlandığını belirten RTÜK kararında, “Ayrıca haberin içinde Hülya Avşar’ın fotoğraflarının da yakın planda ve göbek bölgesinin kutu içinde büyütülerek yayınlandığı görülmektedir” denildi.

RTÜK, 371 bin 786 TL selülit cezası verdiği kararında özetle şunları kaydetti: “Ortak yaşam alanlarında elde edilen görüntülerin, bu bireyler üzerinde küçük düşürücü, aşağılayıcı ve bedenlerine yönelik bir saldırı algısı oluşturulmadan sunulması gerektiği düşünülmektedir. Bu bağlamda, özellikle gizli olarak çekilen ve bu bireyleri rahatsız edebilecek içerikte görüntülerin, vücutları kırmızı oklarla işaret edilerek, kırmızı yuvarlaklar ve kutular içine alınarak abartılı sunulduğunda, haberi yapılan kişinin mağdur konumuna düşürüldüğü ve insan bedenine yönelik bu türden bir yayıncılık anlayışının insan onuruna aykırı olduğu düşünülmektedir.”

 

‘Karşılaştırma aşağılayıcı’

RTÜK, her hafta pazar gece kuşağında yayımlanan “Süper Kulüp (Ekstra)” adlı magazin programında Bodrumdaki tatilleri sırasında sudan çıkarken gizlice görüntüleri kaydedilen Gülben Ergen ile çocuğuyla kıyıda oynayan Çağla Şikel’in vücut ölçülerinin karşılaştırılmasını da aşağılayıcı bularak Fox TV’ye de 214 bin 584 TL ceza uyguladı. RTÜK, kararında, aynı programın diğer bir bölümünde ise mahken Ceren Hindistan’ın FB’li futbolcu sevgilisiyle Bodrum tatili sırasında uzaktan çekilmiş görüntülerinin, “...eli kontrolde...” “...tanga bikinisi içinde çok rahat...” gibi sesli ve yazılı yorumlar eşliğinde verildiğini kaydetti. RTÜK, eğlendirici olduğu varsayılarak yapılan bu yayının sunuş biçimi nedeniyle “müptezel” olmaktan öteye gidemediği tespitini yaptı.