Şemdin Sakık: Yeşil öldü

'Ergenekon' davasında tanık olarak dinlenilen Şemdin Sakık, '2001'de Malatya'da düşen casa tipi uçakta ölenler arasında 'Yeşil' olarak bilinen Mahmut Yıldırım da olduğunu' iddia etti.

Şemdin Sakık: Yeşil öldü
06 Kasım 2012 Salı 16:10 tarihinde eklendi, 4.381 kez okundu.

 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada konuşan Şemdin Sakık, Gaffar Okkan suikastinden sonra 2001'de Diyarbakır'dan havalanan içinde bordo berelilerin bulunduğu casa tipi uçağın Malatya'da düştüğünü anımsattı.
 
'Öldürüldüler' diyen Sakık, örgütteyken yanında olan ve cezaevinde görüştüğü gencin kendisine 'İyi ki benim yüzbaşım o uçağa binmedi. İşi çıktığı için binmedi. Binseydi ben de onunla gidecektim. Ben de kurtuldum' dediğini aktardı.
 
Sakık, bu uçakta bulunan iki kişinin adının üstünün çizili olduğunu iddia ederek, 'O kasa uçakta ölenlerden birisi Mahmut Yıldırım'mış (Yeşil). İsmi çizilenlerden birisi oymuş. Bir devlet bu kadar olayın faili olan kişinin yaşayıp yaşamadığını bilmiyorsa, o artık devlet değildir' dedi.
 
Şemdin Sakık, Kuzey Irak'tan kendisini getiren 5 kişilik ekibin başında da Mahmut Yıldırım'ın olduğunu ifade ederek, 'Demek ki bu Yıldırım 1998 yılında da kullanılan bir insandı. Bir kişi 'düşman' denilen adamı getiriyor, JİTEM, MİT, emniyetin haberi yok. Bana, kimin getirdiğini sordular. 'Başıma bir iş gelir' diye söylemedim' diye konuştu.
 
-'Yeşil kimin emrinde çalıştı?'-
 
Yıldırım'ın, Tunceli ve Bingöl sorumlusu olduğunu iddia eden Sakık, 'Demirel döneminde Yıldırım, Çankaya'ya gitti mi, Çiller ile görüştü mü? Beni getirmek için kimden emir aldı? Kimin emrinde çalıştırıldı? Bilemiyoruz. 1993'te yıldızı parlayan Yıldırım'dır' dedi.
 
Şemdin Sakık, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese tarafından daha önce alınan ifadesi okunduğu sırada da açıklamalarda bulundu.
 
Kürtler'in bazı hakları olduğunu ve bu haklara saygı gösterilmesi gerektiğini dile getiren Sakık, 'Ama mücadelemiz sırasında bazı güçler tarafından piyon olarak kullanıldığım için utanç duyuyorum' ifadesini kullandı.
 
Sakık, 18 yıl PKK'da kaldığını, hamal olarak girdiği örgütten birinci komutan olarak ayrıldığını ifade ederek, 'Örgüt liderine en yakın olması gereken isimlerden bir tanesiydim. Ancak benim Abdullah Öcalan ile bütün konuşmalarımı toplasanız Yalçın Küçük'ün bir kere konuşması kadar olmaz. Zaman açısından söylüyorum. Bunun saklanacak bir yanı yoktur. Artık 'Gazeteci sıfatıyla görüştüm, ikna etmek için oraya gittim' ifadeleri kimseyi inandırmıyor' şeklinde konuştu.
 
Başkan Özese'nin 'Yalçın Küçük ile Abdullah Öcalan biraya geldiklerinde ne görüşüyorlardı?' sorusu üzerine Sakık, baş başa görüştüklerini, kendilerini yanlarına almadıklarını söyledi.
 
Sakık, 'Tahminin baş başa iken Yalçın Küçük Türkiye ve Avrupa'daki gelişmeler hakkında Öcalan'ı bilgilendiriyordu. Yalçın Küçük, Avrupa'da örgüt faaliyetinin içindeydi. Hatta, Öcalan'a, Yaşar Kaya hakkında istihbarat getiriyordu' dedi.
 
-PKK'nın gelir kaynağı-
 
Sakık, 1993'te Şam'a, Abdullah Öcalan'ın yanına gittiğini dile getirerek, kendisine Lübnan'daki faaliyetleri denetleme talimatı verdiğini, ardından Lübnan'a gittiğini anlattı.
 
Orada örgütten Rıza Altun'un bulunduğunu ifade eden Sakık, 'Evinde balya balya, günlerce saysak bitiremeyeceğimiz dolar vardı. Benim gözlerim fal taşı gibi açıldı. O günlerde para sıkıntısı çekiyorduk. Paranın kaynağını sorunca 'Buradaki kaçakçıları gözetliyoruz. Denetliyoruz, bu bizim mücadelemizin amacı değil, aracı' dedi. Halbuki Kürtler'in kurtuluşunun mücadelesini veriyorduk. Diyarbakır Lice'de bir köyde uyuşturucu ekimini yasaklamıştım. Döndüğümde olayı Öcalan'a anlattım, o da bana 'Bu örgütü nasıl idare ediyorsun. Arkamızda devlet mi var?' dedi. Ben de köylüye yasağı kaldırdım. Örgütün geliri, ilk yıllarda Avrupa'daki işçilerin bağışıydı, 1990 sonrası uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığı oldu' şeklinde konuştu.
 
Sakık, İran'ın neredeyse örgüte uçak vereceğini, 1993'te, ateşkes öncesinde örgüte bir kamyon silah veren İran'ın, ateşkesten sonra 'Bunları size yerde çürütesiniz veya bakasınız, satasınız diye değil, kullanasınız diye verdik' dediğini anlattı.
 
-'Birdal suikastinde Yeşil kullanıldı'-
 
Sakık, andıç (gazetecilere yönelik) olayında kendisine aşırı yüklenilerek listeler yapıldığını belirterek, 'Ben de gücüm oranında bunlara direndim. Direnişimin bedeli de 15 yıldır hücrede tek başına kalmamdır. Önüme getirilen listeyi birşey bildiğim için değil, hiçbir şey bilmediğim için reddettim' dedi.
 
Akın Birdal suikastine de değinen Sakık, 'Bu işte Mahmut Yıldırım kullanıldı. Benim üstlenmemi istediler. Kabul etmedim, hücreye attılar. Yaşar Büyükanıt'ın da haberi vardı. TİT'i yönlendirdiğimi söylememi istediler. Bunu da kabul etmedim. Zaten sonra gerçekler anlaşıldı' iddiasında bulundu.