"Silah dönemi kapanmıştır"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan CNN Türk'te yayınlanan Ankara Günlüğü programında Hande Fırat'ın sorularını yanıtladı.

Silah dönemi kapanmıştır
21 Mart 2013 Perşembe 22:09 tarihinde eklendi, 1.946 kez okundu.

 

Diyarbakır'da düzenlenen Nevruz kutlamalarında Abdullah Öcalan'ın mektubunu değerlendiren Akdoğan, "Süreç açısından iki mesaj önem taşıyordu. Birincisi silahların susması, ikincisi sınır dışına çekilme. Bu iki somut mesaj verilmiş oldu" dedi. Akdoğan süreçte gelinen noktayla ilgili olarak da, "Süreci başlatan ve yürüten iktidardır' diye konuştu.
 
CNN Türk'te yayınlanan Ankara Günlüğü programında Hande Fırat'ın sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarında okunan Abdullah Öcalan'ın mektubu ve süreçte gelinen noktayı değerlendirdi. Süreci başlatan ve yürütenin hükümet olduğunu ifade eden Akdoğan, tarihi bir süreci yaşadıklarını belirterek şöyle konuştu:
 
"AK Parti iktidarının başlattığı tarihi bir süreci yaşıyoruz. Öcalan'ın verdiği bu mesajlarında bu sürece uygun olduğu, birtakım hassasiyetleri gözettiği anlaşılıyor. Sadece kendi kitlesine mesajlar vermek yerine genel olarak Türkiye'nin umumi hassasiyetlerini gözeten, farklı toplum kesimlerini de nazara alan mesajlar ilettiğini görüyoruz. Süreç açısından iki mesaj önem taşıyordu.

Birincisi silahların susması, ikincisi sınır dışına çekilme. Bu iki somut mesaj verilmiş oldu. 'Silah dönemi artık kapanmıştır' vurgusunun işlenmesi çok önemlidir. 'Ortak bir tarih, medeniyet, İslam dininin kuşatıcılığı ve kardeşlik hukuku' şimdi bugüne kadar örgüt ve uzantıları bu kavramdan çok antipati duyuyorlardı. Oysa bugün paradigmayı Öcalan'ın değiştirdiğini görüyoruz. Yeni bir siyaset üslubu ile topluma birtakım mesajlar ilettiğini görüyoruz. Bu bence çok önemli. Örgütün ateist, Marksist-Leninist olduğu biliniyor. Ancak bugün üç peygambere vurgu yapması, İslam bayrağı altında bugüne kadar birlikte medeniyetler inşa etmiş olmasından bahsetmesi bu yeni bir durum."
 
"OSLO'DAKİ SÜREÇ ÖRGÜT TARAFINDAN AKAMETE UĞRATILDI"
 
Oslo sürecinin örgüt tarafından sabote edildiğini kaydeden Akdoğan şunları söyledi:
 
"Oslo sürecinde yaşananlara yönelik: 'Terör meselesini çok boyutlu görüp her alanda terörle mücadele etmek için birtakım çalışmalar ortaya koyduk. Bunlardan bir tanesi de bu görüşme süreciydi. Oslo süreci bunun bir parçasıydı. Oslo'da bir süreç yaşadık ve bu akamete uğratıldı. Oslo görüşmelerinde sürecin özellikle örgüt tarafından sabote edildiğini gördük. Silvan saldırısında Kandil açıkça saldırarak süreci sabote etti. DTK Silvan saldırısının olduğu gün demokratik özerklik ilan etti. BDP Habur'da sergilediği tavırlarla süreci sabote etti. Oslo sürecinde BDP çok fazla sürecin dışındaydı. Bugün sürecin daha içine girmiş durumda." 
 
'KANDİL ÖCALAN'I İMRALI'YA GÖMDÜ'
 
Akdoğan, Oslo süreci esnasında Kandil'in gerçekleştirdiği eylemlerin Öcalan'ı etkisiz ve devre dışı bıraktığını savundu. Örgütün düzenlemiş olduğu saldırılarla süreci baltaladığını vurgulayan Akdoğan, "Örgütte, 'Devrimci Halk savaşı ile biz neticeye ulaşırız ' durumu ortaya çıktı. Ama bu stratejileri boşa çıktı. KCK operasyonları şehirlerde topyekün bir ayağa kalkış durumunu engellemiş oldu.

Kırsalda güvenlik güçlerinin başarılı operasyonları, alan hakimiyeti kurma stratejisini boşa çıkardı. Örgütün son bir silahla mücadele ederek sonuç alırız düşüncesi çöpe gitti. Oslo sürecinden sonra devlet bütün kapıları kapattı. Öcalan şunu gördü; 'eylem olursa ben muhatap alınırım' değil eylem yapıldıkça kendisi devre dışı kaldı. O süreçte aslında Kandil Öcalan'ı İmralı'ya gömmüştü" dedi.
 
"BU BİR AL-VER SÜRECİ DEĞİL"
 
Yaşanan süreçte karşılıklı olarak bir pazarlığın söz konusu olmadığını söyleyen Akdoğan, "Bu bir al-ver süreci değil. Karşılıklı olarak bir pazarlık şeklinde bu süreç yürümüyor. Elbette bir görüşme var. Bu görüşme etrafında mutabakata varıldıkça birtakım adımlar atılıyor. Bu sürecin nihai amacı silahların bırakılmasıdır. Bu süreçte bu hamlenin öncelikle pratize edilmesi, gerçekleştirilmesi gerekiyor" dedi.
 
"ÖZGÜRCE VE KARDEŞÇE YAŞANABİLECEK YENİ MODEL ARAYIŞI"
 
Yalçın Akdoğan, Abdullah Öcalan’ın mektubunda bahsettiği 'özgürce ve kardeşçe yaşanabilecek yeni model arayışı’ sözleriyle ilgili olarak şunları söyledi:
 
"Bu bizim Kürtler ve Türkler arasındaki bir sorun değil, işte bu modernite, Ulus Devletlerinin üretilmesi gibi Uluslararası sisteme topu atan bir yaklaşım içerisinde olduğunu görüyoruz. Türkiye’de çok ciddi bir demokratikleşme hamlesi içerisinde.

Bütün bu farklı kesimlerin; özgürce, kardeşçe bir arada yaşayabilmesi için bugün konuşulan konulardan bir tanesi de yeni anayasa konusudur. Yani YÖK’ten tutun da başkanlık sistemine kadar bir sürü farklı konuda tartışılıyor. Herkes ileri demokrasiye geçmek için kurumsal dönüşümleri nasıl yapmalıyız? İç barışı ve toplumsal huzuru pekiştirmek için daha farklı nasıl adım atmalıyız? Sorusunun cevabını arıyor. Bu bağlamda söylenilmiş bir söz olarak algılıyorum."

DHA