Sır ölümü son yemek çözecek

Özel harekatçı Behçet Oktay’ın ölümüyle ilgili davanın ilk duruşmasında, ifade veren kız arkadaşının kardeşi, “Behçet’i 10 yıldır tanırım. Bizim babamız gibiydi. Onu öldürmem mümkün değil” dedi

Sır ölümü son yemek çözecek
19 Temmuz 2012 Perşembe 09:05 tarihinde eklendi.

 

“İntihar” kaydıyla kapatıldıktan uzun süre sonra raftan tekrar indirilen Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Dairesi Başkanı Behçet Oktay’ın ölümüne ilişkin dosyayla ilgili açılan dava dün Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. İddianamede, Oktay’ı öldürdüğü iddia edilen kız arkadaşının kardeşi Halil Kesici, “Babamız gibiydi, öldürmem mümkün değil” dedi.
 
Yaklaşık 10 yıldır tanıdığı Oktay’ın, kız kardeşi Nergis’le ilişkisinin olduğunu anlatan Kesici, şunları kaydetti: ”Olay gecesi Behçet Oktay sarhoş bir şekilde bize geldi, annemle birlikte içeri davet etmemize rağmen girmedi.
 
‘Ayağı kaydı ve düştü’
Kız kardeşim Ankara’da değildi. ’Kendi annesi kadar çok sevdiğini’ söylediği anneme ’ben seni çok üzdüm, hakkını helal et’ dedi ve gitti. Bir süre sonra Oktay’ın arabasının kara saplanıp patinaj yaptığını gördüm ve yardım etmek için dışarı çıktım. Apartmandan aldığım kürekle karları temizlememe rağmen araç kurtulmayınca Oktay arabadan inmek istedi, bu sırada ayağı kaydı ve düştü.
 
Oktay, ’şu düştüğüm hale bak’ diyerek sinirli bir şekilde arabayı tekmeledi. Sonra silahının üzerinde olmadığını fark etti. Silahı bulmak için birlikte arabanın içine baktık. Burada bulamayınca silahı dışarıda aramaya başladık. Bu sırada silah patladı, hemen koştum. Behçet Oktay yerdeydi, başındaki kanı durdurmak için göğsüme yatırdım. Sonra da polisi ve acil servisi aradım.”
 
‘Canımı verirdim onun için’
Mahkeme Başkanı Bahattin Özbaş’ın, ”Elinde barut artıkları tespit edildi, bunun için ne diyorsun?” sorusuna Kesici, ”Silaha dokunmadım. Ben ateş edilen yerden 4-5 metre uzaktım. Silahı patlamadan sonra da elime almadım. Benim elimdeki barut izi onun vücudundan gelmiş olabilir. O bizim babamız gibiydi. Benim onu öldürmem mümkün değil. Ben canımı verirdim onun için” cevabını verdi.
 
‘Çelişkiler var!’
Kesici’nin emniyet ve savcılık ifadelerini okuyan Özbaş, ifadelerde çelişkilerin olduğunu söyledi. Emniyetteki ifadesinde, ”Oktay’ın tabancasını başına dayayarak ateş ettiğini söylediğinin” hatırlatılması üzerine Kesici, ”Ben onu öldürecek kadar şerefsiz değilim. O dönemde yaşadığım travma nedeniyle farklı ifade vermiş olabilirim ama tabancayı başına dayadığını görmedim” dedi.
 
Eşinin olay öncesinde, eski bir emniyet müdürünün de aralarında bulunduğu bazı kişilerle bir yemeğe katıldığını anlatan Şengül Oktay da, ”Eşim öldürüldü. Bu yemek ortamında eşim başkaldırdı. Çok şey biliyordu. Olayın olduğu gece, eşimin dairesindeki kasası açıldı. Yemekte bulunanların eşimin öldürülmesinde parmağının olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
 
Tutuksuz yargılanacak
Diğer tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme, Halil Kesici’nin tutuklanması talebini redderek, tanıklar Mücahit Pehlivan, Mustafa Tokyay, İbrahim Kesici ve Recai Birgün’ün zorla getirilmesine karar verdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Kesici’nin, ”adam öldürmek” suçlamasından ”müebbet”, ”6136 sayılı kanuna muhalefet” suçlamasından ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.
 
Mezarı açılsın talebine ret
Mahkeme ayrıca Eski Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz’ın tekrar dinlenmesi talebinin reddini kararlaştırdı.
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Durmuş Ali Özoğlu’nun da aralarında bulunduğu bazı kişilerin ifadelerinin alınması için ilgili yerlere yazı yazılmasını kararlaştıran mahkeme, Şengül Oktay’ın, Behçet Oktay’ın mezarının açılması ve mermi çekirdeğinin bulunması talebini reddetti.
 
Yemekte kimler vardı?
İddianamedeki bilgilere göre, Oktay’ın ölümünden önce katıldığı yemekte arkadaşları eski milletvekili Mücahit Pehlivan, doktor Utku Tan, doktor Haluk Ali Bazoğlu, işadamı Ali Şahsuvaroğlu, emekli Emniyet Müdürü Mehmet Yasak, emekli Emniyet Müdürü Ali Rıza Atak, Kemal Muratoğlu ve Kadir Caner bulunuyordu.

Milliyet