''Siz gönülden verdikçe, Allah daha fazlasını yerine koyuyor''

Gaziantepli hayırsever işadamı Osman Nakıboğlu, hayır işlerine harcanan paranın karşılığını Allah’ın(CC) mutlaka verildiğini söyledi.

Siz gönülden verdikçe, Allah daha fazlasını yerine koyuyor
16 Ocak 2014 Perşembe 17:39 tarihinde eklendi.

Osman Nakıboğlu, “1994 yılında Özbekistan’da çok susadık ve doğal içme suyu aradık. İmdadımıza Gaziantep’te ailemizin yaptırdığı öğrenci yurtlarında öğrenim görmüş bir genç yetişti. Burada yaptığımız iyiliklere karşılık Allah orada suyu gönderdi. Siz gönülden verdikçe, Allah daha fazlasını yerine koyuyor.” dedi.

Naksan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Osman Nakıboğlu, Malatya Aktif İşadamları Derneği (MAKİAD) tarafından düzenlenen ‘Tecrübe Paylaşım’ programına konuk oldu. Malatyalı işadamlarına hayatından kesitler sunarak deneyimlerini aktaran Nakıboğlu, her yıl kar ve zararlarını hesapladıktan sonra ‘zekât fonunu’ belirlediklerini aktardı. Yıl içerisinde dağıttıkları zekâtın bu kaynaktan harcandığını vurgulayan Nakıboğlu, hayır işleri için yapılan yardımların mutlaka ahiret hayatında olduğu gibi bu dünya da karşılık bulduğunu vurguladı.

Allah yolunda harcanan paranın katlanarak geri döndüğünü söyleyen Nakıboğlu, sözlerine şöyle devam etti: “İlk günden beri babamızdan, ailemizden böyle gördük. Zekât fonundan tek kuruş şaşırtmayız. Birse iki, ikiyse üç dağıtırız. Dağıttıkça da Allah karşılığını kat be kat verir. Bugünkü yaptıklarımızı saysak, kendimiz dahi inanmayız. Siz gönülden verdikçe, Allah daha fazlasını yerine koyuyor. Buna bizzat şahidim. Kazancınızı Allah'ın yolunda harcayın. Siz verdikçe Allah da size daha fazlasını verecek, bundan emin olabilirsiniz. Biz vermekle hiç kaybetmedik, hep kazandık. Hiçbir iyilik karşılıksız kalmıyor. 1986 yılında bir öğrenci yurdu yaptırdık. Öğrenciler için evler açmıştık. Bunun karşılığını Özbekistan’da gördüm. Başkent Taşkent’te 1994’te gazlı su içecekleri var ama doğal su pek bulunmuyor. Saf su ise doyurmuyor. O zaman bir öğrenci evinde sakladığı bir şişe suyu getirdi. O gün 1 litre suya 1 milyar lira deseler alırdım. Suyu getiren öğrenciye hayatını sordum. O dedi ki: ‘Ben Gaziantep’te okudum. Hayriye Nakıboğlu yurdunda kaldım. Vakfın evinde kaldım. Naksan’da staj yaptım.’ O gence ‘sen beni tanımadın mı?’ diye sordum. Genç bizi tanıdı. ‘Yaşlanmışsın Osman Ağabey’ dedi. Ben iyilik yapmışım. O suyu Taşkent’te Allah bana gönderdi. Bunları yaşayan bilir. Gözlerimiz yaşardı. Biz her türlü cami ve cemaate yardımcı olmaya çalışıyoruz. Farklı sosyal sorumluluk projelerine katkı sunuyoruz. Belli mahallelerde malzeme dağıtmaya çalışıyoruz.”

93 yaşındaki babasının halen ihtiyaç sahiplerine çeşitli yardımlar dağıttığını söyleyen Nakıboğlu, “Babamız 93 yaşında ve şu an başımızda yine. Babam şoförü ile birlikte aracını da doldurarak fakirlere yardım etmeye çalışır. İmkanı olmayan çiftleri evlendirir. Evi olmayana ev alır. 50’ye yakın damat ve gelini var. Biz vermeyi babamızdan gördük Allah’a şükür. Aslında karşılıksız para vermek çok zordur.” dedi.

Zorlu geçen öğrencilik hayatı süresince, ticarete bir şekilde başladığını sözlerine ekleyen Nakıboğlu okul harçlığını muhtelif ürünler satarak nasıl çıkardığını anlattı. “Adana’da okurken ticarete de bir yerden devam ediyordum” diyen Nakıboğlu, ”1974 yılında ailede ilk arabayı, kendi kazandığım parayla ben aldım. Gaziantep’ten Adana’ya giderken yanıma taze fıstık ya da bazı satılabilecek eşyalar alır, Adana’da satarak öğrenci harçlığımı çıkarırdım. Böyle başladı bizim ticaret hayatımız. Çocuklarınızı bu konuda eğitmeniz lazım. Çocuk her şeyi babadan beklememeli. Kendi ayaklarının üzerinde durabilmeli. Çocuğunuz her istediğini alıp eline vermeyin. Hayattayken de çocuklarınıza mal varlığınızı dağıtmayın.” dedi.

1979’da Naksan’ı kurduklarını söyleyen Osman Nakıboğlu, “Babam 7 yaşında ticarete başlamış. Kendisi çekirdekten yetiştiği için bizleri de öyle yetiştirdi. 4 kardeş ortak olarak plastik üretip satıyorduk. 4 yıl çok büyük zararlar gördük. Pişman olduk. Daha sonra bize bu sektöre girmemiz için öncülük yapan bir ağabeyimizin tavsiyeleri ile kar etmeye başladık ve yola devam kararı aldık. Fabrikanın sabit giderlerini azaltıp ciroya orantılı yatırımlar yaptık. 1986 yılında Rahmetli Turgut Özal sayesinde yurt dışına çıkma fırsatı bulduk. Yurt dışında gördüklerimizle kendimize bir yol haritası çizdik. Özellikle makine noktasında yanlış yaptığımızı gördük. Çok kısa süre içinde makinelerimizi Avrupa’ya göre uyarladık. Burada şunu söylemek istiyorum. Doğru makine demek, doğru iş demek, temiz iş demektir. O yüzden makineye dayalı bir iş yapıyorsanız makinelerinizi doğru yerden almalısınız.” diye konuştu.

Genç MAKİAD Başkanı Bekir Karabekmez de her ay düzenledikleri tecrübe paylaşım etkinliğinin genç iş adamlarına yol gösterici olduğunu belirtti.

Program sonunda Genç MAKİAD Başkanı Bekir Karabekmez, günün anısına Osman Nakıboğlu’na plaket verdi.


CİHAN