Son kez halka seslendi

Rum Başkanlık Köşkü’nden ayrılmaya hazırlanan Dimitris Hristofyas, Rum halkına son seslenişini dün akşam gerçekleştirdi.

Son kez halka seslendi
16 Şubat 2013 Cumartesi 13:27 tarihinde eklendi.

 

Hristofyas Kıbrıs sorununu çözmek için elinden gelen her şeyi yaptığını, zorluklara ve acılara rağmen Köşk’ten başı dik ayrılacağını, söyledi. Hükümetinin 5 yılda Kıbrıs sorunu, iç yönetim ve ekonomide yaptığı icraatları anlatan Hristofyas hayatının vizyonu olarak nitelediği Kıbrıs sorununun çözümüne ulaşamadığı için büyük acı duyduğunu belirtti. İktidar döneminde cereyan eden “Mari”deki (Tatlısu) “Evangelos Florakis Deniz Üssü”ndeki patlamanın “en büyük acısı”, hükümetinin Rum halkına bıraktığı en büyük mirasın da doğalgaz olduğunu söyledi. Hristofyas Kıbrıslı Türkleri de selamlamayı unutmadı. Onları, “işgale son verme ve yeniden birleşme için mücadeleye” çağırdı.
 
DENİZ ÜSSÜNDEKİ PATLAMAYA ÜZÜLDÜ
 
Güney Kıbrıs Rum kesiminde yayınlanan gazeteler de habere geniş yer verdi.
 
Haravgi Hristofyas’ın halka seslenişini “Bu Hükümet Halka En Büyük Miras Olarak Doğalgazı Bırakıyor” başlığıyla geniş şekilde aktardı. Gazeteye göre, Hristofyas, deniz üssündeki patlamada insanların ölmesinin kendisini ve ailesini derinden üzdüğünü anlattı. Hayatının vizyonu olarak nitelediği Kıbrıs sorununun çözümünü, iktidar dönemi içerisinde başaramamanın derin üzüntüsünü yaşadığını anlatan Hristofyas özetle şunları söyledi: “Sürekli inisiyatifler almış olmama karşın hayatımın vizyonu olan Kıbrıs sorununu çözmeyi başaramadım. Türkiye maalesef oyalayıcı ve uzlaşmaz politikasıyla BM’nin Kıbrıs’la ilgili kararları temelinde çözüm başarılmasını engelledi. Başkanlık görevini alır almaz aldığımız inisiyatiflerle toplumlararası diyalog yeniden başladı ve 4 yıllık durgunluk bitti. Kıbrıslı Türk-Rum bütün Kıbrıslıların çözüm umutlarını ve gelişme olmamasından hayal kırıklığı yaşayan uluslararası camianın ilgisini yeniden canlandırdık. 
 
“VİCDANIM RAHAT, ÇÖZÜM İÇİN GELİMDEN GELEN HER ŞEYİ FAZLASIYLA YAPTIM”
 
Vicdanım rahat. Çözüm içinden elimden gelen her şeyi, hatta fazlasını yaptım. Uluslararası toplumda herkes harcadığımız çabayı biliyor. Türkiye artık çözüm iradesi konusunda inandırıcı değil, Türk yetkililerin sürekli iddia ettiği gibi bir adım önde de değil. Yeni Başkan’ın bizim ve bizden önceki bütün hükümetlerin de yaptığı gibi aynı ilkeleri savunması ve aynı çözüm zemini üzerinde çalışması gerekir. Bu ilkeler ve çözüm zemini 1977-79 Doruk Anlaşmaları’nda, BM’nin Kıbrıs’la ilgili kararlarında ve özellikle Güvenlik Konseyi’nin 1251 sayılı kararında, uluslararası hukuk ve Avrupa hukuku ilkelerinde, Ulusal Konsey’in Eylül 2009 kararında belirtiliyor.
 
“İKİ BÖLGELİ FEDERASYONUN İDEAL ÇÖZÜM OLDUĞUNU ASLA SÖYLEMEDİK”
 
İki bölgeli federasyonun ideal çözüm olduğunu asla söylemedik. Bu, Makarios’un istila ve işgalin yarattığı şartlar nedeniyle işgale son vermek ve ülkemizi yeniden birleştirmek için kabul etme gücü bulduğu bir uzlaşıdır. Ancak Kıbrıs’ın tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası temsiliyeti olan bir devlet kalabilmesi için bu çözüm sağlanabilir, sağlanmalıdır. Kıbrıslı Türklerin daha önceki lideri Sayın Talat’la yaptığımız müzakerelerde önemli görüş birliklerine varmayı başardık. Bunlar ileri doğru adımlardır çünkü tam da tek ve bir egemenliği, tek ve bir vatandaşlığı, tek ve bir uluslararası temsiliyeti olacak devletin birliğini güvence altına alıyor. Sayın Eroğlu, bu görüş birliklerini reddediyor. Bu tesadüf değildir. Çözümün halkın insan hakları ve temsil özelliklerini güvence altına alması hedefiyle müzakere ettik ve bu yönde önemli adımlar attık. Kıbrıs sorununa çözüm müzakereleri Türk tarafı Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı’nı devralması bahanesiyle, başarılan görüş birliklerinden caydığı için kesildi. Bizim taraf görüş birliklerini etkisiz hale getirirse, daha çok da müzakerelere sıfırdan başlamak isterse uluslararası unsurla çatışma yörüngesine girecek ve çok ağır bedeller ödeyecek. Bu olursa, Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı şu anda bulunduğu zor durumdan çıkacak ve Kıbrıs sorunu kat’i olarak başa dönecek. Kıbrıs olarak zamanın kullanılmadan akıp gitmesine izin veremeyiz. Zaman çözümün aleyhine işliyor.” Hristofyas halka seslenişinde BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a ve genel sekreterliğin Kıbrıs’taki grubuna zaman ayırıp çaba harcadığı için teşekkür ederken Kıbrıslı Türklere de “Kıbrıslı Rumlarla birlikte işgale son verme ve ortak vatanı yeniden birleştirme mücadelesine devam etmeleri” çağrısında bulundu.
 
“BU HÜKÜMETİN HALKA BIRAKTIĞI EN BÜYÜK MİRAS DOĞALGAZ”
 
Hükümetinin bıraktığı en büyük miras diye nitelediği doğalgaz konusunda ise; hükümete geldiği dönemde sözde “münhasır ekonomik bölgenin” sınırlarının belirlenmesi ve keşif araştırmalarının başında olduğunu anlatan Hristofyas bugün bir parselde önemli doğalgaz yatakları bulduğunu, diğer 5 parselde de yeni yataklar arandığını söyledi. Doğalgazla ilgili çalışmaların ekonominin canlandırılması açısından büyük önem taşıdığına işaret eden Hristofyas sadece 2015 yılında başlaması beklenen terminal inşasının 4 bin yeni istihdam olanağı sağlayacağını anlattı, özetle şunları söyledi: “Hidrokarbon alanındaki başarılar hükümetimizin izlediği çok yönlü dış politikaya dayandırıldı. Bu politika ile güçlü bir koruma ağı kurduk ve Türkiye’nin, tehdit ve meydan okumaları göğüslendi. Bu politika sayesinde uluslararası camia Kıbrıs’ın doğal zenginliğini değerlendirmede egemenlik hakkını teslim etti, Türkiye uluslararasında eli böğründe kaldı. Bugün herkes Rusya ile ilişkileri daha da geliştirdiğimizi teslim ediyor. Bunu başka hiçbir hükümet başaramamıştı. Herkes İsrail ile geliştirdiğimiz ilişkilerden söz ediyor. Bunu Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerimizi daha da geliştirerek başardık.” 
 
“KIBRIS, BANKACILIK SİSTEMİ KRİZİNİN KURBANI OLDU”
 
Güney Kıbrıs’ın bankacılık sistemi krizinin kurbanı olduğunu da söyleyen Hristofyas, yapısal sorunlarına karşın, Rum bankaları Yunan ekonomisinin mağduru olmasa, küresel ekonomik krizin ağır şartları altında bile AB destek mekanizmasına başvurmak zorunda kalmayacağını da söyledi. 
 
Fileleftheros haberi “Elleri Değil Başı Dik Ayrılıyor... Başkan: Sorunlara Çözüm Boykotla Değil Katılımla Olur” başlığı altında özetlerken, Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs sorununda bir adım önde olduğu iddiasına Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Osman Ertuğ’un verdiği cevabı da okurlarına aktardı. Gazete Ertuğ’un, Rum tarafının hangi konu veya konularda bir adım önde olduğunu söylemesi gerektiğini belirterek Hristofyas’la “dalga geçtiğini” yazdı. 
 
Simerini, “Ezik ve Bahtsız Olduğunu Söylüyor... Dimitris Hristofyas: Toz Oturduğunda (Yapılan) İşler Görünecek... Ayrılmakta Olan Başkan Dün Gece Kendisine Yıkıcı ve Haksız Eleştiri Yapıldığını Söyledi... Hristofyas Mari Konusunda Büyük Acı Hissettiğini Söyledi... Ekonomi Konusunda Bankalar ve Eski Merkez Bankası Başkanı Suçlu” başlık ve spotlarını kullandı. Habere göre Hristofyas’ın halka seslenişinde, deniz üssünde meydana gelen patlama ve insanların ölmesinden büyük acı ve üzüntü duyduğunu söylemesi üzerine DİSİ açıklama yaparak Hristofyas’ın, bu trajediyi gündeme getiren suç nitelikli yanlışları için, ne şahsı nede en azından devlet adına özür dilemediğine dikkat çekti.
 
Politis “İş De Yaptık... Dimitris Hristofyas Dün Gece Halka Seslenişinde Tarihin Kendisini Haklı Çıkaracağından Emin Göründü, Yıkıcı Eleştirilerden Rahatsızlık Belirtti” başlığını kullandı.

DHA