"Tam bir kadınım"

Playboy dergisi için objektif karşısına geçip birbirinden cesur pozlar veren Sıla Şahin konuştu

Tam bir kadınım
28 Haziran 2011 Salı 10:50 tarihinde eklendi, 3.128 kez okundu.

 

Alman RTL kanalında yayınlanan “Gute Zeiten-Schlechte Zeiten” dizisinde rol alan Türk kızı Sıla Şahin, Playboy dergisi için objektif karşısına geçip birbirinden cesur pozlar verdi. “Kendimi tam bir kadın olarak gördüm” dediği fotoğraflarla Türkiye’de de adını duyuran Şahin, şimdilerde yerli yapımcılardan gelen teklifleri değerlendiriyor.
 
Playboy’a çıplak poz verme kararını nasıl aldınız? 
 
- Diziden arkadaşlarımla katıldığım farklı bir çekim sonrasında bu teklif geldi, ben de kabul ettim. 
 
Ailenizin tepki göstermesinden korkmadınız mı? 
 
- Korkudan ziyade, o süreçte başka konular öne çıktı; ilk defa kendi verdiğim kararın boyutları, sınırlarımı zorlamanın mesleki alandaki sonuçları, bunun geldiğim ve yaşadığım kültüre nasıl yansıyacağı, ailemin bana sunduğu güven ve özgürlük anlayışına uygun bir tavır olup olmadığı...
 
İlk kez mi çıplak poz verdiniz? 
 
- Daha önce birkaç defa sunum şeklinde pozlar vermiştim ama bu boyutta Playboy bir ilkti. Doğarken çıplak olan insanoğlu, ölümünde de çıplak. Bu herkesin kabullendiği bir gerçeklik. Yaşarken çıplak olunduğunda ise her nedense ayıp, aykırı ve tabu olarak görülüyor.
 
BABAM, NIETZSCHE’NİN ÜSLUBUYLA TEPKİ VERDİ
 
Babanızın bu pozlara tepkisi sert olmuş, siz de pişmanlık duymuşsunuz, doğru mu bu?
 
- Babam genelde tepkilerini Friedrich Nietzsche’nin üslubuyla verir. O pozlardan sonra da “Kafa vücudu kullanırsa oyunculuk, vücut kafayı kullanırsa ‘soyunculuk’ olur” diyerek bir ders verdi bana...
 
Şimdi “Yeniden teklif gelse, yine soyunurum” diyor musunuz?
 
- Evet ya da hayır yanıtından öte, her insanın temel hak ve özgürlüklerinden biri, kendi vücudu ve yapısına ilişkin karar hakkının kendinde olduğudur şeklinde düşünüyorum. Tabii ki bu kararın arkasında durabilecek bir yapıya da sahip olmak gerekir...
 
POZ VERMEDEN ÖNCE AİLEME DANIŞTIM
 
Peki bu pozları vermeden önce ailenize danıştınız mı, yoksa onlar da tüm dünyayla birlikte mi öğrendi?
 
- Tabii ki danıştım, ailemin haberi vardı.
 
Fotoğrafları görünce ne dediler?
 
- Herkes kendi sosyo-kültürel düzeyine uygun tepkiler verdi. Kimi “Ah, tüh!” dedi, kimi ağladı, kimi güldü, derse ihtiyacı olanlar ders vermeye çalıştı. Üzülenler, sevinenler de oldu, olayları başka noktalara çekmeye çalışanlar da...
 
Siz fotoğraflarınızı ilk gördüğünüzde neler hissettiniz? 
 
- Kendimi tam bir kadın olarak gördüm.
 
DİZİ İÇİN ANLAŞMAMI YENİLEMEK İSTİYORLAR
 
“Gute Zeiten-Schlechte Zeiten” adlı diziniz devam ediyor mu?
 
- Devam ediyor ve anlaşmalarımı yenilemek istiyorlar.
 
Türkiye’de oyunculuk yapmak ister misiniz? Var mı buradan gelen teklif?
 
- Tabii ki. Birkaç teklif geldi, hatta bir tanesinin prova çekimlerine de katıldım ama karar aşamasında aksanlı konuşuyorum diye olmadı. Şu anda bir Alman sinema filminde başrol oynayacağım kesinleşti. Bir Türk rejisörün filmi için de görüşmeler sürüyor.
 
Babanız da oyuncuymuş. Bu durum kariyerinizi nasıl etkiliyor?
 
- Dolaylı olarak yardımı oluyor. Genellikle özel danışmanlığımı yapar. Babam önerileri getirir, birlikte değerlendiririz, kararı ben veririm.
 
ŞAN DERSLERİM DEVAM EDİYOR
 
Nasıl bir çocukluk dönemi geçirdiniz? “Türk müyüm, Alman mı?” ikilemini yaşadınız mı? Kendinizi hangi tarafa daha yakın hissettiniz?
 
- Ailemin yönlendirmeleri ve sağladıkları olanaklarla 6 yaşında bale ve dans eğitimine başladım. 10 yıl bale yaptım. Tek çocuk olmanın verdiği avantajların tadını çıkardığım da oldu, bunun farkına varamadığım da... Alman ve Türk olmak konusuna gelince... Bu, yakantop oyunu gibiydi. Hangi değerler hoşumuza gidiyorsa ona sığınır, hakarete uğradığımızda karşı tarafa geçerdik. Bu, her zaman var olacak bir durum sanırım. Bizim kuşağın yazgısı bu. Şu anda “Şuyum ya da buyum” gibi değerlendirmeler yapmak mümkün değil. Türküler beni duygulandırıyor ama İngilizce şarkı söylemek de hoşuma gidiyor. Duygusal yanımız galiba geldiğimiz toplumun izlerini taşıyor. Bu arada şarkı söylemekten bahsetmişken şunu da söylemek istiyorum; şan derslerim devam ediyor, sesimi de değerlendirmek istiyorum.
 
FARK EDİLME ÖZLEMİ
 
Neden çıplak poz verme gereği duydunuz?
 
- Bu sorunun cevabı, poz veren insanlarda saklı. Eğer insan o görüntünün ardındaki ruhsal yapıyı yorumlayıp irdeleyebiliyorsa, fotoğrafta görülmeyen mesajları algılar. Kimi saatini, kolyesini, kimi sevincini, öfkesini, kimi arabasını, yatını, katını, kimi arkadaşını, saltanatını, velhasıl herkes maddi-manevi varlığını göstermenin peşindedir. Kısacası, fark edilme özleminin kaçınılmaz dürtüsüdür o donuk karelerdeki izdüşümümüz. Aksini iddia eden varsa, vesikalık fotoğrafla yetinebilir.
 
KARŞIMA YANLIŞ ADRESLER ÇIKTI
 
Geçtiğimiz gün İstanbul’a geldiniz. Bu ziyaret iş amaçlı mıydı?
 
- İş görüşmesi için gelmiştim, fakat karşıma yanlış adresler çıktığı için hemen geri döndüm.
 
Sık sık gelir misiniz Türkiye’ye?
 
- Önceleri babamla çok gelirdik. Çekimler yoğun olduğundan artık pek gelemiyorum, yine de kısa süreli geliş gidişlerim oluyor. (Hürriyet)