Tek gecelik ilişkiler artıyor!

Aşk var mı yok mu tartışması bir yana dursun aşk 10 yıl son ne hale gelecek?

Tek gecelik ilişkiler artıyor!
25 Mayıs 2011 Çarşamba 18:50 tarihinde eklendi, 4.228 kez okundu.

 

Gelecek 10 yıl için şunu söylemek mümkün; üreme ihtiyacından kaynaklanan cinsellik, ilk insandan bu yana olduğu gibi son insana kadar gündemini hiç kaybetmeyecek.
 
Anlayacağınız cinsellik insanoğlunun en önem verdikleri arasında birinci sırada olmaya devam edecek. Tek fark ise, ilişkilerde cinselliğin her zamankinden biraz daha fazla ön planda olacağı gerçeği.
 
Geçtiğimiz yıllarda cinselliğin yaşanması için ilişkilerin biraz ilerlemesi gerekiyordu. Önce flört dönemi, ardından gelen ciddi bir ilişki ve onun ardından gelen cinsel birleşme, yerini önce cinsel ilişki, sonrasında gelen ciddi bir ilişkiye bırakacak.
 
Yani önce yatağa girilecek, sonra ilişki olup olmamasına karar verilecek. Bu ne anlama mı geliyor?
 
Aslında anlamı, eskiden yatakta çok şey bilmek, özellikle kadınlar için ayıp olarak düşünülürken, önümüzdeki 10 yıl içinde ilişkinin başlangıcı için önemli olacak.
 
Zaten son yıllarda evlenmeden cinsel ilişkiye girmeme düşüncesi rafa kalkmaya başlamıştı gelecek yıllarla birlikte bu düşünce raftaki yerini sağlamlaştıracak.
 
2020’de toplum profiline göre cinsellik
 
İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Androloji Ana Bilim Dalı Cinsel Fonksiyon Bozuklukları Polikliniği’nden Psikolog Sibel Dinç diyor ki: “Üreten aile bireyleri, cinselliği neslin, ülkenin ve hatta siyasi görüşün devamı olarak görecek ve seksi belli kalıplar içerisinde yaşayacak. Onlar için cinselliğin bir tarzı ve bir ayıp sınırı hep olacak.
 
Toplumda saygınlığını bulamamış, üretken olmayı da becerememiş insanlar için ise cinsellik arabesk tadında olacak. Bu insanlar için hep özlem duyulan ama asla ulaşılamayan, hep ah çekilen ama imkanı olduğunda da yüzüne gözüne bulaştırılmış bir uğraşı olacak ve hayattaki başarısızlıklar, bu alanda da devam edecek.”
 
Sadece cinsel partner
 
İlişki yaşamaktan korkan insanların sayısı, gelecek 10 yılda daha da artacak. Özgürlüğünü kaybetmek istemeyen bir kesim, sadece cinsel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için ilişki yaşayacak. Bu kişi, genelde tanıdığı ve duygusal anlamda bir şey hissetmediği biri olsa da, onunla olmaya devam edecek.
 
Fakat bu sorun, beraberinde evlilik kurumunun çatırdamasına neden olacak. Sadece canı istediğinde birlikte olan çiftler, giderek yalnızlıklarından kurtulduğunu düşünse de, aslında hep yalnızlığa mahkûm olduklarını anlamayacak.
 
“Her şeye isyan eden kesim, cinselliği gürültülü ve anlık yaşayacak, adını bile bilmediği kişilerle tek gecelik birlikte olacak ve âşık olmayı hastalık olarak görecek.”
 
Kadınlar gücü ele alacak
 
Batılı dünyada, kadınların cinsellik konusundaki özgürlükleri uzun zaman önce başlamıştı. Ülkemizde ise kadınların iş dünyasındaki hâkimiyeti artıkça cinsel özgürlükleri de arttı.
 
Durum böyle olunca gelecek 10 yılda kadınlar işte, sosyal yaşamda ve sonuç olarak yatakta erkekler kadar özgür olmayı isteyecek.
 
Kadınlar da erkekler gibi rahatlıkla cinsel hayatlarından söz etmeye, sorunlarından konuşmaya başlayacak. İlişkilerinde yaşadıkları doyumsuzlukları utanarak saklamak yerine, daha açıkça partnerleriyle konuşacak ve sadece cinsellik konusundaki mutsuzlukları nedeniyle bile ilişkilerini bitirme cesaretine kavuşacak.
 
Tek geccelik ilişkiler artacak
 
Modern çağla birlikte yalnızlık daha da artacak. Kendilerini seven, değer veren birini bulmakta zorlanan, fakat maddi anlamda güçlü olan kişiler arayışlarına devam edecek. Fakat bu arayış, çoğu zaman tanımadığı biriyle tek gecelik yaşanan aşklar olarak karşılarına çıkacak.
 
Bir gece barda tanıştığı biriyle birlikte olan ve o an için mutluluğu yakalayan, ardından ise bir daha birlikte olduğu kişiyle görüşmeyen kişilerin sayısı artacak.
 
Fanteziler doğal kabul edilecek
 
İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Androloji Ana Bilim Dalı Cinsel Fonksiyon Bozuklukları Polikliniği’nden Psikolog Sibel Dinç, “Klasik ilişki, normal bir hazzı garantilese de, cinsellikten alınacak maksimum hazzı alabilmek adına zihnin sonsuz sınırları her geçen gün daha da zorlanıyor.
 
Bu konu, insanlığın ortak bir değeri olduğu için, gelişen teknolojinin yardımıyla, yani kitle iletişim araçlarıyla bu istek giderek daha da yayılıyor.
 
Orgazmı bilen ve yaşayan kadın sayısı bu sayede, yani bilinçlenme ile geçen 10 yılda oldukça fazla arttı. Bu madalyonun bir yüzü; diğer yüzünde ise 1950’lerden sonraki sosyal ve ekonomik gelişim bulunuyor.
 
Bu gelişim, aileler ve bireysel özgürlükler alanında kartopu etkisi denilebilecek bir etki yarattı. Bireysel özgürlük bir anlamda cinsel özgürlük olarak algılandı ve çok eşlilik bir ekol oldu. Bireyler, birden fazla eş edinerek, hayatta farklı hazların olabileceğini keşfetti ve keşfettikçe bu bireysel aktivite, toplumsal bir aktiviteye dönüştü.
 
Kazanılmış öğretiler hızlıca yeni insanlarla paylaşıldı. Bu paylaşım, insanlara ulaşamadıkları hazları yaşama şansı tanırken, beraberinde sosyal sorunları ve sağlık sorunlarını da getirdi.
 
Cinsellik, bir diğer grup için güç gösterisinin çığırından çıkmış bir şekli olarak, bireysel haz adına partnerine zarar veren bir tarza ulaşacak.
 
Hazzın fanteziyle buluştuğu noktada ise, bugün ahlaki değerlerin dışında kalan ilişkiler, 10 yıl sonra kabul görür hale gelecek.
 
Cinsellikte sınır tanımayan kişiler, grup sekste yaş sınırını yukarı ve aşağıya çekerek, denenmeyeni denemek için en küçük insanla, en büyük insanı, en gençle en yaşlıyı bir araya getirerek, görsel ve tensel hazzı artırmaya çalışacak.