Terör başlıklı MGK sona erdi

Terörle mücadelenin yeni stratejisinin belirlenmesinin beklendiği Milli Güvenlik Kurulu toplantısı yaklaşık 4.5 saat sürdü ve sonrasında 3 sayfalık bir bildiri yayımlandı.

Terör başlıklı MGK sona erdi
18 Ağustos 2011 Perşembe 18:58 tarihinde eklendi.

Milli Güvenlik Kurulu bildirisinde, "Daha etkin ve kararlı şekilde sürdürülecek olan terörle mücadelenin demokrasiden ve hukuk devleti anlayışından asla taviz vermeden devam ettirileceği, hayatın olağan akışını olumsuz etkileyecek hiçbir gelişmeye izin verilmeyeceği, devletin tüm kurum ve kuruluşlarının azami uyumu ve koordinasyonuyla daha etkili mücadele stratejilerinin hayata geçirileceği ifade edilmiştir" denildi. 

    
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında Çankaya Köşkü'nde yapılan ve 4,5 saat süren ağustos ayı olağan toplantısında ülke güvenliğini ilgilendiren iç ve dış gelişmeler etraflı şekilde ele alındı. 
    
Toplantının ardından yayımlanan bildiride, terör örgütünün son dönemde güvenlik kuvvetlerine, kamu görevlilerine ve sivil halka karşı gerçekleştirdiği menfur saldırılar ve terör örgütüne karşı yürütülen mücadelenin tüm boyutlarıyla ele alındığı belirtilerek, örgütün hain amaç ve hedeflerine ulaşamayacağı bir kez daha vurgulanarak terörle mücadelede alınacak ilave önlem ve tedbirlerin değerlendirildiği bildirildi. 
    
Terör örgütünün Türkiye'nin güven ve istikrarını sabote etmesine kesinlikle izin verilmeyeceği, bölge halkının huzur ve esenliği için var olan güvenlik ve otoritenin en güçlü şekilde hissettirileceğine işaret edilen bildiride, "Terörle mücadelede yeni strateji ve yöntemlerle daha etkin, kararlı ve sonuç alıcı bir mücadelenin ortaya konulacağı vurgulanmıştır" denildi. 
    
Terör örgütünün menfur eylemlerine bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en sert şekilde mukabele edileceğinin altının çizildiğine dikkat çekilen bildiride, şunlar kaydedildi: 
    
"Bugüne kadar başta güvenlik olmak üzere sosyal, ekonomik, kültürel, psikolojik ve diplomatik boyutlarıyla yürütülen terörle mücadele anlayışının bundan sonra da her alanı kapsayacak çok yönlü çalışmalarla devam ettirilmesinin önemi bir kez daha teyit edilmiştir. 
    
Daha etkin ve kararlı şekilde sürdürülecek olan terörle mücadelenin demokrasiden ve hukuk devleti anlayışından asla taviz vermeden devam ettirileceği, hayatın olağan akışını olumsuz etkileyecek hiçbir gelişmeye izin verilmeyeceği, devletin tüm kurum ve kuruluşlarının azami uyumu ve koordinasyonuyla daha etkili mücadele stratejilerinin hayata geçirileceği ifade edilmiştir. 
    
Bu çerçevede ülkemizin birlik ve bütünlüğünün muhafazası ve halkımızın güvenliğinin korunması için canları pahasına görev icra eden güvenlik kuvvetlerimizin mensuplarına derin takdir duygularıyla aziz şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifa ve fedakar ailelerine başsağlığı dilekleri dile getirilmiştir." 
     
-Terörle mücadelede ulusal dayanışma duyarlılığı- 
     
Bildiride, "Demokratik parlamenter sisteme ve hukuk devleti anlayışına inanan her kesimin, bölücü terör örgütünün eylemleriyle arasına mesafe koymasının, insanlık dışı kanlı eylemlere karşı insani bir duyarlılık sergilemesinin, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü yakından ilgilendiren terörle mücadele konusunu ulusal bir mesele olarak görerek daha sorumlu ve duyarlı davranmasının önemi özellikle vurgulanmıştır" denilerek, sivil toplum örgütlerinden medyaya ve siyasi partilere kadar her kesimin terörle mücadelede ulusal dayanışma duyarlılığı ve ortak hareket şuuru geliştirmesinin gerekliliğinin altı çizildiği ifade edildi. 
    
Bildiride, "Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet ilkelerinden hiçbir şart altında taviz verilmeyeceğine, halkımızın birlik ve kardeşliğine, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne halel getirecek hiçbir girişime müsamaha gösterilmeyeceğine dikkat çekildiği" vurgulanarak, diğer yandan terörizme karşı yürütülen mücadelenin en önemli boyutlarından biri olan, teröre ve terör örgütü yandaşlarına yönelik dış desteğin kesilmesini teminen, başta komşu ülkeler olmak üzere tüm dost ve müttefik ülkelere bu yöndeki sorumluluklarını üstlenmeleri ve somut dayanışma sergilemeleri çağrısının yinelendiği kaydedildi.

 

Suriye'ye "güç kullanımını durdurun" çağrısı
 

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) bildirisinde, Suriye'de 5 aydır süren toplumsal olaylarda can kayıplarının artarak sürmesinden duyulan derin endişenin dile getirildiği belirtilerek, "Sivil halka yönelik şiddet ve güç kullanımının derhal durdurulması, dost ve kardeş Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda demokratik bir siyasi değişim ve dönüşümün belirli bir takvim çerçevesinde gerçekleştirilmesi ve bu süreçte ifade, siyasi parti örgütlenmesi ve barışçı gösteri tertiplenmesi özgürlüklerinin güvence altına alınması gerektiği bir kez daha vurgulanmıştır" ifadeleri kullanıldı. 
    
Çankaya Köşkü'nde yapılan MGK ağustos ayı olağan toplantısının ardından yayımlanan bildiride, toplantıda, Irak'taki siyasi süreçte yaşanan sıkıntıların aşılması ve Iraklı siyasi liderlerin, bu ülkenin gündeminde bulunan konularda mutabakat sağlanması amacıyla yürüttükleri çabalar üzerinde durularak, bu çabaların ulusal niteliğinin vurgulandığı belirtildi. 
    
Bu kapsamda, Türkiye ile Irak arasında her alanda gelişen ilişkilerin derinleştirilmesi yönündeki iradenin teyit edildiği ve Irak'ta kalıcı istikrarın tesisine yönelik olarak bu ülkeye Türkiye'nin desteğinin sürdürüleceği bildirildi. 
   
Bildiride, Irak'ta son dönemde artan terör eylemlerinin kınandığı ve Irak halkıyla dayanışmanın ifade edildiği, ayrıca terörle mücadele bağlamında Türkiye-Irak-ABD üçlü mekanizma sürecinde son dönemde yürütülen çalışmaların değerlendirildiği ifade edildi. 
    
Suriye ve Libya başta olmak üzere Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde meydana gelen son gelişmelerin de değerlendirildiğine işaret edilen bildiride, şunlar kaydedildi: 
    
"Suriye'de 5 aydır süren toplumsal olaylarda can kayıplarının artarak sürmesinden duyulan derin endişe dile getirilmiş, sivil halka yönelik şiddet ve güç kullanımının derhal durdurulması, dost ve kardeş Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda demokratik bir siyasi değişim ve dönüşümün belirli bir takvim çerçevesinde gerçekleştirilmesi ve bu süreçte ifade, siyasi parti örgütlenmesi ve barışçı gösteri tertiplenmesi özgürlüklerinin güvence altına alınması gerektiği bir kez daha vurgulanmıştır. 
    
15 Temmuz 2011 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirilen Libya Temas Grubu toplantısının sonuçları da değerlendirilmiş, Libya'da barış ve istikrarın tesis edilmesini teminen kapsayıcı bir siyasi süreç başlatılmasının elzem olduğunun altı çizilmiş, gerek siyasi sürecin önünün açılması, gerek Libya halkına insani ve kalkınma yardımı sağlanması amacıyla Türkiye tarafından yürütülen çalışmalar gözden geçirilmiştir." 
    
Bildiride, Somali'de yaşanan güvenlik sorunları ve kuraklığın yol açtığı kıtlığın beraberinde getirdiği sorunların da ele alındığı, Türkiye'nin zor durumdaki ülkelere yardım etmedeki öncü rolü ile uluslararası toplumun harekete geçirilmesi yönündeki samimi çabalarının da değerlendirildiği açıklandı.


NTV