Topkapı Sarayı'nda açılış töreni

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Topkapı Sarayı'nın silah teşhir bölümü, Matbah-ı Amire ve 4. avlu yapılarının yenilenmesine ilişkin konuşma yaptı.

Topkapı Sarayında açılış töreni
28 Ağustos 2011 Pazar 20:59 tarihinde eklendi, 1.149 kez okundu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Topkapı Sarayı'nın silah teşhir bölümü, Matbah-ı Amire ve 4. avlu yapılarının yenilenmesine ilişkin, "Tarihin emaneti olan ata yadigarı bütün bu eserler restorasyon çalışmalarıyla birlikte zamanın getirdiği olumsuz etkilerden tamamen arındırılmış oldu. Bu emanete sahip çıkmak bizim için en asli, en şerefli görevlerden bir tanesiydi. Bunu başarmanın mutluluğu içindeyiz" dedi. 
    
Erdoğan, Topkapı Sarayı'nda yenilenen Silah Teşhir Bölümü ve 4. avlu yapıları ile restore edilen Matbah-ı Amire'nin açılışında yaptığı konuşmada, sadece İstanbul'un değil, Türkiye'nin de göz bebeği olan Topkapı Sarayı'nda şu ana kadar sürdürülen restorasyon çalışmalarının yeni bir aşamasında yenileme çalışmaları tamamlanan çeşitli bölümlerin açılacağını belirtti. 
    
Bu bölümlerden birinin Silah Teşhir Bölümü olduğunu belirten Erdoğan, 350 metrekarelik sergi alanına sahip bu bölümde Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren kullanılan silah ve benzeri eserlerin sergilendiğini ifade etti. 
    
Yenilenen ve restorasyonu yapılan yerlerin sadece ülkemize, milletimize değil tüm insanlığa hayırlı olmasını dilediğini belirten Erdoğan, 4. avlu yapılarının da yenilendiğini belirterek, bu yapılar içinde Revan ve Kara Mustafa Paşa Köşkleri, Sofa Camisi, Lala Bahçesi ve Sünnet Odasının da var olduğunu kaydetti. 
    
Matbah-ı Amire'nin de onarımının bittiğini, teşhir-tanziminin tamamlanmasınından sonra bu bölümün de hizmete açılacağını ifade eden Erdoğan, şunları dile getirdi: 
    
"Tarihin bize bir emaneti olan ata yadigarı bütün bu eserler restorasyon çalışmalarıyla birlikte zamanın getirdiği olumsuz etkilerden tamamen arındırılmış oldu. Bu emanete sahip çıkmak bizim için en asli, en şerefli görevlerden bir tanesiydi. Bunu başarmanın mutluluğu içindeyiz. Bu yapılar, bu yapıların içinde sergilenen bütün bu eserler, bizim toplumsal hafızamızın canlı birer numunesidir. Burada dolaşırken insanın kendisini tarihin sayfaları arasında dolaşıyormuş gibi hissetmemesi mümkün değil. 
    
Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde hem İstanbul'un fethini müjdelemiş, hem de o fethi gerçekleştirecek olan kumandanı ve orduyu hayırla anmıştır. İşte İstanbul'u fetheden o şanlı ordunun çeşitli dönemlerde kullandığı silah ve diğer savaş malzemeleri de bugün burada layık olduğu şekilde sergileniyor. Her yaştan insanlarımızın, ama özellikle de genç kuşaklarımızın gelip bu paha biçilemez tarih dersini buradan almaları lazım. Tarihi öğrenmede, bir tarih şuuruna sahip olmada elbette kitapların yeri çok önemli. Ama tarihi sadece kitaplardan öğrenmek de yeterli değil. 
    
Asırlar öncesinden bugünlere kalan bu eşsiz mirası yerinde görmek, bizzat kendi atmosferi içinde bu eserleri tanımak ve incelemek de gerekiyor. Kitaplara aktarılması belki de imkansız olan bu tecrübeyi yaşamak, bu havayı gelip burada solumak lazım. O bize farklı bir güç ve geleceğe ayrı bir özgüven katacaktır. Yavrularımıza ayrı bir özgüven katacaktır. Topkapı Sarayı'nın her bir köşesi bu manada bir hazine değeri taşıyor. İstanbul adeta yaşayan bir tarih şehri, bir müze şehir. Toplumlar için bundan daha değerli bir servet olamaz, bunun kıymetini iyi bilmemiz lazım." 
    
Bütün bu yenileme çalışmalarını bu çerçevede değerlendirdiklerini ve bu yüzden çok önemsediklerini de anlatan Erdoğan, artık sarayın içinde ücrete dayalı lansman yapılmayacağını da belirtti. 
     
-Yabancılar tarafından talan- 
     
"Tarih ucuz değil, tarih bedelsiz" diyen Erdoğan, geçmişte çok suistimaller yapıldığını, bu suistimallerin belinin kırılması gerektiğini söyledi. 
    
Erdoğan, "Bu ülke büyük bir ülke, bu devlet, bu millet büyük bir millet. Dolayısıyla biz bu değerlerimizi asla ucuza değişemeyiz" dedi. 
    
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: 
    
"Üzülerek ifade edeyim ki ülkemizin sahip olduğu değerleri korumakta yakın zamanlara kadar çok başarılı bir mücadele ne yazık ki verilememiş. Bizim coğrafyamız birçok medeniyetlerin kendine yurt edindiği, eserler, izler bıraktığı bir coğrafya. Ama maalesef dönem dönem bu miras yabancılar tarafından talan edilmiş, buralardan kaçırılmış, kimisi İngiltere'de, kimisi Almanya'da, dünyanın değişik yerlerinde bu eserlerimiz var. Şimdi bunları yavaş yavaş bulup tekrar ülkemize getirmenin mücadelesini veriyoruz. 
    
Bugün Avrupa'nın pek çok büyük müzesinde bu topraklara ait eserler sergileniyor. Bu eserler bulundukları müzelerin en önemli, en prestijli eserleri arasında gösteriliyor. Nice mücadelelerle bu eserlerin ancak bir kısmı ait oldukları topraklara geri döndürülebildi. Diyeceğim o ki eğer siz elinizdeki hazinelerin değerini yeterince bilmezseniz, birileri o değerin farkına varıyor ve elinizden alıyor. şu veya bu yolla bunları kaçırıyorlar.