Turizmde 7 sıradayız

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye'nin dünyada şu an turizmde 7. sırada olduğunu ifade etti.

Turizmde 7 sıradayız
27 Temmuz 2011 Çarşamba 23:04 tarihinde eklendi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye'nin dünyada şu an turizmde 7. sırada olduğunu ifade eden Günay, "Önümüzde Amerika ve Çin var, kıta olarak. İngiltere ile başa başız neredeyse. Önümüzde Fransa, İtalya ve İspanya var. Bunlardan başka hiçbir ülke yok. Mademki biz bu düzeydeyiz, artık bizim turizm alanında attığımız her adım dünya standartlarının üzerinde olmalıdır" dedi. 
    
"Müzekart+" ve "Museum Pass İstanbul" kartlarının tanıtımı dolayısıyla İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde düzenlenen törende konuşan Günay, Türkiye'nin dünya turizminde önemli bir ülke haline geldiğini ve bunun gereklerini yerine getirmeye çalıştıklarını söyledi.
    
Türkiye'nin dünyada şu an turizmde 7. sırada olduğunu ifade eden Günay, "Önümüzde Amerika ve Çin var, kıta olarak. İngiltere ile başa başız neredeyse. Önümüzde Fransa, İtalya ve İspanya var. Bunlardan başka hiçbir ülke yok. Mademki biz bu düzeydeyiz, artık bizim turizm alanında attığımız her adım dünya standartlarının üzerinde olmalıdır. Bu standartları yakalamış ve onların üzerine çıkmış olmalıdır" diye konuştu. 
    

Günay, Türkiye turizminin bir başarı öyküsü olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
    
"Ama biz Türkiye turizminin hem ülke düzeyindeki yaygınlığını hem mevsimler içerisindeki süresinin uzunluğunu hem de sunum zenginliğini artırmaya çalışıyoruz. İşin içine daha çok sanatı, kültürü katmaya çalışıyoruz. Son birkaç yıl içinde özellikle bu alanda çalıştık. Türkiye'nin kültürünü ayağa kaldırmaya, kültür mekanlarını daha sağlıklı hale getirmeye ve bu anlayışla da Türkiye turizmini dünyada farklı bir marka konumuna taşımaya çalışıyoruz. Müzeler alanında son yıllarda başarılı adımlar attık. Bunlar sadece bizim keşfimiz değil, dünyada yapılan şeyler. Bizim de yapmamız gerekiyordu. Müzekart ile başladık. 2 milyon 200 bin olmuş. Çok daha fazla insanımızın gündemine artık müze kavramı girmeye başladı. Eskiden müzeler, ören yerleri bu kadar konuşulur muydu bilmiyorum ama son zamanlarda bu tartışmanın yoğunlaşmasından son derece zevk alıyorum." 
    
Önceleri Avrupa'daki müze mağazalarını görünce imrendiğini, "Neden bizim de yok" dediğini dile getiren Günay, "Şimdi ise çeşitli armağanlar alabileceğimiz, Avrupa'daki dostlarımıza hediye edebileceğimiz, kitaplığımıza ve masamıza koyabileceğimiz objeler satılmaya başlandı. Özel sektörden yüzlerce kişiyle anlaşmalar yapıyoruz. Yurt dışından gelen ucuz imalatlar yerine, ülke ismi zikretmiyorum, ucuz yabancı mallar yerine, yani ambalaja konulduğunda neredeyse dağılacak haldeki ürünler yerine, yıllarca taşınabilecek ürünleri biz de üretiyoruz. Üretimi ve geleneksel el sanatlarını destekliyoruz" şeklinde konuştu. 
    
Günay, 9 olan müze mağazası sayısının 49'a yükseldiğini, hepsinin denetiminin kendilerinde olduğunu belirtti. 
     
-BOĞAZKÖY SFENKSİ- 
     
Bütün bunlarla ülke kültürüne daha fazla sahip çıkıldığının dünyaya anlatıldığını, dünyada da bunun karşılığının alındığını ifade eden Günay, bugün bunun güzel bir örneğinin yaşandığını kaydetti. 
    
Günay, 1900'lü yılların başında Türkiye'de çalışan arkeologların on binlerce tableti bakım, inceleme ve restorasyon için yurt dışına götürdüğünü, bunların önemli bir kısmının 1930'lar ile 80'ler arasında geri alındığını anlatarak, şunları kaydetti: 
    
"Ama en önemli parçalardan birisi, 95 yıldan bu yana Almanya'da kalmış. Boğazköy Sfenksi. Restore edildikten sonra Berlin Müzesi'ne monte edilmiş ve orada kalmış. 90'lı yıllardan sonra talep edilmiş ama bir sonuç alınamamış. Son birkaç yıl içerisinde bu konuda ilgili arkadaşlarımız ve ben kararlı bir şekilde bunu talep ettik ve bunun iade edilmesi için gerekli adımları atmaya çalıştık. Kararlı bir tavır sergiledik ve nihayet bu yılın Mayıs ayında iadesine dair anlaşma imzaladık. 3 arkadaşımız oraya gittiler ve yerinde çalışma yaptılar. Her türlü önlemi alarak bütün bir halde oradan aldılar, ambalajladılar, bir de kopyasını aldılar. Bu arada, gitmişken, Nemrut'tan götürülen aslanlı horoskop vardı, onun da aslı bizde ama ciddi biçimde tahrip olmuş, orijinal bir kopyasını aldılar, getirdiler, bunu bonus olarak söylüyorum. Bunları bu gece sabaha karşı Türkiye topraklarına getirdik." 
    
Günay, sfenksin şu an Arkeoloji Müzesi'nde olduğunu, burada rehabilite edilip, konservasyon çalışmaları yapıldıktan sonra Hattuşaş'a götürüleceğini söyledi. 
    
Bitkilerin canı olduğunu, kayaların, taşların da canı olduğunu düşündüğünü ifade eden Günay, şöyle devam etti: 
    
"3 bin 500 yıldır o topraklardaymış sfenks. 3 bin 500 yıl önce yapılmış ve Anadolu toprağına bir şekil vermiş. Sonra 100 yıl önce koparılmış, götürülmüş. Şimdi koparıldığı topraklara geri dönüyor. Bence Çorum toprakları çok sevinecek. Hattuşaş'ın Dünya Miras Listesi'ne girişinin 25. yılı vesilesiyle Kasım ayının sonuna doğru Çorum Müzesi'ne götüreceğiz. Biz çok güzel müzeler yaparsak, müzelerimize daha fazla sahip çıkarsak, Türkiye turizmini emsalsiz deniz kıyılarının yanı sıra kültür ve sanatla zenginleştirirsek, bunları dünyadan isteme ve alma hakkımız ve imkanımız doğacaktır. Şimdi bunu yapmaya çalışıyoruz." 
    
Bakan Günay, başka bir müjdesi daha olduğunu kaydederek, "Perge'de bir belden altı heykel buluntumuz vardı. Sonra baktık ki bunun üstü Boston Müzesi'nde. Nasıl gitmiş olabilir? Biz vermedik, herhangi bir izin, ferman yok. Bu da çalıntı. Peşine düştük. Şimdi onun anlaşmasını da imzaladık diyebiliriz. Umutla söylüyorum. Bu yılın sonu itibarıyla 'Yorgun Herakles' dedikleri heykelin üst tarafı da topraklarımıza dönecek ve Perge'deki heykel tamamlanmış olacak" diye konuştu.