"Türkiye’de milli ve manevi değerler tahrif edildi"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türkiye’de milli ve manevi değerler tahrif edilmiş, milli birlik zedelenmiş.

Türkiyede milli ve manevi değerler tahrif edildi
01 Mart 2014 Cumartesi 17:42 tarihinde eklendi.

Toplumsal doku aşınmaya başlamış, büyük bir tahrik ve kışkırtma topluma yayılmış. Türkiye Oslo’dan İmralı’ya, İmralı’dan Diyarbakır ve Kandilli’ye kadar uzanan bir müzakere süreci içinde bölünmenin eşiğine getirilmiştir.” dedi.

Balıkesir’de partililere hitap eden Bahçeli, şunları söyledi: “Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu iktidar gücünü medya ve basın üzerinde de sürdürmüştür. Medya ve basın, demokratik toplumlarda dördüncü kuvvet olarak algılanmaktadır. Var olan medyayı baskı altına almış, kendisine yandaş yapmış. Bazılarını ise kendi yandaşlarıyla kurdurmuş, medyanın patronu olmuş.

Öte yandan da bazı medyaları baskı yoluyla kendisine hizmet ettirecek bir kuvvete erişmeye çalışmıştır. Hepiniz hatırlayacaksınız bunun en son örneği, herhangi bir açıklama, herhangi bir parti faaliyeti Recep Tayyip Erdoğan’ı incitmiş, kırmış, üzmüş veya eleştirmişse, yeni bir ifadeyle 'Alo' demesi yeter olmuş. Onun karşılığında da, 'Emrin olur' demişler.

Hangi partiden olursak olalım, biz bu milletin evlatlarıyız. Bu ülkede yaşıyoruz. Demokrasiyle gelişmeye çalışıyoruz. Siyasi kurumlar, demokrasinin vazgeçilmez unsurları. Bunlara destek vere, kuran kişiler de bu hizmeti yürüten aziz milletin evlatlarıdır.

Dolayısıyla her partiye saygı gösteriyoruz ancak Türkiye’de bazı uygulamalar biraz önce söylediğim şekliyle gelişince halkın desteğiyle iktidara gelmiş olanlar, sevgiyi ve gücü gördükçe kerameti millette değil, kendilerinde aramaya başlıyorlar. Böylelikle, 'Her şeyi ben bilirim. Her şeyi ben yaparım. Benim dediğim olacaktır. Buna itiraz edenleri de ezer geçerim.' felsefesine ve davranış bozukluğuna kapılmaktadır.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan, işte böyle bir hataya düşmüştür. Milletin kendisine vermiş olduğu desteği yanlış anlamış, 'Her şeyi ben yapıyorum. Bu millet benim arkamdan geliyor. Ortadoğu’da namım, şöhretim Köroğlu’nu bile geçmiştir. Orada padişah diyorlar, sultan diyorlar.

Türkiye’de ise tek adam demeye başlıyorlar.' İşte halet-i ruhiye, güç alanı yaratmayı ve onu korumayı sürekli ister hale geliyor ve güç alanı yarattıkça da artık kendisinden başka kimsenin olamayacağını, tek adam olarak Türkiye‘yi yönetmeye ve demokrasiyi de istismar edip otoriter bir davranışa doğru yönelmeye başlıyor. Bu güç çılgınlığı, Recep Tayyip Erdoğan’ın ayaklarını yerden kesmiş. Zaten ya havaalanında görüyorsunuz ya da havada görüyorsunuz.

Bütün Türkiye’yi karıştıran, Türkiye’nin değerlerini sarsan değişim ve dönüşüm safsatasıyla Türkiye’yi farklı noktalara sürükleyen demeçlerin hepsi, yandaş medya mensuplarıyla havada seyahat ederken; orada konuşuyor, ertesi gün de 'alo' ile medyanın alayına yayılıyor. Böyle bir Türkiye nereye gidebilir? Böyle bir Türkiye’nin sonucunda halkımız mutlu ve huzurlu olabilir mi? Türkiye, sosyal ve ekonomik yönden önemli problemlerle karşı karşıya.”


CİHAN