"Türkiye'de parlamenter sistem felç edilmiştir"

CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan HYSK yasasıyla Türkiye’nin bir hukuk devleti olmaktan çıktığını savundu.

Türkiyede parlamenter sistem felç edilmiştir
26 Şubat 2014 Çarşamba 18:07 tarihinde eklendi.

Toptaş, endişelerin giderilemediğini, yargının yürütmenin emrine girdiğini, kuvvetler ayrılığının kalmadığını, parlamenter sistemin felç edildiğini belirtti. Toptaş, "Artık yargıda yürütmeye bağlanmıştır.

Zaten yasama yürütmeye bağlıydı. Yukarı ne hazırlanırsa aşağıda parmak hesabıyla zaten geçiyor. Öyleyse yasama yürütmeye bağlıdır. Fiilen Cumhurbaşkanı da yürütmenin başı olarak Sayın Başbakan'la paralel götürmektedir bu işi. Sayın Başbakan'ın talimatlarını onay makamı gibi bir hal almıştır vatandaşın gözünde." dedi.

Yasama, yargı, yürütmeye bağlı bir tek adam diktatörlüğünün bütün yasal koşullarının oluşturulduğunu belirten Toptaş, vatandaşın kafasında sıkıştığı zaman, zorda kaldığı zaman ‘yargıya giderim’ algısının da yok edildiğini anlattı. Toptaş, “Vatandaşlar ‘hakimler var’, ‘savcılar var’ diyordu. Şimdi diyebilir mi bilemiyorum. Hakkını hukukunu aramak için şimdi AK Parti ilçe başkanlıklarına başvuracaklar herhalde.” diye konuştu.

"YASADA DEĞİŞLEN BİR ŞEY YOK"

Yasayla birlikte Adalet Bakanı’nın hakimler ve savcılar üzerinde istediği tasarrufa sahip olduğunu ifade eden Toptaş, HYSK’nın ona göre düzenlenip dizayn edildiğini, artık yargının tamamen yürütmenin tasallutu altına girdiğini dile getirdi.

Yasayla bunlardan hiçbirisinde geri adım atılmadığını, teftiş soruşturma disiplin konularında hiçbir değişiklik olmadığını, hakimlerin ve savcıların baskı altına alınmasına yönelik hükümlerin aynen korunduğunu kaydetti. Toptaş, şunları söyledi: "Kurul başkanı, Adalet Bakanı hangi dairede hangi üyelerini tamamlayıcı ve asil olarak görev yapacağını belirler.

Yani daire üyelerini başkan belirler diyor. Başkan hangi üyelerin hangi dairede konumlanacağını belirledikten sonra o daireden iki kişiyi de rahatlılık maniple ederek kendi istediği adaylar olarak çıkarır ve bunlardan istediği birisini daire başkanı yapar.

Daire başkanı istediği hakim ile ilgili olarak soruşturmayı engelleyebilir. İstediği hakim ve savcı hakkındaki soruşturmayı da sürdürebilir. Bizim bu yasayla ilgili en büyük sıkıntımız; hakimlerin ve savcıların zabtı rabt altına alınması ve soruşturma tertibine maruz bırakılması konusuydu. Bu konuda çok fazla bir değişiklik yok."

"CUMHURBAŞKANI BAŞBAKAN'LA PARELEL ÇALIŞIYOR"

Toptaş, Cumhurbaşkanı'nın da bu konuda tutumunu son derece garip bulduğunu kaydetti. Toptaş, şu değerlendirmelerde bulundu: "Anayasaya aykırı maddeleri gördüm, Adalet Bakanıyla görüştüm, uyarılarımı yaptım, düzenlemeler yapıldı' diyor. Ancak düzenleme yapılmayan konular var.

Bu konularla ilgili Sayın Cumhurbaşkanı ‘Anayasa Mahkemesine gönderdim’ diyor. Sen bir Anayasa'ya aykırılık görüyorsan bunu veto etmek yerine Anayasa Mahkemesine havale etmekle bir amaç güdüyorsun demektir. Bu amaç yürütmenin Recep Tayyip Erdoğan’ın güttüğü amacın aynısıdır. Yani Anayasa Mahkemesi burada aykırı maddeleri iptal bile etse bu hükümler iptal edilip yeniden meclise geri gelinceye kadar ‘Atı Alan Üsküdar’ı geçmiş’ olacaktır.

Adalet Bakanlı bu konuda bütün tasarrufları ele geçirmiştir. Açıkça söylüyorum yandaş olarak gördüğü kendisine yakın, kendisinin istediği gibi karar çıkartabileceği hakim ve savcıları istediği yere görevlendirebilecek daire kompozisyonu oluşturmaktır."

"YARGIYA GÜVEN DE KALMADI"

MHP Afyonkarahisar Milletvekili Kemaletin Yılmaz da Cumhurbaşkanın toplumun beklentileri görerek kendisine yakışır bir şekilde karar vermediğini söyledi. Yılmaz, “Anayasa Mahkemesi’nde yasa bozulsa bile icraatlar meşru zemine oturmuş olacak. Karar verinceye kadar her şey değişmiş olacaktır. Ancak, biz bu icraatları çok titiz bir şekilde takip edeceğiz.

Yasayla birlikte HSYK’nın bütün personelinin görevleri sona ermiş oldu. Adalet Bakanı’na çok geniş yetkiler getirildi. Bakanın daire başkanını belirlemesi ve teftiş kurulu üzerindeki yetkileri de arttırıldı. Genelge ve yönetmelik çıkarma yetkisi de bakana verildi.

Türkiye Adalet Akademisi’nin yapısı da kökten değiştirildi. Eğitimler konusunda esas belirleyici Adalet Bakanı haline geldi.” şeklinde konuştu. Yılmaz, Türkiye’nin bu yasalarla birlikte tekrar temel hak ve özgürlükler, demokratik işleyiş ve parlamenter sistemde eski Türkiye’ye doğru dönüş yaptığını, vatandaşında bu aşamadan sonra yargıya güveninin de kalmadığını anlattı.


CİHAN