Türkiye’deki tek uçurtma müzesi ziyaretçilerini bekliyor

ÇOĞUMUZUN çocukluğunun bir parçası olan uçurtmayı yaşatabilmek ve gelecek nesillere aktarabilmek için 2005 yılında kurulan Türkiye’nin ilk ve tek uçurtma müzesi "‘Üsküdar Belediyesi Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi" 28 ülkeden toplanmış 2500 ‘e yakın parçadan oluşan koleksiyon ile ziyaretçilerini ağırlamayı bekliyor.

Türkiyedeki tek uçurtma müzesi ziyaretçilerini bekliyor
23 Mart 2017 Perşembe 10:44 tarihinde eklendi.
Koleksiyonun 1200'ünü uçurtma diğerlerinin ise uçurtma ile ilgili yayın ve değişik objelerden oluştuğunu belirten İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı ve Avrupa Sportif Uçurtmacılık Federasyonu (STACK) Türkiye Milli Direktörü Mehmet Naci Aköz, “Buraya gelen gruplar genelde okul grupları geliyor. Toplam bir saatlik bir program yapıyoruz. Bir saatlik programın ilk yarım saatinde binamızın alt katında atölye bölümleri var. Oraya gelen öğrencilerimize malzemeler veriyoruz. Uçurtma öğretmenlerimiz var. Bunlar uçurtmanın nasıl yapıldığını anlatıyorlar. Çok eğlenceli bir şekilde herkes kendi uçurtmasını kendisi yapıyor “ dedi.
 
 
Türkiye’de artık bir oyun kültürü haline gelen ve birçoğumuzun çocukluğunun bir parçası olan uçurtmayı yaşatabilmek ve gelecek nesillere aktarabilmek için, İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı Mehmet Naci Aköz öncülüğünde bir araya gelmiş uçurtma gönüllüleri tarafından metaryalleri 1986 yılından itibaren toplanmaya başlanan ve 2005 yılında kurulan Üsküdar Belediyesi Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi, ziyaretçilerine haftada 6 gün kapılarını açıyor. Uncular Caddesi Bakıcı Sokak’ta, iki katlı 500 metrekarelik bir alanda faaliyet gösteren müzede, dünyanın 26 ülkesinden toplanmış 2 binden fazla uçurtma ve uçurtma ile ilgili malzeme sergileniyor. Müzede 2 ayrı müze salonu, 3 uçurtma atölyesi alanı, 1 okuma salonu ve film kulübü bulunuyor.
 
 
DÜNYADAKİ UÇURTMA KÜLTÜRÜNÜ ÖĞRENİYORLAR
 
Pazartesi- Cumartesi günleri arasında ziyarete açık olan müzeyi, uçurtmaya gönül vermiş her yaştan ziyaretçi gezebiliyor. Ücretsiz olan müze gezisinde, ziyaretçilere iki ayrı salonda sergilenen ve hepsi birbirinden görkemli uçurtmalarla birlikte, geldikleri ülkelerin uçurtma kültürleri de tanıtılıyor. İsteyen ziyaretçi uçurtmaları yakından inceleyebiliyor ve hatıra fotoğrafı çektirebiliyor.
 
 
KENDİ UÇURTMALARINI YAPMAYI ÖĞRENİYORLAR
 
Müzenin sunduğu hizmetlerden biri de uçurtma atölyesi. Ziyaretçiler, hemen alt katta bulunan atölyede, uzman uçurtma eğiticileri nezaretinde uçurtma yapmayı öğreniyor ve kendi uçurtmalarını yapmanın mutluluğunu yaşıyor. Atölyede yaklaşık 1 saat süren uçurtma eğitimi için ücret talep edilmiyor. Ziyaretçiler sadece kullandıkları uçurtma malzemesinin parasını ödüyor. Atölye eğitiminin sonunda uçurtmalarını yapanlara takdir belgeleri veriliyor.
 
 
UNLA SUYU KARIŞTIRARAK MACUN YAPARDIK
 
İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı ve Üsküdar Belediyesi Mahmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi Kurucusu Mehmet Naci Aköz, müzelerinin dünyadaki 18 uçurtma müzesinden biri olduğunu belirterek, şunları söyledi: 
 
 
“Türkiye’deki tek müze. Müzemizde özellikle Uzakdoğu ağırlıklı olan ürünler var. Bu ürünler için özellikle aldığımız sorulardan bir tanesi ‘Bunları nasıl topladın?’ oluyor. Bunları bizim İstanbul Uçurtmacılar Derneği üyeleri çeşitli uluslararası festivallere katılıyor, çoğuna ben gidiyorum. Bu gittiğimiz uluslararası uçurtma festivallerinde kendi kültürümüz olan ‘Türk uçurtması’ dediğimiz altıgen uçurtmalarının uçurtulmasını sağlıyoruz hem de her gittiğimiz ülkelerden de değişik uçurtmalarla geliyoruz öyle topluyoruz. Bizim çocukluğumuz, ben 1958 doğumluyum. Çocukluğumuzda biz babalarımızdan para alamazdık uçurtma yapmak için o zaman imkanlar yoktu. Kendi uçurtmalarımızı kendimiz yapardık. Unla, suyu karıştırırdık macun yapardık. Sonra gazete kağıdı ve ağacın dallarından uçurtma üretirdik. Biz istiyoruz ki şimdiki çocuklar bunu yapmasın.”
 
 
TİYATRAL DİL KULLANARAK İNTERAKTİF BİR ŞEKİLDE UÇMA KÜLTÜRÜNÜ ANLATIYORUZ 
 
Uçurtmanın çok özel bir ürün olduğunu ifade eden Aköz, şöyle devam etti:
 
 
“Uçurtmayı yaptığınız zaman mutlaka onu doğaya çıkartacaksınız, yeşil alana çıkartacaksınız, orada rüzgarı göreceksiniz, güneşi göreceksiniz. Çocuk gözüyle bakıyorum o rüzgar, güneş, yeşil alan orada çocuğun yaptığı performans o çocuğa gerçekten unutulmaz bir anı verecek. Hem de çocuğun doğa ile haşır-neşir olması sağlanacak. Bu anlamda uçurtmanın özel bir şey olduğunu düşünüyoruz. Buraya gelen gruplar genelde okul grupları geliyor. Toplam bir saatlik bir program yapıyoruz. Bir saatlik programın ilk yarım saatinde binamızın alt katında atölye bölümleri var. Oraya gelen öğrencilerimize malzemeler veriyoruz. Uçurtma öğretmenlerimiz var, uçurtmanın nasıl yapıldığını anlatıyorlar. Çok eğlenceli bir şekilde herkes kendi uçurtmasını kendisi yapıyor. Üç yaşındaki çocuk dahi yapabiliyor destek alarak. İkinci bölümde müze kısmına geliyor öğrenciler burada sandalyeye oturuyorlar. Tavan, duvar yer her yer uçurtma dolu burada tamamen tiyatral dil kullanarak interaktif bir şekilde uçma kültürünü anlatıyoruz. Hem kendi oyuncağını yapmış oluyor hem bir aktivite yapmış oluyor. Hem de bir sonraki adımda sokakta oynayacağı uçurtmayı götürmüş oluyor. Burası mutlaka çocukların gezmesi gereken bir yer. Sadece çocuklarla ilgili değil yetişkinlerin de mutlaka görmesi gereken bir yer. “
 
 
TANRI GANAŞİ FİGÜRLÜ VE BİTKİLERDEN YAPILMIŞ UÇURTMALAR
 
Müzede değişik ülkelerden toplanmış çok sayıda uçurtma olduğunu belirten Aköz, “Müzemizde değişik ülkelerden toplanmış ürünler olduğundan bahsettim. Bunlardan bir tanesi hemen arka tarafımda duran Hindistan’dan gelmiş Hinduların inanışına göre ‘tanrı ganaşi’ dedikleri bereket tanrısı olan bir uçurtmanın sembolü var. 2011 senesinde bizimde katıldığımız festivalde birinci seçildi. Biz ertesi gün satın aldık, müzemize kazandırdık. Çok özel bir uçurtma: Boncuklarla yapılmış çok ağır bir uçurtma. Siri Lanka’dan gelmiş bir uçurtma var tamamen bitkilerden yapılmış kuş şeklinde bir uçurtma. Uçurtma yapmak için illaki bir kağıt ya da naylon olmasına gerek yok. Kağıt, kumaş olabilir çok doğal ürünler olabiliyor” dedil.
 
 
FESTİVALDE 60 METREKARE BÜYÜKLÜĞÜNDE DEV TÜRK BAYRAĞI
 
20-21 Mayıs’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilecek olan 5. Uluslararası Uçurtma Festivali’ne Uzakdoğu ülkeleri ağırlıkta olmak üzere Çin, Hindistan, Siri Lanka, Tayland. Vietnam, Yeni Zelanda, Amerika, Almanya, İngiltere pek çok ülkden 40 yakın ünlü profesyonel uçurtmacı festivale katılacağını belirten Aköz, , “Devasa uçurtmalarla geliyorlar Türk halkı gerçekten çok ilginç şimdiye kadar görmediği bırakın birebir görmeyi belki haberlerde bile görmediği devasa uçurtmalar görecek. Bizim de onunla ilgili bir hazırlığımız var. 20-21 Mayıs’ta festival logolu 15 bin uçurtma dağıtılacak ekip onu hazırlıyor. Festivalde yine Türkiye’de ilk kez uçurtulacak 60 metrekare büyüklüğünde dev bir Türk bayrağı uçurtulacak. Dünyanın en büyük uçurtmalarının üretildiği Yeni Zelanda’da siparişi verildi yapılıyor. Muhtemelen 100 kişi falan onu tutup zapdedebilecek. Festivalin gözdesi olacağını düşünüyorum.”
 
 
M.Ö 300 YILINDA ÇİN’DE ORTAYA ÇIKIYOR
 
Uçurtmanın tarihinden de bahseden Aköz, şöyle konuştu:
 
 
“Uçurtmanın çok müthiş bir tarihi var. Özellikle batı tarihi çok önemli. İki tane örnek vereyim. 1572 yılında Benjamin Franklin diye bir adam uçurttuğu bir uçurtma sayesinde yağmurlu bir havada şimşeğin içindeki statik elektriği bulmuş. Bilimsel bir olay bunun gibi bir sürü örnek var. Bir başka örnek Graham Bell kardeşler onlar da uçağa giden yolu uçurtma ile açmışlar. Uçurtma Çin'de M.Ö. 300 yılında ortaya çıkıyor. 1295 yılında Malaya adalarında satın alınıp Marco Polo tarafından Hollanda’ya getiriliyor ve batı tanıyor. Bizim topraklarımıza 15.yüzyılın sonralarında geliyor. Elimizdeki kitaplardan aktarıyorum bunları 1582 yılında padişah 3. Murat çocuğunun sünnet düğününde Sultanahmet’de at meydanında simurg kuşundan bir uçurtma uçurmuş sünnet düğününün eğlencesi içinde. Saray Merasimleri isimli kitapta ise 15 ve 17. yüzyılı anlatıyor ‘Ramazan eğlencelerinde teravih namazından çıkan çocuklar kandil uçurtmalarını hazırlar ve gökyüzüne salarlardı’ diyor. Benim kuşağımın bildiği fener uçurtmalarından bahsediyor. Dört kanatlı içi kutu gibi olan içine küçük gaz yağdanlığı koyup uçurulan kuyruksuz uçurtmadır. Ondan bir tane de müzemizde var. “ dedi.