UÇAKTA muhabbet !...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle başkanlık sistemi ve hükümetle görüş ayrılıkları konusunda dikkat çekici değerlendirmeler yaptı: ''Ben başkanlık sisteminin bu sürece güç katacağına inanıyorum. Seri karar almak, çok daha çabuk netice almayı getirecektir. Bizdeki sistemde karar süreci süratle işliyor dersek kendimizi aldatırız. Başkanlık, belediye başkanlığımdan beri

UÇAKTA muhabbet !...
27 Ocak 2015 Salı 10:21 tarihinde eklendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle başkanlık sistemi ve hükümetle görüş ayrılıkları konusunda dikkat çekici değerlendirmeler yaptı: ''Ben başkanlık sisteminin bu sürece güç katacağına inanıyorum. Seri karar almak, çok daha çabuk netice almayı getirecektir. Bizdeki sistemde karar süreci süratle işliyor dersek kendimizi aldatırız. Başkanlık, belediye başkanlığımdan beri savunduğum bir tezdir. Ahmet Bey için de (Başbakan Davutoğlu) savunulacak en önemli tezlerden bir tanesidir.''
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somali dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. “Biz yeni bir Irak olsun istemiyoruz. Nedir bu? Kuzey Irak... Şimdi de Kuzey Suriye doğsun! Bunu kabullenmemiz mümkün değil. Burada Türkiye olarak üzerimizdeki yükün ağır olduğunun bilincindeyim, biz buradaki duruşumuzu korumak zorundayız. Aksi takdirde Kuzey Irak’tan sonra burada da bir Kuzey Suriye... Bu oluşumlar gelecekte büyük sıkıntılara yol açacaktır” diyen Erdoğan’a sorular ve yanıtları özetle şöyle:
 
AYNEN IRAK’TA OLAN OLUR
 
Türkiye’nin Suriye politikasında uluslararası kamuoyunu harekete geçirecek bir açılım düşünülüyor mu?
Bizim Suriye’ye yönelik politikamız bellidir. Bunun üzerinde asla oynama yapmayı düşünmüyoruz. Bizim hedefimiz rejimdir. Esed rejimi ile Suriye’de bu iş devam etmez. Oradaki muhalif güçler de bunu defaatle açıkladılar. Ben Biden ile görüşmemde de söyledim, Sayın Obama ile görüşmemde de söyledim: 3 şeyin hallolması gerekiyor. Bir, ‘uçuşa yasak bölge’. İki, ‘güvenli bölge’. Üç, ‘eğit-donat’. ABD eğit-donata geliyor, diğer ikisine yanaşmıyor. Ayrıca rejim hedefli bir harekete yanaşmıyor. Şimdi hedefinde o yokmuş. Zaten o olmadıktan sonra burada çözüm olmaz ki. Burada ne olur? Aynen Irak’ta meydana gelen olur. Biz yeni bir Irak olsun istemiyoruz. Nedir bu? Kuzey Irak... Şimdi de Kuzey Suriye doğsun! Bunu kabullenmemiz mümkün değil. Burada Türkiye olarak üzerimizdeki yükün ağır olduğunun bilincindeyim, biz buradaki duruşumuzu korumak zorundayız. Aksi takdirde Kuzey Irak’tan sonra burada da bir Kuzey Suriye... Bu oluşumlar gelecekte büyük sıkıntılara yol açacaktır.
 
AFRİN-KOBANİ-KAMIŞLI MANİDAR
 
Bir de şu boyut da var, yani Afrin, Kobani, Kamışlı, bu şeritte böyle bir düzenlemenin yapılması da manidardır. Çünkü biz onlara şunu söylüyoruz: ‘Niye Halep’e yönelmiyorsunuz?’ Halep’i hiç nazarı itibara almıyorlar. Sayın Obama’ya söyledim, ‘Niye sizin için Kobani bu kadar stratejik?’ Dedi ki, ‘Eğer buradan DEAŞ galip çıkarsa o zaman diyecek ki, ‘Biz koalisyon güçlerini mağlup ettik’. Orada yerleşik halk yok, 200 bin insan bizim tarafımıza geçti. Orada savaşçılar var. Dedik ki, ‘Şu bombaları atmayın, yanlış yaparsınız’. Maalesef bu görüşmeyi yapmamıza rağmen, bilmiyorsunuz 3 tane C-130 ile oraya ne gerekiyorsa attılar, yarısı DEAŞ’ın eline geçti. DEAŞ’ı kim besliyor o zaman? Iraklılarla konuştuğumuzda, Bunların Musul’da eline geçenler yeni silahlar, bunlar konvansiyonel silahlar, ağır silahlar, basit silahlar değil. Şimdi burada da benzer gelişmeyi görüyoruz, bu gelecekte sıkıntı doğurabilir, Halep bizim için ciddi önem arz ediyor. Rejim Halep’i bombalıyor. Halep’te 1 milyon 200 bin insan, tarih var, kültür var, medeniyet var. Gerçekten çok büyük bir tahribat. Temenni ediyorum ki Amerikalılar görüşlerini yeniden gözden geçireceklerdir. Ve işin doğru olanı bulunacaktır.
 
YÜZDE 10 İSTİKRAR İÇİN GEREKLİ
 
Selahattin Demirtaş ‘Yüzde 10 barajı yüzünden Meclis’e giremezsek Çözüm Süreci için iyi olmaz, gerisini devlet düşünsün’ diyor...
 
Bir siyasi partinin eşbaşkanı durumunda olan bir kişinin bu tür bir açıklama yapmasının hiçbir siyasi edebe sığması mümkün değildir. ‘Yüzde 10 barajını aşamayıp da barajın altında kalırsam, Çözüm Süreci akamete uğrar, farklı bir süreç başlar...’ Ya, Çözüm Süreci’nin akamete uğrayıp uğramamasının kararını sen mi vereceksin! Çözüm Süreci’nin akamete uğrayıp uğramayacağının kararını millet verecektir. Eğer seni yüzde 10’un altında bırakacaksa millet ne demiştir; ‘Çözüm Süreci’nden memnunuz, siz yolunuza aynı kararlılıkla devam edin’. Bu, bu demektir, ben bundan bunu anlıyorum. Çözüm Süreci için kesinlikle şu anda hükümetimizin kararlı bir şekilde yoluna devam etmesi lazım. Yüzde 10 barajı bir defa ülkemizin istikrarı için çok, çok önemlidir. Koalisyon hükümetlerinin olduğu dönemlerde hiçbir zaman yükseliş gelmemiştir, hep çöküş gelmiştir. Onun için bu dönemde de buradaki istikrar yüzde 10 barajındadır. 
 
GÖRÜŞME MECBURİYETİ YOK
 
HDP seçime parti olarak girer, barajı aşamazsa siyasi muhatap olma imkânını kaybetmiş olur mu?
Parlamentoda olduğu zaman siyasette muhatap olmak başkadır, parlamento dışında olduğu zaman muhatap olmak başkadır. Hükümet STK’larla görüşmeler yapıyor, değil mi? Onların da varsa bir STK’sı, istediği zaman davet edip görüşebilir, yoksa görüşme mecburiyeti diye bir şey ve hiçbir zaman da kalkıp ‘Biz parlamento dışındayız ama istediğimiz zaman yine masada oluruz” diye bir şart da koşamazlar. Çünkü STK’ların yapısında bu olamaz, STK’ların kanaatlerinden istifade etme hakkı hükümete aittir. Gerektiğinde bu görüşmeleri yapabilir.
 
‘Paralel’ için böyle demişler
Size karşı olan bize karşıdır
 
Afrika’da muhataplarınız ‘Paralel Yapı’nın okullarını kapatma talebinize nasıl bakıyor?
Söyledikleri şey şu: ‘Size karşı olan bize de karşıdır. Biz, size karşı olan her unsura tavrımızı kesinlikle koyarız.’ Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığımızın çalışmaları zaten devam ediyor. Milli Eğitim Bakanımız ile bu ülkelerin milli eğitim bakanları bir araya gelmek suretiyle hem buradaki eğitim öğretim sistemleri, yine istiyoruz ki bizim Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından eş olarak yürütülsün, burada aksamalar olmasın, ama bunlar da buraları bu tür girişimlerle kirletmesin.
 
 
Paralel Yapı’yla mücadelede sizdeki azim aşağıya doğru indikçe azalıyor mu?
 
1 Eylül 2015’te dershaneler kapanıyor. 1 Eylül’den sonraki süreçte ancak okul kurabilirlerse okul kurabilirler. Okullarda da kayıtlarda çok ciddi düşüşleri var. Ticari noktada ise şu anda Maliye Bakanlığımızın bu konular üzerinde ciddi manada hassasiyeti var, MASAK’ın ciddi manada hassasiyeti var. Ayrıca devletin yapılanması içinde bu örgüte kesin tavır var, atamalarda vesaire. Üçlü kararname ise bunlar biliyorsunuz sonunda bana geliyor. Bana geldiğinde bir defa en derin incelemeyi, araştırmayı yaptırıyorum. Ondan sonra nihai kararı veriyorum. Üçlü kararnamelerde de üst düzey atamalarda kolay kolay karar mercilerine gelemiyorlar, gelemeyecekler. Tabii bu 40 yıllık bir yatırım, 40 yıllık yatırımı 1 yılda çözmek, halletmek kolay değil. Onun için biraz zaman alacak. Kararlıyız. Gerek Sayın Başbakan’ın gerek hükümetin bu konudaki kararlılığını da biliyorum. Belediyelerde de sürekli olarak Sayın Başbakan bu ikazları sürekli olarak yapıyor.

DHA