Yargıda erkek hakimiyeti

Türkiye genelindeki 12 bin 24 hakim ve savcının yüzde 75,7'si erkeklerden, yüzde 24,3'ü de kadınlardan oluşuyor.

Yargıda erkek hakimiyeti
17 Kasım 2011 Perşembe 13:31 tarihinde eklendi.

 

Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun istatistiklerine göre, Türkiye genelindeki 7 bin 604 hakim ile 4 bin 443 savcının yüzde 75,7'si erkek, yüzde 24,3'ü ise kadın. 
     
Hakimler arasında 2 bin 558 kişi ile kadınların oranı yüzde 33,6 iken, savcılar arasında 370 kişi ile kadınların oranı yüzde 8,3. 
     
Adli yargıda, kadınlar hakim olarak yüzde 36,7, savcı olarak da yüzde 7,5 oranlarıyla temsil ediliyor. 
     
Danıştay üyelerinin yüzde 24,7'sini, tetkik hakimlerinin yüzde 39,5'ini, savcılarının yüzde 45,7'sini, Yargıtay üyelerinin yüzde 15'ini, tetkik hakimlerinin yüzde 34,9'unu, savcıların yüzde 13,4'ünü kadınlar oluşturuyor. 
     
İdari yargıdaki 167 kadın hakim, yüzde 18,7'lik bir orana denk gelirken, Anayasa Mahkemesinde hakim sınıfından raportör kadroda ise 5 kadın hakim yüzde 21,7'lik bir oran oluşturuyor. 
     
Toplamda yüzde 35,7 ile kadınların en çok yer aldığı yargı alanı Danıştay olurken, Danıştayı yüzde 25,3 ile Yargıtay, yüzde 24,1 ile adli yargı, yüzde 21,7 ile Anayasa Mahkemesi ve yüzde 18,7 ile idari yargı izliyor. 
     
-Hukukçu görüşleri- 
     
Konuya ilişkin AA muhabirinin görüştüğü İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi avukat Aydeniz Alisbah Tuskan, yargıda yüzde 24,3'lük kadın oranının, Türkiye şartlarında ve diğer mesleklerle karşılaştırıldığında çok kötü bir rakam olmadığını ifade etti. 
     
Savcılığı kadınların tercih etmediğini, bu nedenle oranın bu kadar düşük olduğunu kaydeden Tuskan, barolarda kadın oranının yüzde 40'larda olduğunu belirtti. 
     
Tuskan, "Ama karar mekanizmalarında kadınlar var mı? Karar mekanizmalarında kadınlar ne kadar yer alıyor? HSYK'da kaç kadın var? Mesela mahkeme başkanlarının kadın olması lazım, kadın Yargıtay daire başkanlarının bulunması lazım. Karar alma mekanizmalarındaki kadınlar çok az" dedi. 
     
Mardin'de 13 yaşındaki bir kızın tecavüze uğramasına ilişkin davada Yargıtayın verdiği kararı hatırlatan Tuskan, bu kararda 13 yaşındaki bir kızın rızasından bahsedildiğini belirterek, "Bu erkek egemen anlayışın yansımasıdır" dedi. 
     
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığından emekli olan Neylan Feke de eskiden belli bir tarihe kadar hakimliğe kadınların yüzde 5 oranında alındığını belirterek, bu durumun, mesleğe o süre boyunca az sayıda kadının girmesine neden olduğunu kaydetti. 
     
Feke, meslekte kadının yüzde 24,3 temsil edilmesinin iyi bir oran olarak kabul edilemeyeceğini, ancak eskiyle karşılaştırıldığında daha iyi olduğunu ifade etti. 
     
Hakimliğin, zor, külfetli ve fedakarlık isteyen bir meslek olduğunu kaydeden Feke, hakimlik ya da savcılık mesleğine, 5. bölgeden başlandığını, kıdem ilerledikçe, diğer bölgelere geçişin sağlandığını belirterek, üniversiteyi bitirmiş genç bir kadının, özellikle Türk aile yapısı dikkate alındığında, 5. bölgede bulunan yerlerde hakim ve savcı olarak çalışmasının zor bir iş olduğunu söyledi. 
     
Feke, hakim olmuş kızıyla görev bölgesine giden aileler tanıdığını, bazı kadın hakimlerin de zor şartlar nedeniyle meslekten ayrılmak mecburiyetinde kaldığını anlattı. 
     
"Hakimlik erkek mesleği olarak tanınıyor"- 
     
Bazı mesleklerin toplumda erkek mesleği olarak tanındığını belirten Feke, "Ben İstanbul'da ilk kadın ağır ceza mahkemesi başkanıyım. 'Bu kadar erkek varken, niye bir hanım' diye bir sürü söylentiler oldu. Genel düşünce bu. Yine duruşmalarda benim yüzüme baka baka sanıklar 'Hakim bey' diyordu. Ben uyardığımda 'hakime hanım' diyor, ama bir süre sonra 'Hakim bey' demeye devam ediyor. Cemiyet olarak da buna alışmış insanlar, her yerde hakimi erkek göre göre. Aynı şeyi yakın zamanda bile asliye cezada, sulh cezada çalışan kadın hakim arkadaşlar söylediler." 
     
Kendisinin İstanbul'a geldiği 1980'li yıllarda İstanbul Adliyesinde 5 kadın hakimin bulunduğunu belirten Feke, yıllarca ceza alanında çalışan tek kadın hakim olduğunu ifade etti. 
     
Neylan Feke, şartların değişmesi nedeniyle bundan sonra mesleğe daha fazla kadının gireceğini umduğunu belirterek, gözlemlediği kadarıyla da son yıllarda daha fazla kadının mesleğe girdiğini söyledi. 
   
Eski Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı avukat Celil Demircioğlu da çalışma hayatı boyunca kadın hakimlerin mesleklerinde çok titiz davrandıklarını gördüğünü belirterek, yargıdaki kadın oranın artmasından yana olduğunu kaydetti. 
     
Demircioğlu, kadınların yargıdaki oranlarının artmasının mesleğe de olumlu katkıları olacağını düşündüğünü sözlerine ekledi. 
   
 Avukat Ömer Kavili de "Bu kadar açık fark, uzun yıllar süren erkek egemenlikten kaynaklanıyor. Fakat sayının hiçbir önemi yok. Özellikle yargıçlık mesleğinde adalet fikri eğitim sürecinde iyi verilmediği için erkek veya kadın cinsinden olması sonuç itibariyle neticeyi değiştirmiyor. Bu nedenle kadınlar lehine pozitif bir yapılabilirse de çözüm bu değildir. Kadınlar lehine olağanüstü bir ayrımcılık yapılmalı, ancak bu yapılınca her şey çözülecekmiş sanılmamalı. Türkiye'deki hukuk düzeninin sorunu cinsiyette değildir. Mesele, eğitimleri nitelikli, o göreve layık, o görevi hak etmiş kişilerin atanıp atanmaması meselesidir" diye konuştu.