Helikopter kazası; şehit haberleriyle kanayan yürekleri, bir daha yaktı, kavurdu.

Can; General de olsa Er de olsa aynıdır, tartılmaz, ölçülmez !

Kazada şehit olanların hepsi, terörle mücadelede birer aslandır.

Bizler İstanbul'da, Ankara'da, Bodrum'da keyif yaparken, birileri de bu ülke adına, bizim için dağların tepesinde kelle koltukta nöbet bekliyor.

Ve, şehit düşüyor.

Kaza sonrası yapılan açıklamada, helikopterin yüksek gerilim hattına takılarak düştüğü yönündeydi.

Doğrusunu söylemek gerekirse, benim de aklımda şüpheler yok değildi.

Acaba, helekopter PKK füzesiyle düşürülmüş, bu kamuoyundan gizleniyor muydu ?

Şüphelerimin yersiz olduğunu anlamak için bilgiye ihtiyaç vardı ve o uzman görüşüne kısa sürede ulaştım.

O bölgeleri bilen, yıllarca görev yapmış asker pilot, helikopter pilotlarının en büyük korkusunun yüksek gerilim hatları olduğunu söyledi.

Dünyada bu nedenle yaşanmış yüzlerce kazayı örnek gösterdi.

Peki, bu tehlikeye karşın helikopter neden o kadar alçak irtifada uçuyordu ?

Güldü pilot dostum, yanıtı kısaydı, ''Isıya güdümlü füzelere yakalanmamak için''.

Yüksek irtifata füzelerin hedefi olmak daha kolaymış.

Helikopterler gece uçuşuna uygun değil ama, gece görüş gözlükleriyle PKK'ya karşı büyük başarılarla sonuçlanmış operasyonlar biliyoruz.

Düşen helikopterin pilotları da gece görüş gözlükleriyle kim bilir kaç saatlik uçuş tecrübesine sahip ama kaza önlenemedi.

İftar yapmışlat, yola çıkmışlar, keşke tugayda kalıp, Şırnak'a gitmek için sabahı bekleselerdi.

Bunu İstanbul'dan söylemek kolay, bir kaç saatlik uykuyla, gece gündüz demeden terörle mücadelede bu yiğitler.

Lütfen bu akşam iftar sofrasına oturduğunuzda, kuş uçmaz, kervan geçmez dağlardaki O aslanları gözünüze önüne getirin.

Belki lokmalar boğazınızdan zor geçecektir ama, Onların varlığını anımsayarak manevi huzur bulacaksınız.