Yükseköğretimde reforma ihtiyaç var

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Türkiye'de kapsamlı yüksek öğretim reformuna ihtiyaç duyulduğu söyledi

Yükseköğretimde reforma ihtiyaç var
05 Mart 2012 Pazartesi 08:02 tarihinde eklendi.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Türkiye'de kapsamlı yüksek öğretim reformuna ihtiyaç duyulduğu yönünde, tüm sosyal sektörler ve siyasi görüşler arasında fikir birliğinin bulunduğunu belirterek, ''Böylesine geniş çaplı bir mutabakattan yararlanmak suretiyle, ideolojik pozisyonlar yerine rasyonel tartışmaları temel alan yeni bir yol haritası üzerinde çalışmalıyız'' dedi.
    
ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen Türk Amerikan Bilim İnsanları ve Akademisyenleri Derneği'nin (TASSA) 5'inci Yıllık Konferansı'nın ikinci günü, Türkiye'deki yüksek öğretim sistemi üzerindeki tartışmalara ayrıldı.
    
Konferans kapsamında düzenlenenen ''Türkiye İçin Yüksek Öğretim Modelleri'' başlıklı panelin açılışında söz alan YÖK Başkanı Çetinsaya, bu konferansın, akademisyenler, üniversite rektörleri ve üniversite öğrencilerini biraraya getirerek, Türkiye'deki yüksek öğretim sistemiyle ilgili tartışmalara katkıda bulunmada büyük potansiyel sunduğunu ifade etti.
    
-''Yeni zorluklar olduğu kadar yeni fırsatlar da var''-
    
Türkiye'deki yüksek öğretim sisteminin yeni zorluklarla oluğu kadar yeni fırsatlarla da yüz yüze olduğunu kaydeden Çetinsaya, ''Hepinizi, üniversitelerimizi daha güçlü kılacak ve daha rekabetçi hale getirecek yeni bir yol haritası çıkarmak için bu konular ve sorunlar üzerinde kafa yormaya davet ediyorum'' dedi.
    
Gökhan Çetinsaya, sözlerine şöyle devam etti:
    
''Üniversite öğrencilerinin sayısıyla ilgili önümüzde şöyle bir tablo var: Açık öğretim öğrencileri hariç, Türkiye'de her düzeyde kayıtlı iki milyonun üzerinde öğrenci bulunmakta ve bunların yarım milyonu, meslek yüksek okullarında öğrenim görürken, bir milyondan biraz fazlası, 4 yıllık lisans programlarına kayıtlı durumda. Yüz binin üzerinde yüksek lisans öğrencimiz ve 40 bin doktora öğrencimiz var. Bu öğrencilerin sadece yüzde 9'u vakıf üniversitelerinde.
    
Üniversitelerinin sayısının artmasıyla, akademik personel ve öğrenciler için yeni bir fırsat penceresi açıldı, bu da hem Türkiye'de hem de yurtdışında değişim faaliyetinde bulunma imkanı. Akademik personelimizin ve öğrencilerimizin değişim faaliyetleri içerisine girmeleri, YÖK tarafından teşvik edilmekte ve desteklenmekte. Bunlar, yüksek öğretim sistemimizin önündeki bazı fırsatları oluşturuyor''.
    
''Eğitim sistemimizi dış dünyaya açmalıyız''-

    
Konuşmasında Türkiye'de yüksek öğretim sisteminin karşılaştığı bazı zorluk ve sorunlara da değinenGökhan  Çetinsaya, bunlardan birincisini ''kalite'' konusu olarak göstererek, ''Yüksek öğretim sisteminde önemli büyümeye tanık olduk. Şimdi, inovatif eğitim sunma, modern araştırmalar yürütme ve birinci sınıf yayınlar üretme konuları üzerinde dikkatlice düşünme zamanı. Bu tamamıyla Türkiye'de yüksek öğretimin kalitesiyle alakalı. Türkiye'de özellikle yeni kurulmuş üniversiteler kalite mekanizmaları tesis etmeye yatırım yaparken, daha eski kurumların da kendi mevcut sistemlerini geliştirmelerini sağlamalıyız. Bu aşamada size şu bilgiyi vermek isterim ki, Türkiye'de kalite güvence sistemleri üzerinde sağlıklı bir tartışma yürüyor'' diye konuştu.
    
Çetinsaya, ikinci zorluğu, ''uluslararasılaştırma'' olarak tanımlayarak, ''Türkiye'deki sosyal, ekonomik ve siyasi değişimler, ülkemizi son yıllarda bölgesel güce ve küresel oyuncuya dönüştürdü'' dedi. Türkiye'nin komşu ülkelerle ekonomik ilişkileri ve ABD, AB ve Afrika gibi ülke ve bölgelerle ticaret hacminin arttığına işaret eden Çetinsaya, ''Bu bağlamda, üniversitelerden, Türkiye'nin küresel rekabetine katkıda bulunabilecek bilgi ve yeteneğe sahip öğrenciler mezun etmeleri beklenmektedir. Dolayısıyla, eğitim sistemimizi dış dünyaya açmalıyız. Bu hedefe ulaşmak için, öğrencilerimizi ve akademik personelimizi ülke dışına gönderirken, yabancı öğrencileri ve araştırmacıları da Türkiye'ye çekmeliyiz. Bu bağlamda, Türk kökenli akademisyenlerin araştırma ve ders verme için Türkiye'ye kısa ya da uzun vadeli çerçevede geri dönmelerini öngören ters beyin göçü teşvik edilecektir'' diye konuştu.
    
-''Yeni yol haritası üzerinde çalışmalıyız''-

Gökhan Çetinsaya, üçüncü ve en önemli meselenin ise, yüksek öğretim sisteminin reforme edilmesi olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
    
''Hepinizin bildiği gibi, YÖK, Türkiye'de askeri darbenin ardından kurulmuştu, Dolayısıyla, bu dönemin izlerini taşımakta. Bugün, kapsamlı bir yüksek öğretim reformuna ihtiyaç duyulduğu yönünde, tüm sosyal sektörler ve siyasi görüşler arasında bir fikir birliği bulunmakta. Böylesine geniş çaplı mutabakattan yararlanmak suretiyle, ideolojik pozisyonlar yerine rasyonel tartışmaları temel alan yeni bir yol haritası üzerinde çalışmalıyız. Deneyimlerimizi paylaşır ve işbirliği yaparsak, doğru yönde olumlu adımların atılabileceğinden umutluyum.''